İsveç’te neler oluyor? Krizin ‘Küçük’ bir sebebi var [BARBAROS KARTAL]

İsveç’te yarın düzenleneceği bildirilen 15 Temmuz ile ilgili panelin iptal edildiği sabah saatlerinde basına yansımıştı. Olay büyüyüp, Mevlüt Çavuşoğlu ile Ömer Çelik’in açıklamalarını görünce ‘herhalde başka bir şey var’ deyip İsveç’teki bir kaç dostumu aradım ve ‘Olay nedir bir anlatın bakalım’ dedim.

Mesele meğer bizim havuzun anlattıklarından epey farklıymış. Öncelikle panelin iptali diye birşey söz konusu değil. Sadece panelin yapılması için kiralanan okulun yetkilileri salonu kiralamaktan vazgeçtiklerini bildirmiş. AKP’nin Avrupa’daki örgütü UETD yetkilileri de başka bir mekan ayarlamak yerine bunu protesto edip paneli salonun dışarısında yapmaya karar vermişler.

Hatırlarsanız geçtiğimiz ay yine UETD’nin Viyana’da düzenleyeceği ve Metin Külünk’ün konuşacağı salon, Fleming’s Hotel yetkilileri tarafından otelin prestiji ve gelen tepkiler gerekçe gösterilerek iptal edilmişti. Toplantı daha sonra bir Türk restaurantında gerçekleşmişti.

Konuştuğum diğer bir meslektaşım salonun kiralanmamasının sebebi olarak Cem Küçük’ü gösterdi. Cem Küçük’ün televizyon ekranlarında Can Dündar’a MİT’in suikast düzenlemesi gerektiğini anlattığı konuşmasının İsveç’te büyük tepkilere neden olduğunu ve meslektaşlarını ölümle, hapisle ve kovulmakla tehdit eden bir kişinin kamuya ait bir binada konuşmacı olmasının İsveç standartlarında mümkün olmadığını söyledi. ‘Panelde Cem Küçük konuşmacı olmasaydı böyle bir durum kesinlikle yaşanmazdı’ diye de ekledi. İsveç’te nefret suçunun kamuoyunda çok önemsendiği ve hiçbir politikacı ve görevlinin daha sonra başını yargıda belaya sokacak bir şeye izin veremeyeceği dile getiriliyor.

UETD, 15 Temmuz panelini düzenleyeceğini ve Cem Küçük’ün konuşmacı olduğunu duyurunca İsveç’te bulunan sivil toplum kuruluşları seslerini yükseltmiş. Özellikle Alevi, Kürt ve hizmet hareketine sempati duyan İsveç vatandaşları kendi vergileri ile finanse edilen bir okulda Cem Küçük’ün konuşacak olmasından dolayı rahatsızlıklarını dile getirmiş. İsveç basınında da konuyla ilgili haber ve yazılar çıkmış. Cem Küçük için ‘Gazeteci Avcısı’ ifadesi kullanılmış.

Yine dile getirilen bir diğer husus İsveç’te çok güçlü olan Öğretmenler Sendikası’nın onbinlerce meslektaşlarının işsiz kaldığı bir ortamda kendilerinin işten atılmasını savunan bir gazetecinin bir okulda konuşturulacak olmasına vereceği tepkiden çekinildiği.

Diğer bir iddia da UETD’nin daha önce iptal edilen etkinliklerinden ders çıkararak bu kez salonu başka bir derneği paravan yaparak kiraladığı. Belediye yetkililerinin bundan sonra okulların salonlarını sivil toplum kuruluşlarına kiralarken daha dikkatli olacaklarını ve bunun kendileri için bir ders olduğunu ifade eden demeçleri yine İsveç basınında yer almış.

Avrupa’daki Türkiye toplumu arasında kutuplaşmayı giderek arttıran UETD’ye duyulan rahatsızlık giderek artıyor. Almanya’nın derneği inceleme almasından sonra Hollanda da yaşanan şiddet eylemleri için ciddi cezai yaptırımlar uygulamıştı.  AB ülkeleri Diyanet mensuplarını ayrımcılık yapmamaları konusunda özellikle uyarıyor. Öyle ki Danimarka’daki Türkiye büyükelçisi imamları elçiliğe çağırarak,  sözlerinize dikkat edin diye uyarma gereği hissetmiş.

UETD üyelerinin bulundukları ülkelerde AKP ajanı görülmekten rahatsızlık duydukları, nefret suçu suçlamasıyla karşı karşı kalmaktan ve sınır dışı edilmekten endişe ettikleri de sıkça konuşuluyor .

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin