Karikatür krizinin unutulan ajanı: Morten ‘Murat’ Storm

ÖZEL HABER | HASAN CÜCÜK

Çin’de ortaya çıkan koronavirüs tüm dünyanın kabusu olmaya devam ediyor. Ölümcül virüsle uğraşan Çin’in gündeminde koronavirüsün yanısıra Jyllands Posten var. Pekin, Danimarka’da çıkan bir karikatürden dolayı ‘özür’ bekliyor. Karikatürü yayımlanan gazete ise tanıdık. 30 Ekim 2005’te Peygamber Efendimize hakaret içeren karikatürleri yayınlayan Jyllands Posten. Gazete, bu kez Çin’i kızdırdı. Jyllands-Posten, Çin’in bayrağındaki yıldızlar yerine virüs görsellerini kullandığı bir karikatüre yer verdi.

Çin’in Kopenhag Büyükelçiliğinin internet sitesinde yapılan açıklamada, Çin’in gazetede çıkan bu çizimden ötürü “çok öfkeli” olduğu belirtildi. Açıklamada, “Jyllands-Posten’in ve (çizer) Niels Bo Bojesen’in hatalarını kabul ederek, kamunun önünde Çin halkından özür dilemesini talep ediyoruz.” ifadesi kullanıldı. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Jacob Nybroe, karikatürün amacının Çin ile alay etmek ya da küçük düşürmek olmadığını savundu. “Yanlış olduğunu düşünmediğimiz şey için özür dilemeyeceğiz” diyen Nybroe, sorunun iki farklı kültürel bakıştan kaynaklandığını ileri sürdü.

Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ise karikatürün ifade özgürlüğünün bir parçası olduğunu ve bu konudaki güçlü geleneklerine sahip çıkacaklarını ifade etti. Tüm bu gelişmeler 30 Ekim 2005’te yayınlanan Hz Muhammed (SAV) hakaret içeren karikatürleri akıllara getirdi. Yeni bir karikatür krizi mi çıkıyor sorusu sorulmaya başlandı.

Mevcut krizden hareketle 2005’te gelişen olayları körükleyen bir ajanın itiraflarını ve yaptıklarını hatırlayalım.

Danimarka’da Peygamber Efendimize hakaret içeren karikatürler, Jyyland-Posten Gazetesi tarafından 30 Eylül 2005’te yayınlanmıştı. İlk tepki doğal olarak Danimarka’da yaşayan Müslümanlardan gelmişti. Son derece barışçıl bir şekilde tepkilerini gösteren Danimarkalı Müslümanlar, ifade özgürlüğünün dini değerlere hakaret etmeyi gerektirmediğini dile getirmişti. Ancak 2006’nın başından itibaren tepkiler yavaş yavaş boyut değiştirdi. Efendimizi ‘terörist gibi’ gösteren karikatürün çizeri Kurt Westergaard’a yönelik ‘ölüm fermanı’ ilanları art arda açıklanmaya başladı. Polis, sonraları karikatür krizinin sembolü haline gelecek olan Westergaard’ı koruma altına aldı. Bu arada başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın farklı ülkelerindeki Danimarka elçiliklerine yönelik saldırılar da artmaya başladı.

Unutulan ajan: Morten ‘Murat’ Storm

Peki, ne olmuştu da ilk günlerde, barışçıl yollarla gösterilen tepkiler aylar sonra şiddet eylemlerine dönüşmüştü? Bu dönüşümde kimlerin, nasıl bir etkisi olmuştu? Küresel çapta bir infiale neden olan karikatür krizinin perde arkası, Danimarka İstihbarat Teşkilatı’nda (PET) çalışan Morten Storm isimli bir ajanın itiraflarıyla gün yüzüne çıktı. Storm, itiraflarıyla, Müslümanları sokağa dökmek ve şiddet eylemlerine karıştırmak için kirli bir planın hayata nasıl geçirildiğini özler önüne serdi.

1976’da Korsör şehrinde doğan Storm, gençliğinde motosiklet çetelerine üye olup kriminal suçlar işlemiş biridir. 1990’larda İslam’la tanışıp adını Murat olarak değiştiren Storm, İslami bilgisini artırmak için önce İngiltere’ye, sonra Yemen’e gider. Oldukça radikal bir çizgiye kayıp El Kaide’nin Yemen’deki liderlerinden Anwar al-Awlaki ile yakın bir dostluk kurar. Danimarka’ya döndükten sonra Odense, Arhus ve Kopenhag’daki camilerin müdavimi olan Morten Storm, kısa sürede ilgi odağı olur. Bu şehirlerdeki Müslümanlar, Danimarkalı ‘din kardeşlerine’ gönüllerini açar, onu bağırlarına basar.

Storm, gençleri etkileyen bir belagata sahiptir. Danimarka aleyhinde konuşmalar yapar. Ezilmekten, dışlanmaktan dem vurup isyan edilmesini öğütler. 2006’da İslam’la olan gönül ve inanç bağını koparır. O yıl PET devreye girerek ajanlık teklif eder. Bu teklifi kabul eden Morten, dışa karşı Müslüman rolünü oynamaya devam eder. PET’in verdiği görev, Müslüman gençlerin radikalleşmesini sağlamasıdır. Morten Storm, görevini başarıyla yerine getirir. Yahudilerin öldürülmesinin ‘hak olduğunu’ söyler, “Biz onları ödürmezsek onlar bizi öldürür!” der. Müslüman olmadığı ortaya çıkmasın diye radikallikte sınır tanımaz. Gençlerin beynini yıkar, Yemen’de faliyet gösteren illegal örgütlere para gönderilmesini organize eder.

Morten Storm, sadece PET ile değil, CIA ile de çalışır. Hedef ise yakın dostluğunu kazandığı El Kaide liderlerinden Anwar al-Awlaki’nin öldürülmesidir. CIA, Storm’dan aldığı bilgiler doğrultusunda insansız hava aracıyla düzenlediği operasyonla Anwar al-Awlaki’yi öldürür. 6 yıl PET’e çalışan Morten Storm, artık görevini yapmış olacak ki ilişkisini koparmak istediğini söyler. Ancak maddi konularda PET ile anlaşamaz. PET, susması için aylık 25 bin kron (3 bin 500 Euro) net maaşı 5 yıl süreyle vermeyi taahhüt eder. Ancak Morten Storm, ajanlık yıllarını gazetelere anlatarak kendini deşifre etmeyi daha ‘kârlı’ bulur.

Danimarka medyası Storm’un gündemi uzun süre meşgul eden itiraflar silsilesi yayınladı. Yıllarca ‘din kardeşi’ olarak görüp gönüllerini açtıkları ‘Murat’ Morten’in ajan çıkması Müslümanlarda şok etkisi yaptı. Sahte Müslüman’ın kendini deşifre etmesiyle, yaptıkları da yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı. Storm’un önemli hedeflerinden biri de hakaret karikatürlerinin çizerlerinden Kurt Westergaard’ın öldürülmesiydi. Boşnak asıllı bir genç olan Adnan Avdiç’i Westergaard’ı öldürmesi için ikna etmeye çalışmıştı.  Olayın medyada yer almasının akabinde konuşan Avdiç, 2007’de aynı evi paylaştığı Morten Storm’un Westergaard’a suikast planını hazırladığını ve kendisinden de uygulamasını istediğini itiraf etti. Storm’un beynini yıkadığı, sadece Avdiç değildi. 22 yaşındaki Ebu Musab ve 29 yaşındaki Ebu Abdullah isimli gençler de Storm’un benzer suikast planını kendilerine de teklif ettiğini açıkladı. Storm’un teşvikiyle çok sayıda Müslüman gencin suça bulaştığı tahmin ediliyor.

PET, Morten Storm’un itiraflarıyla ilgi ne kabul ne de ret içeren ortaya karışık bir açıklama yaptı. İtirafları sonrası sırra kadem basan Morten Storm, arada bir ortaya çıkıp ajanlık geçmişiyle ilgili ifşaatlarda bulunuyor. Uzun süre Danimarka basını için iyi bir haber kaynağı oldu. 2015’te yaşadıklarını ‘Ajan Storm’ adıyla kitaplaştırdı. Daha çok El- Kaide içinde çifte rolüne değindiği kitabı, Danca’nın dışında İngilizce başta olmak üzere bir çok dilde yayınlandı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin