İHD, Süryani Gökmen’in yaşadığı baskıyı raporlaştırdı: “Köyün tamamına el koyacaklar”

Mardin’e bağlı Midyat ilçesinde bulunan Zaz köyünde tek başına yaşayan Süryani Rahibe Verde Gökmen’e yönelik taciz ve tehdit iddialarına ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) Bir açıklama yaptı.

1500 yıllık Mor Dimet Kilisesi’nde yaşayan Gökmen’in uzun yıllardır taciz ve tehdit edildiğini belirten İHD, “Korku içinde yaşaması için çeşitli yöntemler denenmektedir: Kimliği belirsiz kişiler, kilisenin kapısına araçlarla gelip uzun saatler beklemekte, kimi zaman tekbirler getirerek kapıyı yumruklamakta, kimi zaman Rahibe’ye yönelik doğrudan hakaret etmekte, kimi zaman da ölümle tehdit ederek Rahibe’nin kiliseyi ve köyü terk etmesini istemekteler. Rahibe’nin yetkili makamlara yaptığı tüm şikayetler, kimsenin bu olaylara tanıklık etmeye yanaşmamasından dolayı, “delil yetersizliği”nden sonuçsuz kalmaktadır…Rahibe’nin kiliseyi bırakıp gitmesi bu kişilerin amaçlarına ulaşmalarını, yani köyün tamamına el koymalarını kolaylaştıracaktır.” açıklamasını yaptı.

İHD İstanbul Şubesi, Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon, Tur Abdin’in (Midyat bölgesi) Zaz (değiştirilmiş adıyla İzbırak) Köyü’nde, Mor Dimet Kilisesi’nde tek başına yaşayan Rahibe Verde Gökmen’e yönelik ‘ırkçı saldırılara’ ilişkin bölgeye gidip, durum ile ilgili bir rapor hazırladı. Temmuz 2017 yılında başlayan araştırmaların sonucunda bir rapor hazırlayan İHD İstanbul Şubesi, raporunu yayınladı.

1500 yıllık Mor Dimet Kilisesi’nde yaşamını sürdüren Gökmen, uzun bir süredir kimliği belirsiz kişilerin ırkçı tacizine maruz kaldığı halde, bütün başvurularına rağmen kimse tanıklık etmek istemeyince bütün başvuruları sonuçsuz kaldı.

Yayınlanan raporda şu ifadelere yer verildi;

“1500 yıllık Mor Dimet Kilisesi’nde yaşayan Rahibe Verde Gökmen uzun yıllardır taciz ve tehdit edilmektedir. Korku içinde yaşaması için çeşitli yöntemler denenmektedir: Kimliği belirsiz kişiler, kilisenin kapısına araçlarla gelip uzun saatler beklemekte, kimi zaman tekbirler getirerek kapıyı yumruklamakta, kimi zaman Rahibe’ye yönelik doğrudan hakaret etmekte, kimi zaman da ölümle tehdit ederek Rahibe’nin kiliseyi ve köyü terk etmesini istemekteler. Rahibe’nin yetkili makamlara yaptığı tüm şikayetler, kimsenin bu olaylara tanıklık etmeye yanaşmamasından dolayı, “delil yetersizliği”nden sonuçsuz kalmaktadır.”

“90’lı yıllarda korucuların ve yakınlarının baskınları ve tacizleri sonucunda köylerini terk etmek zorunda kalan Zazlı Süryanilerin evlerine, komşu Ortaca (Heştrek) köylerinden kişiler yerleşmiş olup, bu kişiler Süryanilerin tarlaları, üzüm bağları, meşe ağaçları gibi mal varlıklarına el koyma girişiminde bulunmaktadır. Süryanilerin ekili tarlalarına el koyulmakta veya ekili olmayan tarlaları izinsiz sürülerek ekinler gasp edilmektedir. Süryanilerin, yurtdışından gelip çevre köylerden işçi tutarak kendi tarlalarını sürmelerine ve ekinlerini toplama çabalarına işçiler tehdit edilmek suretiyle mani olunmaktadır. Bu durum Rahibe Verde Gökmen’e yapılanlarla doğrudan bağlantılıdır. Rahibe’nin kiliseyi bırakıp gitmesi bu kişilerin amaçlarına ulaşmalarını, yani köyün tamamına el koymalarını kolaylaştıracaktır.”

“Tur Abdin’de Zaz’ın yanı sıra ziyaret edilen Dayro da Slibo (Çatalçam), Derkube (Karagöl), Haẖ (Anıtlı), Der-H̱adad (Mor Aho Manastırı), Bsorino (Haberli), Sare (Sarıköy) ve Kafro (Elbeğendi/Cennet) köylerinin hepsinde hak ihlalleri öyküsü neredeyse bire bir aynıdır: Raporun ilgili bölümünde ayrıntılarıyla anlatılacağı gibi Süryanilerin ev, tarla, arsa, mera, bağ, bahçe gibi taşınmaz malları üzerinde işgal vakaları yaşanmış ve yaşanmaktadır. Tapu ve kadastro keşif işlemleri için gelen görevlilerin, silahlı aşiret mensuplarınca kimi zaman tehdit, kimi zaman “ikna” edildiği,, kadastro işlemlerinin işgalciler lehine sonuçlandırıldığı görülmektedir. Açılan davalar sürüncemede kalmış, gerek aynı dönemdeki tapu kadastro kayıtlarının modernizasyonu çalışmaları sırasında, gerekse açılan davalarda mahkemenin tayin ettiği keşif memurlarını korkutma, tehdit etme veya çıkar sağlama gibi çeşitli yöntemlerle tarla ve araziler işgalcilerin üzerine geçirilmiştir. 90’lı yıllarda köylerinin devlet ve korucular tarafından boşaltılmasının ardından çeşitli Avrupa ülkelerine göç eden ve sonrasında “Köye Dönüş Yasası”ndan yararlanarak resmi makamların çağrısı ile 2000’li yılların başında geri dönen Süryaniler, Müslüman halk, özellikle güç sahibi Kürt aşiretler tarafından hoş karşılanmamış ve tehdit ve tacize uğramışlardır. Bölgede bu husumet devam etmektedir.”

“Bölgede paha biçilmez tarihsel ve kültürel değere sahip kilise, manastır ve bunların kalıntıları sürekli olarak definecilerin tahribine maruz kalmakta, Süryanilerin kültür mirası yok edilmektedir. Rahibe Verde Gökmen’i uzaklaştırma çabalarının nedenlerinden biri de, Gökmen’in oradan uzaklaştırılmasıyla sahipsiz kalacak olan Mor Dimet Kilisesi’nin dehlizlerinde bulunduğuna inanılan “define” için kiliseyi rahatça kazıp deşebilme arzusudur..”

“Son ziyaretimiz ve ardından Rahibe ile telefonda görüşmelerimiz sonucunda, sayıca az olduklarına ve yapmak istediklerini gerçekleştirecek güçlerinin bulunmadığına kanaat getirmemize rağmen, Zazlı bazı Süryanilerin Rahibe’yi kiliseden ve köyden uzaklaştırmak istediklerini öğrendik. Bugüne kadarki araştırma ve görüşmelerimizden, bu kişilerin başta Muhtar Feyzullah Aslan ve çevresi olmak üzere, Ortaca Köyü’ndeki Rahibe’yi hedef almış kişilerin etkisiyle böyle bir tutum içine girdikleri sonucuna varmaktayız. Aşağıda Paragraf 3.2’de bahsedilen 2009 tarihli, bir kısım Zazlı Süryaninin, Rahibe’den köyü terk etmesini talep ettiği yazıyla birlikte düşündüğümüzde, bu kanaatimiz güçlenmektedir.”

Raporun değerlendirmesinde şu iddialara yer verildi;

“Raporumuzun “6. Değerlendirme ve Sonuç” bölümünde belirteceğimiz gibi, Rahibe bir düşmanlık ağı ile çevrilmiş, yalnız bırakılmış ve kıstırılmış durumdadır. Bunun kaynağında, 1915 Süryani soykırımı Sayfo (ya da Seyfo) başlayarak Süryanilerin anayurtlarından kopartılmış olmaları, tarihlerine ve ata topraklarına sahip çıkmaya çalışanların da tehdit, taciz, göz korkutma da dahil olmak üzere çeşitli hak ihlallerine uğrayışları yatmaktadır. Devlet yetkililerinin Rahibe’nin bulunduğu yerde korkmadan yaşayabilmesi için, raporumuzun sonuç bölümünde ayrıntılandırdığımız şekilde gerekli bütün önlemleri almaları gerekmektedir.”

“Yine Değerlendirme ve Sonuç bölümünde ayrıntılandırdığımız şekilde, Tur Abdin bölgesi Süryani köylerine yönelik arazi, tarla, mera, meşelik gaspları, taciz, tehdit, yıldırma ve benzeri hak ihlallerine karşı kolluk kuvvetleri tarafından etkin önlemler alınmalı, yerel yöneticiler ve mülki amirler mağdurlardan yana açık ve kararlı tavır almalı, sürüncemede olan davalar ivedilikle ele alınmalıdır.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin