Kanal İstanbul, çıkmaz sokak!

HABER İNCELEME | YUSUF DERELİ 

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘inadına’ yapılacağını açıkladığı Kanal İstanbul’la ilgili tartışmalar son dönemde Montrö Boğazlar Sözleşmesi üzerinden yürütülmeye başlandı. Peki bu ne kadar gerçekçi? Türkiye gerçekten Montrö Sözleşmesini iptal edebilir mi? Ederse sonuçları ne olur? Yoksa rejimin amacı Kanal İstanbul’la elde edilecek rantı yapay ‘Montrö’ gündemiyle değiştirmek mi?

Konunun uzmanlarına göre, Montrö Boğazlar Sözleşmesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin egemenliğinin ve bağımsızlığının uluslararası toplumda kabul edildiğinin göstergesi. Montrö Sözleşmesi ile boğaz geçiş düzeni Türkiye’nin güvenliği dikkate alınarak yeniden ele alınıyor. Montrö’ye göre Karadeniz’e kıyısı olmayan devletlerin uçak gemilerinin, hattı harp gemilerinin ve denizaltılarının Boğazlardan geçmesi yasak! Ticari gemiler ise çok cüzi bir ücret ödeyerek Boğazları kullanabiliyor.

AKİT: MONTRÖ PRANGASINI KANAL İSTANBUL KIRAR

İktidara yakın gazetelerden Akit dün ‘Montrö prangasını Kanal İstanbul kırar’ manşetiyle çıktı. Gazeteye göre ‘asrın projesi sayesinde hem boğazlardaki risk azalacak, hem de kazanç’ katlanacak. Benzer bir manşeti 15 Şubat 2014’de Star gazetesi de atmıştı. Şöyle deniliyordu haberde: “Türkiye, Montrö Anlaşması’ndaki kısıtlamalar nedeniyle 28 yılda İstanbul Boğazı’ndan geçen gemilerden elde edeceği 10 milyar dolar gelirden mahrum kaldı. Kanal İstanbul projesi tamamlandığında, Montrö baypas olacağı için kasamıza yılda 8 milyar dolar girecek.”

SÜVEYŞ KANALI GEÇİŞ ÜCRETİ 300 BİN DOLAR!

İktidar ve yandaşlarına göre Kanal İstanbul’un inşaatının en önemli gerekçesi gemilerden alınacak parayla gelirin artırılması. Ancak bunu yapabilmeniz için Montrö’yü ‘bypass’ etmeniz gerekiyor. Zira Montrö’ye göre ticari gemilerin geçişini engelleme imkanınız yok! Peki Türkiye’nin Kanal İstanbul’u yaparak iktidar temsilcilerinin iddia ettiği gibi yıllık 5 milyar dolar gelir elde etmesi mümkün mü?

Süveyş Kanalı’nın uzunluğu 193 km. Kızıldeniz’le Akdeniz’i birbirine bağlıyor. Alternatifi yok! O kanalı kullanmayan gemi, yolunu 7 bin km civarında uzatmak, Ümit Burnu’nu dolaşmak zorunda! Bu da ortalama 20 gün sürüyor. Süveyş Kanalı’ndan yıllık 18 bin civarında gemi geçiyor. Yıllık toplam geliri ise 5 milyar doların üzerinde. Gemi başına geçiş ücreti de ortalama 300 bin dolar seviyelerinde. Panama Kanalı da 15 gün kazandırıyor gemilere. Geçiş ücreti ortalama 250 bin dolar seviyelerinde.

O PARAYI HANGİ KAPTAN, NEDEN VERECEK?

İstanbul Boğazı’ndan 2019 yılı için geçiş yapan 42 bin gemiden Montrö anlaşmasına dayanılarak alınan fener- tahlisiye ve sağlık ücretlerine ilave olarak, kılavuzluk ve römorkör  hizmetleri dahil toplam 143 milyon dolarlık gelir elde edilmiş. Gemi başına 3 bin 400 dolara denk geliyor. İstanbul Boğazı’ndan neredeyse bedavaya geçen gemileri zorla Kanal İstanbul’a yönlendiremeyeceğinize göre 5 milyar dolar geliri nasıl elde edeceksiniz? 1.300 ile 5.000 dolar arasında bir ücret ödeyerek geçmek dururken, hangi gemi kaptanı size 100 bin dolar vererek Kanal İstanbul’u kullanmak ister?

KANAL İSTANBUL YOLU KISALTMIYOR, UZATIYOR!

Üstelik Süveyş ve Panama kanalları yolu kısaltırken, Kanal İstanbul 15 km uzatıyor! Kanal İstanbul’un uzunluğu 45 km olacak. İstanbul Boğazı ise yaklaşık 30 km. Ayrıca Kanal İstanbul’un derinliği 25 metre iken İstanbul Boğazı’nda ortalama derinlik 60 metrenin üzerinde. Ve daha da önemlisi İstanbul Boğazı’nın en dar yeri 760 metre. Yer yer genişlik 2,5-3 km’nin bile üzerine çıkıyor. Kanal İstanbul’un genişliği ise sadece 150 metre!

TRAFİK AZALIYOR

İktidarın İstanbul Boğazı’nda trafik azaltılması gerekçesi de inandırıcılıktan uzak. Zira Boğaz’ın trafiği zaten her yıl daha da azalıyor. Rusya, Kuzey Denizi’nde buzulların erimesiyle yeni yollar olduğu için taşımayı oraya doğru kaydırıyor. Hepsinden önemlisi boru hatları projeleriyle gerek gaz ve gerekse petrol taşımalarında azalma oldu. 2006’da yaklaşık 55 bin geminin kullandığı Boğaz’ı, 51 bine yakın gemi tercih etmiş. Rakam 2015’de 43 bin 544’e, 2018’de ise 41 bin 203’e gerilemiş.

MALİYETİ 30 MİLYAR DOLARI AŞACAK

Kanal İstanbul’un maliyeti konusunda da farklı açıklamalar var. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca 2018 yılında hazırlanan sunumda Kanal İstanbul’un toplam maliyeti 20 milyar dolar öngörülüyordu. Ancak uzmanlara göre söz konusu rakam 30 milyar dolar civarında olacak.

BURAM BURAM RANT KOKUYOR

Rakamlar ortada, Kanal İstanbul’un ülke için hiç de akıllıca bir yatırım olmadığı açık. Ancak iktidar temsilcileri ‘inatla’ bu projeyi yapacaklarını söylüyor. Peki bu inadın nedeni ne?

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum önceki gün yaptığı açıklamada, “Kanal İstanbul Projesi için artık imar planlarını onaylamış ve askıya çıkarmış bulunuyoruz.” dedi. Öyle anlaşılıyor ki kanal yapılmadan, güzergahtaki villalar, lüks konutlar, rezidanslar inşa edilmeye başlanacak.

Kanal İstanbul güzergahında özellikle AKP’ye yakın iş adamları ve Arap şeyhlerin binlerce dönüm arazi aldığı ortaya çıkmıştı. Katar Emiri’nin annesinin de Kanal İstanbul güzergahından 44 dönüm arazi aldığı belgelendi. Bunun gibi yüzlercesi var. İktidar, çareyi tapu kayıtlarına ulaşımı yasaklamakta buldu! Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan da projenin ‘rant’ amaçlı olduğunu bizzat açıkladı.

TÜRKİYE, TEHLİKELİ BİR OYUN OYNUYOR

Deniz Güvenliği Uzmanı Mehmet Cem Demirci, Montrö Boğazlar Sözleşmesiyle ilgili Euronews’te önemli yazılar kaleme alıyor. Bunlardan sonuncusu önceki gün yayınlandı. Demirci, Türkiye’nin önündeki seçenekleri ayrıntılı olarak irdelediği yazısının sonunda şu uyarılarda bulunuyor:

“Türkiye Kanal İstanbul projesi üzerinden Montrö’yü Ruslar ile bir pazarlık konusu yapmak istiyor olabilir. Ancak bu tehlikeli bir oyun. Montrö bir denge rejimi ve Türkiye’ye çok büyük ayrıcalık ve haklar tanıyor. Uluslararası Adalet Divanı’nın Korfu Boğazı Davasında barış zamanında savaş gemilerinin önceden izin almadan uluslararası ulaşımda kullanılan boğazlardan geçiş hakkı olduğuna karar verdi. Bu durumda Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin iptal edilmesi durumunda yerine gelecek rejimin ister zararsız ister transit geçiş kuralları uygulansın Türkiye’ye bugünkünden daha fazla hak tanımayacağı aşikâr. Türkiye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra bir nevi tapusu belgesi hükmünde olan Lozan ve Montrö belgelerini korumaya yönelik politikasında devam etmeli. Rusların gevşetme girişimlerine izin vermemeli.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin