IŞİD’ten İslamafobi; AKP’den Türkofobi [Veysel Ayhan, yazdı]

Geçenlerde Türkiye’den, birkaç milyonluk küçük bir AB ülkesine gelen iki bilgisayar uzmanı arkadaş uçaktan inince durduruluyor. Vizeleri olduğu ve o ülkede şirketleri bulunduğu halde ülkeye giremiyorlar. Hiçbir gerekçe kâr etmiyor. Baştan ayağa soyulup aranıyorlar. Nezarete atılıyorlar. “Dininiz ne” diye soruluyor. “Müslümanız” deyince işler daha da sarpa sarıyor. Biri 5-6 saatlik gözaltı sonrası vizesinin olduğu bir başka ülkeye güç bela gidiyor. Diğeri günlerce süren gözaltı sonrası Türkiye’ye geri gönderiliyor.

Dışişleri ve aile bakanlarının uçağına iniş izni verilmediği, bakanların Avrupa’dan sınır dışı edildiği bir atmosferde normal vatandaşa neler yapılmaz ki…

Bundan 10 yıl önce Türkiye pasaportu oldukça itibarlıydı. Türkiye’den gidenler el üstünde tutulurdu. Ama şimdi Türk pasaportu, Global Passport Power Rank 2017’e göre 86 ülkeden sonra sonra geliyor. Meksika, Guatemala ve Venezuela pasaportları bizimkinden çok değerli. Bu gidişle 2018’de kaçıncı oluruz bilinmez.

ULUSLARARASI NOT: ÇÖP

dip spot1Türkiye, kredi notunu “yatırım yapılabilir” ülke seviyesine çıkarabilmek için 19 yıl beklemişti. AB reformları, demokratikleşme adımları sonrası Standard&Poor’s, Moody’s ve Fitch 2012’de Türkiye’yi “yatırım yapılabilir ülkeler” arasına almıştı.

Şimdi ise Kredi derecelendirme kuruluşlarına göre Türkiye’nin yatırım yapılabilme notu “çöp” seviyesinde.

Bankaların notu da çakıldı. İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’nin dedikleri gidişatı tam yansıtıyor: “19 yılda kazanabildiğimiz ‘yatırım yapılabilir ülke’ notunu son 3 yıl içinde kaybettik!”

Türkiye’nin yurt dışı itibarı her yanıyla yerlerde. Avrupa ve ABD’den turist gelişi bitti.

ERDOĞAN, VATANDAŞ OLARAK ABD’YE GİTSE

Reza Zarrap olayı AKP’yi felç etti. Bilal Erdoğan yurt dışına çıkamıyor. Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak gitse diplomatik dokunulmazlığından dolayı ABD’de tutuklanmaz ama normal bir vatandaş olarak gittiğinde Reza’nın yan koğuşuna gideceğinde şüphe yok. Zarrap ile bağlantılı eski bakanlar Muammer Güler, Egemen Bağış, Zafer Çağlayan ve onlarca isim sadece ABD’ye değil Avrupa’ya gittiklerinde bile göz altına alınır ve suçluların iadesi anlaşması gereği Reza’nın yanına yollanır.

Devleti yönetenlerin durumu bu.

IŞİD’DEN ‘İSLAMAFOBİ’; AKP’DEN ‘TÜRKOFOBİ’

Bir yandan IŞİD müslümanların itibarını bitiriyor “İslamafobi”yi körüklüyor, diğer yandan AKP dünyaya “Türkofobi” pompalıyor.

40 yıldır Hollanda’da yaşadığını ve 15 yıldır da AKP’ye oy verdiğini söyleyen bir gurbetçi, Türkiye-Hollanda krizinden sonra işini kaybettiğini söylüyor ve şu mesajı veriyor: “Sn. Betül Hanıma verilmeyen bir izin nedeniyle çıkan kavga sonrası işimden atıldım ve yabancı dostlarımla kötü oldum. Türkiye’deki nefret politikanızı buraya da taşıdınız. Gurbetçileri rezil ettiniz. Hayır.”

BATIYI IŞİD GİBİ TEHDİT

Aşağıdaki sözler OŞİD lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’nin dünyayı tehditlerinden farklı mı? Erdoğan, referandumda prim yapsın diye efelenip sarf ettiği “Böyle devam ederseniz, dünyanın hiçbir yerinde hiçbir Batılı sokağa adım atamaz!” sözleri ciddiye alınıyor dünyaya korku salıyor. Önceki hafta, The New York Times’ta Erdoğan’ın bu sözleri ve cadı avı vardı. Türkiye artık dünya liginde diktatörlükle yönetilen ülkeler sınıfında.

HER UÇAK İNER!

Referandumda YSK’nın göz göre göre kendi kanununu çiğnedi. Milyonlarca sahte oy kullanıldı. Yüzlerce yerde toptan olarak açıktan “evet” mührü vuruldu. Bunlar Türkiye’de adil bir seçim imkanının artık bittiğini dünyaya ilan etti. AKP, meşru tüm devlet kurumlarını Saray’a bağlayarak bitirmiş oldu.

Hiçbir avrupa ülkesi lideri Erdoğan’ın başarısını(!) tebrik etmedi. Yandaş gazeteler “Trump tebrik etti” diye zil takıp oynadı ama Beyaz Saray “Başkan’ın dünkü telefon görüşmesi, Suriye gibi, birlikte çalışabileceğimiz konuları konuşmak amacıyla yapıldı” diyerek bir bakıma yalanladı.

Çalınmış bir referandumdan meşruiyet üretilmez. Karşımızda meşruiyetini tamamen yitirmiş bir yönetim var. Ülkenin daha da dibe çakılacağı bir çukur kalmadı. Ama Allah’tan ümit kesilmez.

9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in  üç kelimelik bir sözü vardı: “Her uçak iner”. Biraz sabır lazım. AKP ve Erdoğan da mutlaka inecek ya da çakılacak. Ama geride bıraktığı korkunç enkaz kaç on yılda temizlenir bilemeyiz.

Ülke nasıl tekrar eski itibarına kavuşur mu kavuşmaz mı belli değil.

Haramilik ve haydutluktan beslenerek birer canavara dönüşen binlerce AKP’li nasıl akıl sağlığına tekrar kavuşur Allah bilir.

dip spot

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin