İş dünyası fırtınaya değil, kasırgaya hazırlanıyor

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Yeni yıla ilişkin beklentiler artık geride kaldı. 2023’ün nasıl olacağına dair öngörüler daha da netleşmeye başladı. İş dünyası, IMF’nin raporundan önce kasırga hazırlıklarını yaptı. Yeni yayınlanan IMF raporuysa iş dünyası için, kırmızı alarmın tellalı oldu.

Bir süreden bu yana farklı bir sebeple Güneydoğu ve Doğu Akdeniz bölgelerindeydim. Bu gezilerde sıradan vatandaşlarla, iş insanlarıyla, siyasetçilerle birlikte oldum. 

Uzun zamandan beri, bu kadar farklı kesimden insanlarla bir arada bulunma fırsatım olmamıştı. Açıkçası yılların açlığını gidermeye çalıştım.

Detaylandırıcı sorular dışında hep onları dinledim. Hemen her konuda sorular sordum. Düne ilişkin, bugüne ilişkin… Dahası yarınlara ilişkin beklenti ve hazırlıklarını anlamaya çalıştım.

Eğitimlisi, eğitimsizi, gençlerin hemen hepsi umutsuzluğun girdabına kapılmış durumda.  Yurt dışına gidebilmeyi tek çare olarak görüyorlar. Bazılarını sadece bu hayal hayatta tutuyor.

Yakın geçmişe kadar, karı koca kamuda çalışmak bayağı bir prestijli konum sağlıyordu. Eşlerden birisinin geliriyle ev ya da araba taksitine girilebiliyordu. “10 yıl dişlerini sıkarlarsa” ev ve araba sahibi olabilmeleri mümkündü. 

ÖĞRETMEN ÇİFTİN EV SAHİBİ OLMA HESABI

Karı koca öğretmen çiftlerle konuşurken her biri ayrı ayrı beni bir hesap yapmaya davet etti. Bu çiftlerden biri 4 yıllık evliler. Evliliklerinin ilk yıllarında biraz kendilerine zaman ayırma düşüncesiyle ülkeyi gezmişler, yurt dışına çıktıkları olmuş. Şimdi bir çocukları var. 

Eşlerden biri 5/1 derecesinden 9 bin 225 TL maaş, ek derslerle birlikte 12 bin 500 TL tutarında bir gelir elde ediyor. İkisinin aldığı maaş birbirine çok yakın. Devamını onun ağzından aktarıyorum:

“Biz üç sene önce bulunduğumuz kasabada, kendimizi kral gibi hissediyorduk. Evlendiğimiz yıllarda maaşımızla her ihtiyacımızı rahatça karşılıyorduk. Önceden planladığımız gibi bu yıl evimizi alacaktık. 

300 bin TL karşılığında dövizimiz var. Geçenlerde 500 bin TL’lik de kredi çekip 800 bin TL’lik bir ev almak istedik. Kamu bankalarında konut kredisinin aylık faiz oranı düşük. Onlar da 250 bin TL üzerinde kredi vermiyor. 

Mecbur özel bankalara gittik. Aylık faiz yüzde 2-2,80 oranında. Aylık faizi 2,50 olan kredi aldığımızda aylık ödemesi 16 bin 250 TL. 2 bin TL ev kirası ödüyoruz. Faturaları 5 bin TL’nin altına indiremez olduk. 

23 bin TL cebe girmeden gitti. Geriye 2 bin TL kalıyor. Ne yiyip içeceğiz. Bizim ev sahibi olmamız artık hayal.”

Anlattığım profil, Anadolu’da en gözde konumdaki çiftlerden. Böyle hatırı sayılır bir gelire sahip olanlar ev almayı kendileri için hayal olarak görmeye başlamışsa varın başkalarını hesap edin.

SANAYİCİNİN KASIRGA BEKLENTİSİ 

Üç ayrı alanda üretim yapan, yurt dışına ihracatı olan, ithalatı bulunan bir sanayicinin çizdiği tablo daha iç karartıcı. İşleri tekstil ve gıda alanında. Kendi tabiriyle, “1200 kişiye ekmek” (istihdam sağlıyor) veriyor.

Gıdada daha küçülmeye başlamamışlar. Tekstil tarafındaysa “durum vahim” diyor. Hem iç, hem dış talebin daraldığını, stoğa çalıştıklarını söyledi. Bu kadar stokla yürüme imkanı olmadığı için yılbaşında personel bazında en az yüzde 40 küçülmeleri gerektiğini belirtti. 

“Bizim genel müdür 1200 çalışandan 700’e inmemiz gerektiğine ilişkin Eylül sonunda önümüze bir rapor koydu. Biz hiç değilse kadroyu 800’de tutabilmenin yolunu arıyoruz” diyen iş insanı, “Biz çalıştırdığımız insan sayısıyla mutlu oluruz. Bu kadar küçülme bizi küçültür” dedi. 

Yeni yılda seçime gidileceğini hatırlatan aynı iş insanı, “Eğer hükümet, seçimi kazanmak için pandemi döneminde olduğu gibi işçi çıkarma yasaklamasını gündeme getirirse o zaman küçülme değil, kapıya kilit vurmak zorunda kalırız” diye ifade etti. 

En çok enerji fiyatlarındaki artışın bellerini büktüğünü belirten bu iş insanı, dış pazarın hızla daraldığına dikkat çekti. “Daha da daralacağı söyleniyor” diye ekledi.

Bu sabah ekonomiyi takip ettiğim adreslere baktığımda IMF’nin yayınladığı yeni raporu gördüm. Dünya ekonomisinin resesyona gireceğini resmen ilan etmiş, 2023’e ilişkin büyüme rakamlarını aşağı doğru revize etmiş. 

İHRACATTAKİ ARTIŞ VE İTHALATIN DURUMU

AK Parti, ihracat konusunda takdire değer artışlar kaydetti. Ne var ki ihracattaki gelişmeleri bayraklaştırarak öne çıkaran iktidar, ithalat tarafını hep gözlerden gizlemeye çalıştı. Şu günlerde TÜİK’in ihracat rakamlarına ilişkin açıkladığı bir pozitif gelişme, yandaşların dilinden düşmüyor.

Son birkaç yıldan bu yana gerileyen ihracattaki birim değer artışı, son verilere göre yüzde 5,9 artış kaydetti. 

Bu gerçekten de sevindiren bir gelişme. Ancak elmanın öbür yarısı olan ithalattaki veri, gözden kaçırılıyor. Aynı dönemde ithalattaki birim değer artışı yüzde 26 olarak hesaplandı. 

İhracatın miktar endeksindeki artış yüzde 6,8, buna karşılık ithalat tarafında ise yüzde 11,5 olarak açıklandı. 

Hal böyle olunca cari açık azalmıyor, artıyor. Hem de olabildiğince yüksek bir hızla… Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu yılın başlarında uygulanan yeni ekonomik model sayesinde cari fazla verileceğini duyurmuştu:

“Cari fazla veren bir ülke konumuna hızla ulaşmak için 2022 yılı ekonomik büyüme hedefimizi yüzde 5 olarak belirledik. 2022 yılı ihracat hedefimizi ise 250 milyar dolar olarak revize ediyoruz.”

Yılın sonuna yaklaşırken geriye dönüp tabloya baktığımızda görünen bir hayal kırıklığından ibaret. 

Cari açık: Ağustos ayı 3,11 milyar dolar
2022 yılının 8 ayında 39,7 milyar dolar

Ülke için cari açık, ailedeki gelir gider dengesinin bozulması gibi. Bir kez bozulduğunda düzeltmek pek de kolay değil. 

NET HATA NOKSAN’DA DOĞRULAR VE YANLIŞLAR

Yılbaşından bu yana ülkeye kaynağı belirsiz, resmi verilerde Net Hata Noksan (NHN) hanesindeki giren para miktarı 28,3 milyar dolar. 

Bir şirketin hesabındaki 5 TL’nin peşine düşen Maliye Bakanlığı, kendi bilançosundaki 28,3 milyar doları açıklama gereği duymadan Net Hata Noksan hanesine kaydedip “kaynağı bilinmeyen” diyerek halkın inanmasını bekliyor.

Burada sosyal medya paylaşımlarında sıkça rastladığım bir yanlış yorumlamayı düzeltmek istiyorum. 

Devleti yönetenlerin, “kaynağı belirsiz” diyerek gizlemiş olduğu para; illa uyuşturucu parası, kara para, rüşvet gibi kaynaklardan geliyor olmak zorunda değil. Evet, bunların arasına söz konusu paralar da eklenmiş olabilir. Ama, Net Hata Noksan demek illa kara para anlamına gelmez.

Net Hata Noksan;

Yurtdışı yerleşiklerle yapılan kaynağı tam ölçülemeyen dövizler,
Rus oligarklardan gelen paralar,
İhracatın yüzde 40 dolayına çıkarılan döviz raporlamalarından kaçmak isteyenlerin getirdiği,
Sınır turizminden elde edilen dövizin tam ölçümlenememesinden oluşan paralar,
Parasal af çerçevesinde ve Kur Korumalı Mevduat hesabına giren yastık altı dövizler olabilir.

Burada sorun olan, cari açık finansmanının açık döviz gelirleriyle sağlanamamış olması. NHN ile kapatılması bundan dolayı piyasalara güven vermiyor ve sürdürülebilirliği konusunda ciddi endişe doğuruyor. 

Düşünün 39,7 milyar dolarlık cari açığın 28.3 milyar doları NHN kalemiyle karşılanıyor. 

Cari açığın büyümesi bir risk, döviz rezervinin kalmaması bir risk, cari açığın NHN ile karşılanıyor olması ise ayrı bir risk.

Dış ticaretin sürdürülemeyip duraklayacağı, ihracattaki büyümenin duracağı hatta gerilemeye dönüşeceği, işsizliğin patlama yapacağı, enflasyonun rakam olarak küçülse bile fiyatların artmaya devam edeceği bir dönemin eşiğindeyiz. 

Erdoğan’ın yılbaşında müjdesini verdiği “yeni ekonomik modelin” battığını anlamak için daha başka hangi veriye ihtiyaç var? 

Son söz: 

Bunlar büyük dairedeki gelişmeler. Peki siz kendi aileniz adına gelen kasırgaya nasıl hazırlanıyorsunuz?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Hocam 500bin TL lik krediyi 5 yilda geri odemek kismi yazinizi kotulestirmis.
    Turkiyede ekonomi kotu evet, ama 500bin TL lik bir krediyi 5 yilda odemek de bi hayli luks.
    Dunyanin her yerinde bir evin %60 ini 5 yilda odemek luks, sadece turkiyede degil.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin