Kanal İstanbul kimin işine yarar?

HABER-İNCELEME | HAKAN TANER

Geçen gün medyaya “Kanal İstanbul’da ihale aşamasına geçildi” diye bir açıklama yansıdı.

İlk başlarda bu projeyi seçimlere yönelik bir gösteri olarak düşünüyordum. Daha sonra işin böyle olmadığını öğrendim.

Fakat ülkenin içinde bulunduğu ekonomik şartlar düşünüldüğünde rantabilitesi olmayan böyle bir işin hele ki bu ortamda hayata geçirilmesinden vazgeçileceğini düşünsem de eldeki veri ve geçmiş tecrübeler ışığında bu kurtarma operasyonunun yapılıp yapılmayacağını da merak ediyordum.

Yanılmadım…

Beklenen haber geldi ve proje ihaleye açıldı.

Öncelikle şu tespitin altını bir kez daha çizmek isterim ki ülke yararına olmayan ve yanlış hatalı yatırım ve karar olduğunu düşündüğümüz / düşündüğünüz hiçbir iş düşündüğümüz gibi değil.

Ülke yararına olup olmaması değil kriter.

Son dönemlerde kriter şu; bir yatırım yapılsın ve herkes kazansın.

Kanal İstanbul ile ilgili sizi biraz geriye götürmek istiyorum.

İstanbul Yeni Havalimanı ve Kanal İstanbul projesi duyulmadan önce bazı kişi ve kurumlar bu mekânların etrafında ne kadar arsa, tarla varsa talip oldu. Sonra buraların sahibi de oldular.

İlk etap tamamlandıktan sonra prosedür işlemeye devam etti.

Kanal İstanbul önemli, o kadar önemli ki iktidar uzun zamandır muhalefetin elinde bulunan iki ilçede (Çatalca ve Silivri) belediye başkanlığı seçimini kazanmak için hiçbir fedakârlıktan kaçınmadı ve sürpriz bir şekilde son seçimde her iki belediyeyi de kazanmayı başardı.

KANAL İSTANBUL ÖNEMLİ ÇÜNKÜ..

Kanal İstanbul kimin ve ne için önemli bu noktaya geçmeden iki bilgi notunu aktarmak istiyorum.

İlki değerli bilim insanı Cenk Yaltırak’a ait: “Kanal İstanbul’u bir ada yaptığında depremde şehirden çıkamayan halkımızın kanal boyunda yığıldığında olacak olanları göremeyen, geçmişte kanalı destekleyenler bu yazıyı hatırlayıp, umarım o gün orada o anı yaşamazlar. Ne deprem ne kanal. Oyun değil.”

İkinci açıklama Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan: “Bugüne kadar İstanbul’a yapılan ihanetleri bin ile çarpın eşittir Kanal İstanbul.”

Bu konuda evvel ve ahirde yapılan açıklamaların ekserisinin bu yönde olduğunu biliyoruz.

Madem tablo böyle. O hâlde Kanal İstanbul projesi kimin için ve niçin önemli? Bu proje başlamadan önce bu bölgeden arsa tarla yığınağı yapanlar için elbette.

Çok önceden duyduğum bir bilgi şu ki bu bölgede artık iktidara yakın olanlar dışında sadece arsasını mülkünü satmayanlar kaldı.

75 milyar TL olarak açıklanan maliyet, tabiatın tahribatı, ekolojik dengenin alt üst olması yaklaşmakta olan deprem…

Bütün bunları bir arada düşündüğümüzde bir tarafta kamu yararı bir yanda başkasının yararı.

Ekonomik kriz, sıkıntılardan bunalıp umudu tükenen insanların intiharları…

Kanal İstanbul bir anlamda kimin neyi önemsediği ve önceliğin ne olduğu ile ilgili bir turnusol kâğıdı.

Bırakın bu projenin inşâsını, bu ortamda bunu gündeme getirmek bile cesaret işi.

Umuyor ve diliyorum ki muhalefet hayatında ilk defa vakitlice bu dar vakitte bu kadar paranın heba edilmesi ve ekolojik dengenin bozulmasının önüne geçerek üzerine düşeni yapar.

Bu noktada en büyük iş yine hukuk.

“İstanbul ve Ankara’da hâkimler var” sözü de bir gün söylenir elbet.