İkinci yüzümüz!

YORUM | M. NEDİM HAZAR

“Dilinle söylediğinle,

 kalbinle hissettiğin birbirini tutmazsa, 

sen ikiyüzlüsün demektir.” 

 William Shakespeare

İkiyüzlülük üzerine başladığımız fikir yolculuğunda Edward Mordrake’ye kadar gelmiştik. Edward anne karnında iken belki bir ikiziyle dünyaya gelecekti ama kaderin onu imtihanı bambaşkaydı, ikizi Edward’ın tam ensesinde doğdu. Düşünün aynı bedeni kullanan iki kafa. Hatta kafa bile değil, tek kafa iki yüz… Üstelik tamamen zıt karakterler! Edward’ın hikayesine devam edeceğiz, ancak ikiyüzlülüğe bir de felsefi açıdan bakmak gerekiyor. Hadi devam edelim. 

Epigrafta yaptığımız alıntıyı Emerson’un tamamlayıcı şu cümlesiyle bütünleştirebiliriz: “Dürüstlük her zaman doğru olanı söylemek değil, söylediğimizi yapmaktır!”

Esas itibarıyla ikiyüzlülük felsefe, ahlaki ve etik bir sorun olarak ele alınan bir kavram. 

Bir kişinin davranışları, sözleri veya inançlarıyla, içinde bulunduğu duruma veya çevreye göre çelişki oluşturması anlamına geliyor. İkiyüzlülük, dürüstlük, dürüst davranış ve tutarlılık gibi değerlere aykırı görünür ama insanın doğasında da mündemiçtir. 

Felsefi açıdan ikiyüzlülük, bir insanın dışarıya yansıttığı görüntüyle iç dünyası veya gerçek niyetleri arasındaki çelişkiyi ifade eder.

Aristoteles gibi düşünürler tarafından da ele alınan bu kavram, üstadın etik felsefesinde “kardinal erdemler” olarak adlandırdığı kavramlar arasında dürüstlüğü ve tutarlılığı vurgulamak için kullanılır. 

Bu yönüyle baktığımızda ikiyüzlülük, bu erdemlere karşı bir karşıtlık olarak düşünülebilir.

İkiyüzlülük felsefesi, Antik Yunan felsefesinde önemli bir rol oynamıştır. Sokrates’in öğrencisi Platon, kişinin erdemli bir yaşam sürmesi gerektiğini savunurken, ikiyüzlülüğün erdemsizlikle ilişkili olduğunu söyler. 

Keza yine Aristoteles de ikiyüzlülüğü, insanın iyi bir karaktere sahip olmaması ve eylemlerinin tutarlı olmaması olarak tanımlamıştır.

Keza bu kavram, toplumsal ilişkilerde ve kişisel etkileşimlerde sıkça karşılaşılan bir durumu da ifade ediyor. Misal, bir kişi başkalarını kandırarak veya yanıltarak kendi çıkarlarını koruyabilir veya sosyal statüsünü yükseltebilir. Bunun yanı sıra, politika, iş dünyası ve diğer alanlarda da ikiyüzlülük yaygın bir sorun olarak ortaya çıkabiliyor.

İkiyüzlülük felsefesi, ahlaki tutarlılık, dürüstlük ve entegrite gibi değerlere odaklanır. 

Bir kişi, başkalarının gözünde iyi bir imaj yaratmak için yalan söyleyip ikiyüzlü davranarak, deruni bir sarmal oluşturur. Bu, etik açıdan sorunlu bir davranış olarak görülür çünkü kişi başkalarını aldatmaya çalışırken aynı zamanda kendini de aldatır.

İkiyüzlülüğün felsefi açıdan ele alındığı bir diğer önemli yaklaşım da Kant’ın ahlak felsefesinde bulunur. Kant, ahlaki eylemlerin evrensel ilkelere dayanması gerektiğini savunur. İkiyüzlülük ise bu evrensel ilkelere aykırıdır çünkü ikiyüzlü bir kişi, bir ilke üzerinde dururken gerçekte ona uymaz.

İkiyüzlülük, birçok insanın günlük hayatta karşılaştığı bir durum ve etik açıdan tartışmalı bir konudur. Bir kişi ikiyüzlü olduğunda, güvenilmezlik, sadakatsizlik ve samimiyetsizlik gibi olumsuz sonuçlar ortaya çıkabiliyor. 

Elbette bu marazın antikorları üzerine de epey kafa patlatılmış. 

Felsefe ve din, ikiyüzlülüğü önlemek ve ahlaki tutarlılık sağlamak için dürüstlük, özsaygı ve başkalarına karşı sorumluluk duygusu gibi değerlerin önemli olduğunu önemle vurgular. 

 Gelelim Edward Mordrake’nin öyküsüne… 

Çaresiz şekilde yardım istiyor çevresinden Edward ve elbette doktorlardan… ‘Bu bir lanet’ diyor halk ve ne yazık ki doktorlar da! 

Nihayet gencecik bir yaşta… 23’ünde yani. 

Canına kıyıyor.

Kimi ‘kendini zehirledi’ diyor, kimi bir balkon demirine astığını aktarıyor. Kimine göre ikisini birden yapmış. Belki önce zehri içti, baktı ensesindeki şeytan konuşmaya devam ediyor, geçirdi köhne bir urganı boynuna ve paslı bir balkon demirinden kendini boşluğa bıraktı. Kendince son veriyor acılarına.

Tıp, o yaşarken elini bile uzatmadı ama ölümünden asır sonra mezarını aradı inceleyebilmek için. Bilmem ki bulabilirler mi? 

Bulup açsalar o mezarı… 

Edward’ın ensesindeki o şeytani ikiz, mezarda da rahat bırakmıyor mudur o bahtsız ruhunu?

Donald E. Westlake, ünlü çok satan kitabı ‘The Hunter’da, “Kimse ensesinde bir maymun istemez.” diyordu. 

Edward’ın ensesinde bir şeytan vardı.

Hem şeytan hem ikiz…

Son tahlilde, ikiyüzlülük sadece insanın kendisiyle ilgili bir durum değildir. Başta yakınlar olmak üzere çevremizle ilgili de bir durumdur. 

‘Nefs’ şeytani ikizdir. Ve insan bunun bilincinde olursa, doğru yolu bulabilir.

Bu üç makalenin ana fikri ise şu: 

Sana yakın olan herkes, iyiliğini istemeyebilir.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

5 YORUMLAR

  1. İnsanlar acı çekmemek için çıkarlarını korurlar. Bu yüzden iki yüzlü davranırlar. Ama yakında çıkarları bozulduğunda en çok onlar hırsıza hırsız diyecek. Din zaten bu iki yüzlü davranışı düzeltmek için inmiştir. Çok güzel bir yazı. Herşeyin cevabını burada bulabiliriz.

    • Yalan ile cikar korunmaz. Neticede daha cok aci cekilir. Bunun topluma ogretilmesi lazim. Toplumun cogunlugu yalanci ise, yapilacak fazla bi sey yok demektir. Nuh tufanini hatirlayin. Zaten o yuzden de, cemaati cok cok az olan peygamberler gelmis. Hatirlatici ve ornek olup gerisine pek karismamak lazim. Toplum kendisini duzeltmedikce, islerinin yoluna girmeyecgini orenmesi ve anlamasi lazim.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin