HDP’nin üniversite raporu: “7 bin 312 akademisyen ve personel ihraç; 70 bin öğrenci de cezaevinde”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eğitim Komisyonu üyeleri, hazırladıkları Yükseköğretim Raporu’nu Meclis’te düzenledikleri basın toplantısıyla açıkladı. HDP’nin hazırladığı Yükseköğretim Raporu’na göre 5 bin 904’ü akademisyen, bin 408’i idari personel olmak üzere 7 bin 312 kişi ihraç edildi; 70 bin öğrenci de cezaevinde.

Komisyon Üyesi ve Antep Milletvekili Mahmut Toğrul, 12 Eylül rejimini ürünü olan Yüksek Öğretim Kurumu’nun (YÖK) Türkiye üzerinde bir karabasan olduğunu belirtti.

’70 BİN ÖĞRENCİ CEZAEVİNDE’

Üniversitelerin özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında iktidara bağımlı hale getirildiğine değinen Toğrul, “Şu ana kadar 7 binin üzerinde insan ihraç edildi. Bugün akademisyenlerin bileşenleri olan araştırma görevlileri çalışamaz hale geldi. Öğrenciler barınma, sağlık koşullarını tamamen kaybetti ve cemaatlerin yurtlarına mahkum edildi. Bugün öğrenciler ülkenin kaderi ile ilgili ya da mesleki gelecekleri ile ilgili bir araya gelmek istediklerinde ciddi zorluklara karşı karşıya kalıyorlar. Şu an 70 bin öğrenci cezaevlerinde” diye konuştu.

‘BASKI VE DENETİM ARACINA DÖNÜŞTÜ’

HDP Eğitim Politikaları ve Kültür-Sanat Alanından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Sevtap Akdağ Karahalı da hazırlanan raporu açıkladı. Karahanlı, “Bilim insanı olmaktan ziyade hükümet memurluğuna soyunan kişiler, ele geçirdikleri üniversitelerin iktidar ilişkilerini eleştirel ve muhalif görülen akademisyenler, öğrenciler üzerinde baskı ve denetim aracına dönüştürdüler” ifadelerini kullandı.

Raporda şu değerlendirmelere yer verildi:

YÖK 2017-2018 öğretim yılı resmi istatistiklerine göre toplam 206 üniversite, bin 785 fakülte, 464 yüksekokul, 996 meslek yüksekokulu ve 708 enstitünün olduğu yükseköğretim sistemi her geçen yıl daha da büyüyor. Ancak, bir binanın ön cephesine ‘üniversite’ yazmakla orası üniversite olmuyor. Bu sayıların arka planında sokak aralarında, apartman dairelerinde bitiveren üniversite niteliğinden uzak kuruluşlar her yanı sarıyor.

HER 12 ÖĞRENCİYE BİR YATAK DÜŞÜYOR

Her yıl öğrenci kontenjan sayıları artarken, barınma sorunu da buna koşut olarak büyümeye devam ediyor. 7 buçuk milyondan fazla yükseköğretim öğrencisi için devlet yurtlarının 629 bin 762 kişilik kapasitesi bulunuyor, yani her 12 öğrenciye sadece bir yatak düşüyor. Öğrencilerin güvenlik soruşturmalarındaki sudan bahanelerle yurt ve burs haklarından mahrum bırakılmaları da bir başka sorun. Çoğunluğu eğitim hakkı elinden alınmış olan 69 bin 731 öğrencinin hapishanelerde olması da iktidarın barınma sorununu çözme anlayışının bir parçası mı diye sormak istiyoruz.

İŞSİZLERİN YÜZDE 28’İ ÜNİVERSİTE MEZUNU

TÜİK’in Haziran 2018 dönemi İşgücü İstatistiklerine göre yükseköğretim mezunu işsizlerin oranı yüzde 12.7 olarak hesaplanmıştır, OECD ortalamasının iki katı olan bu oran Türkiye’de 1 milyona yakın üniversite mezununun işsiz olduğunu gösteriyor. Tüm işsizlerin yüzde 28’ini üniversite mezunları oluşturuyor.

5 BİN 904’Ü AKADEMİSYEN 7 BİN 312 KİŞİ İHRAÇ EDİLDİ

15 Temmuz sonrası en büyük tasfiyenin yaşandığı alan eğitim alanı olmuştur. OHAL KHK’lerinin özel olarak hedef aldığı kesimlerin başında üniversiteler ve akademisyenler gelmiştir. Bu süreçte 15 Vakıf Üniversitesi kapatılmış, bin 176’sı devlet, 401’i vakıf üniversitesinde olmak üzere bin 577 dekanın istifası istenmiştir. OHAL KHK’leri ile 5 bin 904 akademisyen, bin 408 idari personel olmak üzere toplam 7 bin 312 kişi üniversitelerden ihraç edilmiştir.
674 sayılı OHAL KHK’sı ile 13 bin 179 Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) bünyesindeki araştırma görevlisinin kadrosu değiştirilmiş ve kadroları yıllık sözleşmeli istihdam biçimi olan 50/d’ye dönüştürülmüştür. ÖYP’lilerin özlük ve sosyal haklarının gasp edilmesi anlamına gelen bu düzenlemenin amacı, rektörlerin ‘makbul’ görmediği kişileri bir talimatla işten atabilmenin önünü açmaktır.

‘ÜNİVERSİTELER, REKTÖRLERİ DOĞRUDAN ATAYAN SARAYA BAĞLANDI’

OHAL sürecinde üniversitelere yönelik en ciddi darbelerden birisi de rektörlük seçimlerinin kaldırılarak yerine doğrudan atama sisteminin getirilmesidir. Yapılan bu düzenleme ile hükümet, üniversite bileşenlerinin iradesini yok sayarak üniversiteleri tamamen Saray’a bağlamıştır.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin