İnsanları özgürlüğünden, canından, sağlığından edenlere hukuki hatırlatmalar

YORUM | RAMAZAN F. GÜZEL

Bir ülke düşünün, Anayasasının ilk giriş maddelerinde kendisini bir “hukuk devleti” olarak tanımlamasına rağmen hiçbir Anayasal temel hakkın garantisi olmasın ve hala kendisini “demokratik devlet” olarak pazarlamaya çalışsın.

Yaşananlar ortada… Gezi Parkı eylemlerine ilişkin Silivri’de bulunan 30’ncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve 1’i tutuklu 6’sı firari 16 sanığın ‘darbeye teşebbüs’ten yargılandığı davada doğru düzgün son savunmaları bile alınmadan apar topar beraat kararı verildi. İyi, güzel de -başta Osman Kavala olmak üzere- bu insanları niye o zaman yıllarca hapiste tuttunuz, insanları özgürlüğünden ettiniz; hem de AİHM kararlarına rağmen?

Bir başka hukuksuzluk ve insafsızlık da herkesin gözü önünde yaşanıyor.

Kanser hastası Ahmet Burhan’ın annesi Zekiye Ataç’ın yurt dışı yasağının kaldırılmasına ilişkin karara herkes tam sevinecek iken mahkeme tarafından bozuldu. Bir gün önce açıklanan ‘yasağın kaldırıldığı’ yönündeki kararın 24 saat geçmeden başka bir mahkeme tarafından bozulması herkes tarafından büyük tepki çekti. Yani Ahmet Almanya’daki tedaviye yine annesiz gitmek zorunda kalacak.

En temel insan haklarının yok sayıldığı bir yerde insanlar sorgusuzca yıllarca hapiste tutulup bir anda konjonktür gereği serbest bırakılabiliyor, istenirse tekrar tutuklanabiliyor (Ahmet Altan olayındaki gibi), ya da sırf babası içeride tutuluyor diye eşine ve çocuğuna zulmediliyor, ölüme sürükleniyor, cezaevinde birçok kimse gerekli bakım ve tedavileri yapılmadığı için hayatını kaybediyor.

Sorarım o zaman, bu devlet ve de idarecileri ne olmuş oluyor o zaman..?

İlgili siyasiler ileride hukuk karşısında hesabını verecektir, o ayrı.. Ama asıl sözümüz bu zulme maşalık yapan görevlilere, devlet memurlarına. Kendisi de bu son dönemin mağdurlarından eski Yargıtay Tetkik Hakimi Ö. Faruk Kurşun beyin de hatırlattığı bazı hukuki detayları burada açmak istiyorum. Böylelikle, belki de ihmalle ölüme sebebiyet vermenin yasalardaki ve uluslararası hukuktaki karşılığını bilir de ona göre hareket ederler.

İHMAL İLE ADAM ÖLDÜRME

-Ağır hasta ve engellilik durumlarına rağmen CEZAEVİNDE TUTULAN KİŞİLERİN GEREKLİ TEDAVİ İMKANI SAĞLANMADIĞI İÇİN ÖLÜMLERİNE NEDEN OLUNMASI eylemi TCK’nın “Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi” başlıklı 83. Maddesinde düzenlenen AĞIR CEZALIK SUÇLARDAN BİRİSİDİR.

-TCK m.83’te kasten öldürme suçunun ihmâli davranışla işlenmesi düzenlenmiştir.

Cezai Hukuku anlamında İhmal: kişiye belli bir icraî davranışta bulunma yükümlülüğünün yüklendiği hâllerde, bu yükümlülüğe uygun davranılmamasıdır. Bunun sonucunda, bir insan ölmüş olabilir.

-İhmal suretiyle icra suçlarında, belli bir neticenin gerçekleşmesini önlemek hususunda özel bir yükümlülük altında bulunan fail, bu neticenin gerçekleşmesine kendisi neden olmasa bile, oluşumunu engellemediği için ihmali davranışla suç işlemiş kabul edilir.

-Sorumluluk: İhmali davranışla sebebiyet verilen ölüm neticesinden dolayı sorumlu tutulabilmek için, bu hususta hukukî bir yükümlülüğün varlığı gereklidir. Bu yükümlülük kanundan, sözleşmeden (hizmet sözleşmesi gibi) veya kişinin önceden kendi gerçekleştirdiği tehlikeli bir durumun gerektirdiği zorunluluktan kaynaklanabilir.

Bu suçun faili; yasadan, sözleşmeden veya önceki davranışlarından kaynaklanan bir yükümlülüğü yerine getirmek için belli bir icrai davranışı gerçekleştirmeyen kişidir.

-Suçun hareket unsuru: önleme yükümlülüğü altında bulunan kimsenin, pasif davranarak, hareketsiz kalarak başkasının ölümüne sebebiyet vermesidir. Cezaevlerinde meydana gelen ölümlerde kanundan kaynaklanan yükümlülüklerin ihlâli söz konusudur.

Nitekim 5275 sayılı İnfaz Yasasının 6/1-f maddesinde, “Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerini korumak üzere her türlü koruyucu tedbirin alınması zorunludur.” denilmektedir.

“ERTELEME”:

-M.16/2’ye göre akıl hastalığı dışındaki hastalıklarda cezanın infazına resmi sağlık kurumunda devam edilir, ancak buna rağmen cezanın infazı hayati tehlike oluşturuyorsa mahkûmun cezasının infazı iyileşinceye kadar ertelenir.

-M.16/6’da, ağır hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahkûmun cezasının infazının ertelenebileceği belirtilmiştir.

Nakil: M.57’de “Hastalık nedeniyle nakil” düzenlenmiştir. M.71/1’de şöyle denilmektedir: “Hükümlü, beden ve ruh sağlığının korunması, hastalıklarının tanısı için muayene ve tedavi olanaklarından, tıbbî araçlardan yararlanma hakkına sahiptir.”

Ayrıca,Bunun için hükümlü öncelikle kurum revirinde, mümkün olmaması hâlinde Devlet veya üniversite hastanelerinin mahkûm koğuşlarında tedavi ettirilir.” denilmektedir.

M.78/2’ye göre de sağlık kurumları hükümlülerin tedavileri bakımından gerekli yardımları yapmakla görevlidirler.

Tutuklular da: Konuya ilişkin hükümler bunlarla sınırlı değil (bu konuda ilgili yönetmelik hükümleri de dikkate alınmalı). Yasanın 116/1 maddesine göre bu hükümlerin tutukluluk hâliyle uzlaşır nitelikte olanları tutuklular hakkında da uygulanabilir.

Buna göre cezaevinde tutulan kişilerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerini korumak üzere her türlü tedbir alınmak, tedavi imkânı sağlanmak zorundadır. Buna rağmen hayati tehlike devam ediyorsa cezanın infaz geri bırakılacaktır (tutuklu ise tahliye edilecektir).

İHMAL İLE ÖLÜM:

Bu kanuni zorunluluğa rağmen ağır hasta veya engelli kişilere tedavi imkânı sağlanmaması, cezaevi koşulları o kişi için hayati tehlike oluşturmasına rağmen tahliye edilmemesi sonucunda ölüm meydana gelmesi hallerinde, bu sonucun doğmasında sorumluluğu, ihmali (yükümlülük ihlali) bulunan yetkililer hakkında TCK’nın 83. Maddesine göre “İhmali davranışla kasten öldürme” suçundan işlem yapılmalıdır.

Bu kapsamda medyaya yansıyan olaylardan; cezaevinde tek başına kaldığı hücrede ölümüne sebebiyet verilen Muzaffer Özcengiz‘e yönelik eylem acı bir örnek olarak gösterilebilir.

Yine bu bağlamda, tahliye edilmeyen ve tedavisine de izin verilmeyerek ölümüne neden olunan Tacettin Toprak‘a yönelik eylem ve benzeri olaylar bu çerçevede soruşturulmalıdır.

Yine kaldığı cezaevinde hayati nitelikteki ilaçları verilmeyerek ölümüne neden olunan Halime Gülsu‘ya yönelik eylem de bu kapsamda değerlendirilmeli, ilaçların verilmemesi halinde ölüm sonucu meydana geleceği biliniyor/öngörülüyor idiyse kasten öldürme suçu da düşünülmelidir.

Ve de Öğretmen Gökhan Açıkkollu‘nun ölümünde ilaçlarının verilmediği iddiası ile birlikte ağır işkence yapıldığı iddiası da söz konusu olduğundan, işkence sonucu ölüme sebebiyet verilmesi eyleminden ve kasten/nitelikli öldürme suçundan soruşturma yapılmalıdır.

Binaenaleyh 15 Temmuz Kurgu Darbesi sonrasında bu şekilde çok sayıda ölüm vakası meydana gelmiştir. Değişik cezaevlerindeki bu olayların münferit vakalar olmadığı açıktır.

SOYKIRIMA VARAN UYGULAMALAR

Bu tür eylemlerde TCK m.257’deki görevi kötüye kullanmak suçundan da işlem yapılacaktır.

Bu suçların planlı ve sistemli olarak işlendiğinin ispatı halinde TCK m.83’ün yanı sıra şu hususlarda da işlem yapılmalıdır:

1- Soykırım (m.76),

2- İnsanlığa karşı suçlar (m.77).

Tutulanlara tedavi imkânı verilmeyerek ölümlerine neden olunması AİHS’nin m.2 (yaşam hakkı) ve m.3 (işkence yasağı); BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin m.6 (yaşam hakkı), m.7 (işkence yasağı), m.10 (tutulanların hakları) hükümlerine de aykırılık oluşturmaktadır.

**

İnsan hayatından bahsediyoruz; gerekli tedavileri yapılmadığı için hayatların kaybedilmesi, tamiri imkânsız başka zararların doğması… Buna alet olan yargı ve hukuk sistemi bunu hangi motivasyon ile gerçekleştirmekte, izahı çok zor!

Fakat insanlığa karşı işlenen bu tür suçlarda zamanaşımı yoktur ve ilgili sorumlulukları bir gün bu dünyada hesabını verecektir. Öbür dünyaya aile hesap ise ayrı.

Evet, adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir; şu dönemlerde olduğu gibi… “Fakat itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı.” (Elie Wiesel)

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin