Kararname rejimi: Melih Bulu geldiği gibi gitti

HABER İNCELEME | İLKER DOĞAN 

Boğaziçi Üniversitesi’nin ‘Kayyım’ Rektörü Melih Bulu, tıpkı geldiği gibi bir gece yarısı kararnamesiyle görevden alındı. Sosyal medyada konuya ilişkin haberler üzerine Melih Bulu, kovulduğu iddiasını yalanladı. Ancak daha sonra konuya ilişkin ‘alaycı’ paylaşımını silmek zorunda kaldı. Bulu’nun tepkisinden, kendisine ‘nezaketen’ de olsa görevden alındığının önceden haber verilmediği anlaşılıyor.

Melih Bulu’nun göreve getirilmesi sonrası başlayan protestolar nedeniyle yüzlerce öğrenci gözaltına alınmış, 11’i tutuklanmıştı. Siyasi iktidarın inadı uğruna öğrencilerin evleri ‘terör yuvası’ gibi uzun namlulu silahlarla şafak vakti basıldı. Üniversitenin kapısına kilit bile vuruldu. 20 yıllık hocalar, üniversiteye alınmadı. İktidar Boğaziçili öğrenci ve öğretim üyelerinin talebine kulak tıkamasaydı bütün bunlar yaşanmayacaktı.

UYGULAMALI ‘TEK ADAM’ REJİMİ

Melih Bulu’nun göreve getiriliş ve alınış şekli AKP rejiminin ‘yönetim’ anlayışını da ortaya koyuyor. Türkiye artık ‘tek adam’ tarafından ve ‘gece yarısı’ kararnameleriyle yönetiliyor. Daha önce de Merkez Bankası başkanları gece yarısı kararnameleriyle görevlerinden alınmıştı.

“Asla istifayı düşünmüyorum. Başta bu krizin 6 ay içinde biteceğini öngörmüştüm, öyle de olacak.” demişti Melih Bulu. Ancak öyle olmadı!

2 Ocak 2021 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne getirilen Melih Bulu, yine aynı şekilde bir gece yarısı kararnamesiyle kovuldu. Melih Bulu’nun görev süresi 6. ayda bitmiş oldu…

Melih Bulu, 2015 yılında AKP İstanbul 1’inci bölge milletvekili aday adayı olmuştu. Hem siyasi kimliği, hem de akademik kariyeri nedeniyle bir gece yarısı Boğaziçi’ne rektör olarak atanması tepki ile karşılandı.

Öğrenciler ve öğretim üyeleri direnişe geçti. Üniversitenin kendi rektörünü kendisinin seçmesi gerektiği söylendi. Eylemler her geçen gün daha da arttı.

ÜNİVERSİTENİN KAPISINA KELEPÇE

Atamadan iki gün sonra 4 Ocak’ta, Boğaziçi Üniversitesi’nde ilk kitlesel eylem yapıldı. Öğrenciler taleplerini açıkladı. Ancak polisin müdahalesi sert oldu. Öğrenciler yerlerde sürüklendi, darp edildi. Gözaltılar yaşandı.

Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden biri olan Boğaziçi’nin kapısına kelepçe takıldı. Bir gün sonra ise protestolara katılmış öğrenciler ev baskınları ile gözaltına alındı. Öğrencilerin evi, ‘terör yuvası’ gibi özel harekat timleri tarafından uzun namlulu silahlarla basıldı. 10’dan fazla öğrenci tutuklandı. 2 Nisan’da tamamı tahliye edildi.

ÖĞRETİM ÜYELERİ AYLARDIR DİRENİYOR

Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri bu süreçte tarih yazdı. 5 Ocak’tan itibaren her gün sırtlarını rektörlük binasına dönerek, atamayı protesto ettiler. Kar, yağmur, çamur, fırtına demeden her gün protesto yaşandı.

Melih Bulu, 14 Temmuz tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi gereğince 195 gün sonra görevinden alındı. Bulu’nun yerine vekaleten üniversitenin rektör yardımcısı olan Prof. Dr. Mehmet Naci İnci atandı.

KİMSE ŞAH DEĞİL, PADİŞAH DEĞİL

Melih Bulu’nun görevden alınması Boğaziçi Üniversitesi’nde coşku ile karşılandı. Öğretim üyeleri ve öğrenciler Bulu’nun gidişini ‘Bu devirde kimse şah değil, padişah değil’ şarkısı eşliğinde dans ederek kutladı.

BÜTÜN BUNLAR NEDEN YAŞANDI?

Kamuoyu Melih Bulu’nun görevden alınmasından memnun ancak geride cevap bekleyen sorular var. Onlardan ilki madem görevden alınacaktı, neden göreve getirildi? Bu kadar protestoya rağmen 6 ay boyunca neden görevde tutuldu? İktidarın ‘inadı’ uğruna yüzlerce öğrenci darp edildi, linçe maruz kaldı, gözaltına alındı, tutuklandı… Öğretim üyeleri üniversiteye alınmadı. Bütün bunlara değer miydi?

NACİ İNCİ’YE: UTANMIYOR MUSUN?

Boğaziçililer, Melih Bulu’nun yerine vekaleten rektör olarak atanan Mehmet Naci İnci’yi de protesto etti. Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan ‘kayyum’ rektör Melih Bulu’nun yardımcısı Prof. Dr. Naci İnci, öğrencilerin, “İki öğrenci tutukluyken bu görevi kabul etmeye utanmadınız mı?” diye sordu. İnci’nin “Bir düşüneyim ondan sonra.” Demesi dikkat çekti. Bir başka öğrenci de İnci’nin arkasından, “Sen de gideceksin… Naci, bir gecede!” diye bağırması dikkat çekti.

TÜRKİYE’NİN YENİ YÖNETİM ŞEKLİ

Melih Bulu’nun göreve getirilme ve alınma şekli Türkiye’nin yeni yönetim modelinin bir özeti aslında. Bir gece yarısı tek adam tarafından atanmıştı; aynı şekilde yine bir gece yarısı kendisine bile haber verilmeden kovuldu.

Aynı yöntem daha önce Merkez Bankası’nda da uygulandı. Murat Çetinkaya bir gece yarası kararnamesiyle görevden alındı. Halefi Murat Uysal da yine bir gece yarısı kararnamesiyle gönderildi. Yerine getirilen Naci Ağbal da aynı akıbeti yaşamaktan kurtulamadı. Muhtemelen MB’nin mevcut başkanı Şahap Kavcıoğlu da yine bir gece yarısı kararnamesiyle görevden alınacak.

Ulaştırma Bakanı Cahit Turan bile geçtiğimiz yıl Mart ayında gece yarısı kararnamesiyle koltuğundan oldu. İddiaya göre Turhan, koronavirüs önlemleri kapsamında pasif kaldığı için kovulmuştu.

Yeni Türkiye’de her şeye ‘tek adam’ karar veriyor; eğitimden sağlığa, spordan adalete, maden ruhsatından bayram tatilinin kaç gün olacağına kadar… ‘Tek adam’ istediği kişiyi bir gecede bakan, başkan, rektör vs. yapıp, yine bir gecede görevden alıyor…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin