TR724 ÖZEL HABER | TUNA YILDIZ
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Gülen Hareketine yönelik geniş kapsamlı bir cadı avı başladı. Darbenin ardından cemaat mensubu iddiasıyla on binlerce hakim, savcı, öğretmen, gazeteci, iş adamı ve ev hanımı gözaltına alındı. On binlerce masum insan da “terör örgütü mensubu” iddiasıyla tutuklanıp cezaevine gönderildi. Yüz binden dazla kişinin kamudan atılmasına, gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına genellikle “itirafçı” ifadeleri neden oldu. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan bazı şahıslar, farklı ortamlarda gördüğü kişilerin isimlerini listelere ekleyerek hayatlarını kararttı.
Tr724’e ulaşan bilgilere göre; hem Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) hem de Emniyet İstihbarat Başkanlığı, Gülen grubuna yönelik yeni bir çalışma yürütüyor. İddialara göre; Hizmet Hareketinin yeniden yapılandığı ve varlığını devam ettirdiği şeklindeki ihbarlar üzerine, istihbarat teşkilatı yeni bir ekip kurdu. Bu birimler, cezaevinde tahliyesi yaklaşan ve bazı sorunlar yaşayan kişileri tespit ediyor. Bu şahısların belirlenmesinde öncelikli olarak tutuklu bulunduğu cezaevlerindeki irtibatlı gardiyanlarla irtibata geçiyor. Gardiyanlar, tahliye öncesinde bu kişilerle iletişim kuruyor. Bu kapsamda belirlenen şahısların, ziyaretçileri, mektupları ve avukat görüşmeleri en ince detaylarına kadar not ediliyor. Tutukluların zayıf yönleri istihbarat birimlerine veriliyor. Daha sonra bu kişilerle avukat adı altında istihbaratçılar iletişim kuruyor. Bu şahıslara “muhbir” olmaları yönünde teklifte bulunuluyor. Bunun karşılığında bazılarına para, bazılarına dosyalarını kapatma, kimilerine de mesleğe yeniden dönme garantisi veriliyor. Kabul edilmemesi halinde de en zayıf oldukları noktalardan açıkça tehdit ediliyor.
TEHDİTLE MUHBİR DEVŞİRİLİYOR
Haber merkezimize gelen bilgiler bunlarla da sınırlı değil. İstihbarat birimleri, özellikle İstanbul, İzmir, Konya ve Ankara gibi şehirlerde yeni tahliye olmuş şahıslarla irtibata geçiyor. Özellikle mahkeme dosyalarındaki ayrıntılardan hareket eden birimler, tahliye olan bazı kişileri sivil olarak evlerinde ziyaret ediyor. Bu görüşmelerde özellikle Cemaat içerisinde yeni muhbirlere ve elemana ihtiyaç duyduklarını, bundan dolayı da “devlet adına” çalışma teklifinde bulunuluyor. İlk görüşmede irtibat kurulan şahıslara düşünmeleri için zaman veriliyor. Bir sonraki görüşme için de irtibat bilgisi alınarak evden ayrılıyor istihbarat görevlileri. Bir sonraki görüşme için de şahıslar, özel araçlarla şehir turuna çıkarılıyor. Ya da dikkat çekmeyen bir alışveriş merkezi görüşme için ayarlanıyor. Üçüncü görüşmede şahıslara net olarak “muhbir” olma teklifi iletiliyor. Kabul edilmesi halinde aylık maaş adı altında para ödeneceği kaydediliyor. Teklifinin kabul edilmemesi halinde, önceden hazırlanan bilgi notları ve belgeler raftan indiriliyor. Hayatının karartılacağı açıkça aktarılıyor. Hatta görüşme yapılan bazı şahıslar, eşlerinin ve yakınlarının işten atılması ve haklarında yeni soruşturma açılacağı yönünde tehdit ediliyor.
Alınan bilgilere göre, bu kapsamda farklı illerde onlarca kişiyle irtibata geçidi. Bu kişilerin hepsine de benzer tekliflerde bulunuldu. Bazı şahısların da “muhbirlik” teklifini kabul ettiğini, eski hayatını sürdürdüğünü aktaran kaynaklar, şahit olunan bazı bilgileri istihbarat bilgilerine aktarıldığını iddia ediyor. Bunun üzerine masum onlarca kişiye operasyon düzenlendiği dile getiriliyor.
Muhbirlere saadece ceza evinden cikanlarda degil heryerde var herzaman uyanik olmak lazim. Neden boyle bir haberi cevaevinden cikacaklar ozeline indirip zaten binturlu cile cekmis kisileri cikinca da tohmet altinda birakiyorsunuz?
Cok hassas bir konuya deyindiginizi dusunuyorum.
Bu konuda yazilip cizilirken Efenfimizin (sav) –direk benzetmek dogru olur mu tam bilemiyorum– münafiklara muamesini iyi alamak lazim. Efendimiz (sav) münafiklari bilmesine ragmen hic birini desifre etmiyor. Hatta rencide dahi etmiyor. Neticede onlarini soyunu sopunu kurtariyor bir yerde.
sahsen, hizmete hareketiyle alakasiz ve su-i zana cok acik bir gecmisten gelen biri olarak hareket icerisinde pasif olmamin kaynaklarindan biri de “ne isi var bu adamin burada” düsüncesini tetikliyor muyum dusucesiydi. hatta himmet verirken dahi cekinmisimdir.
dolayisiyle ipin ucunda basklarinin hayatlarini riske atan haysiyetsizce bir haraket olmasi hasebiyle maksimum tebdir le davranirken , diger bir yandan ifitiraya girip kalp kirmamaya dikkat edilmesi niyetiyle hareket edilemesi gerekir diye inaniyorum. Allah elbet yardimci olacakdir.
Sevgili Tuna kardeşim ve siz değerli haber ekibi arkadaşlarım ; Birincisi kimin cezaevinde ne acı çektiğini nereden bileceksiniz? İkincisi cezaevinden çıkacak olanlara karşı böyle sui zan oluşturacak bir haber vermek doğru mudur acaba? Üçüncüsü bence istihbarat bu haberden çok memnun olmuştur, adamların herhangi bir hamle yapmasına gerek kalmadı bence.