Dövizdeki artıyor ancak ilaç kur fiyatı sabit. Bu nedenle pek çok ithalatçı firma Türkiye’ye ilaç vermek istemiyor çünkü para kazanamıyor. Ağrı kesici ve ateş düşürücülerden, kanser gibi hayati önem taşıyan hastalıkların ilaçları piyasada bulunamıyor. İlaçlarını bulamayan hastalar, eczane eczane gezmek zorunda kalıyor. Eczacılar ve doktorlar, yetkililerin gittikçe büyüyen bu soruna bir an önce çare bulması gerektiğini söylüyor.
Birgün’den Sibel Bahçetepe, büyüyen ilaç sorununu eczacılarla konuştu. İstanbul Eczacı Odası Başkanı Şeker Pınar Özcan, “Eczacılar nöbetlerde çok büyük zorluklar çekiyor. Çok fazla yazılan ve her zaman elimizde bolca bulunan antibiyotikler, ağrı kesici, ateş düşürücü gibi ilaçları temin etmekte zorlanıyoruz, çok büyük sıkıntı yaşıyoruz. Sağlık Bakanlığı bir an önce bu işe el atmalı. İhtiyaç duyulan basit antibiyotikler, ateş düşürücü, ağrı kesiciler acilen piyasaya verilmeli. Çünkü hizmet veremiyoruz. İlaç ekonomik sebeplerden üretilmiyor ve hastaya da şu an da ulaştırılmıyor. Hastalar, eczane eczane ilaç arıyor.” diyor.
Hayati önem taşıyan kanser, hematolojik gibi ilaçlarda da sorunlar olduğunu anlatan Şeker Pınar Özcan, şöyle devam etti: “Çözüm her türlü maliyete rağmen bu ilaçların üretiminin de devamlılığın sağlanabilir olması. Bu devletin görevi. Devlet ilacın ulaşılabilir ve üretilebilir olmasını her şartta sağlamalı. ”
BAKANLIK SIKINTININ FARKINDA
Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muhlis Cem Ar ise ülkemizde hematoloji alanında da bulunamayan ilaçların olduğunu anlatıyor. Ar, “Çok basit bir kanama engelleyici son derece ucuz bir ilaç yok. Tablet formu yok, çünkü firma bunu fiyatıyla üretim arasını kapatamıyor, getiremiyor. Böyle durumların önceden belirlenip ülkede üretilmesi için bir takım çabalar gerekiyor. Ama ilacın girmemesi ve yapılan sürede birçok hasta bu ilaca erişemiyor. Benzer şeyler kanser ilaçları için de geçerli. Bir hafta birini buluyoruz, diğer hafta bulamıyoruz. Burada çok çeşitli etkenler var. Bakanlık bunun farkında, hızla toparlamak için uğraşıyor.” diyor.
