YORUM | ALPER ENDER FIRAT
CHP ve HDP’deki ‘sarı muhalifleri’ siyasette var olma gerekçeleri en kritik anlarda 15 Temmuz rejimine payanda olmaktan başka bir şey değil. Erdoğan diktasının en tehlikeli destekçileri de bunlar, zira bu kurtların üstünde kuzu postu var. Selahattin Demirtaş ve onlarca HDP’li belediye başkanı bu aldatmacaya razı olmadığı, bu rolü reddettiği için hapse girerken, onların susturulması muvazaalı muhalefeti de rahatlatıyor; gerçeği ortada olmayınca sahtelerine gün doğuyor.
Örneğin HDP Milletvekili Saruhan Oluç mecliste yaptığı konuşmada diyor ki ‘Fetö’den yargılanmış ve ceza almış komutanlar Cizre’de, Silopi’de, Sur’da Nusaybin’de, Şırnak’ta, Hakkari’de katliamlar yaptılar ve darbe mekaniğini harekete geçirdiler, aynı komutanlar gelip Meclis’i de bombaladılar. Saruhan Oluç bu konuşmayı yapıyor HDP’nin resmi twitter adresi de bu konuşmayı paylaşıyor.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYİN ⬇️
Bu sözler bile tek başına, nasıl alçak bir tezgahın, nasıl yalancı bir tezviratın içinde olduğumuzu anlatmaya yeter. Bu sözler aynı zamanda yeni kurulan rejimin nasıl kirli bir ittifak içinde olduğunu da deşifre ediyor. CHP’den, İYİ Partiye, HDP’den MHP’ye kadar, mazlumlara karşı nasıl da kirli bir söylem birliği içinde olduklarını göz önüne seriyor. Saray-Ergenekon kirli şebekesi bütün elemanlarını sahaya sürdü.
HDP’li Saruhan Oluç’un ağzından çıkan bu çirkin sözler gerçekleri çarpıtarak AKP Genel Başkanı ve müttefiklerini aklamaktan başka bir amaca hizmet etmez. Erdoğan’ın açıkça ve kanırtarak işlediği suçları bile bir günah keçisine yıkıp onu temize çıkarmanın peşindeler. Kraldan bile kralcılar. Erdoğan, Kürt siyasetine ve şehirlerine karşı işlediği cürümlerle iftihar ederken, Oluçgiller neredeyse toz kondurmuyor.
Hepimizin ve herkesin bildiği gibi 7 Haziran 2015 seçimlerinde hayal kırıklığı yaşayan AKP’nin Genel Başkanı ve onun yeni müttefikleri, ülkeyi terör sarmalına bilerek soktular. Seçimlerden önce Recep T. Erdoğan’ın söylediği ‘400’ü verin bu iş suhuletle çözülsün’ sözünü dinlemeyen halkı, yola getirmek için başlatıldı terör ve bu işin diğer ayağında da dostunuz PKK vardı. Bunun aslını Saruhan Oluç’da en az ülkedeki herkes gibi bilir. Bu kadar açık bir meseleyi çarpıtıyorsa, Oluç’un bundaki amacı Saray’ı ve müttefiklerini aklamaktan başka bir şey olamaz.
Her seçim sürecinde PKK’nın ‘aman AKP kazanmasın yoksa biteriz’ türü açıklama yaparak AKP’nin değirmenine su taşıması gibi HDP içindeki Ergenekon artıkları da yeni rejimin temellerinin atıldığı günlerin günahını başka yerlere yıkıp Saray’ı ve müttefiklerini aklamaya çalışıyor.
7 Haziran 2015 seçimlerinin hemen akabinde kurulan kirli ittifakın, en önemli sac ayaklarından biri olan Devlet Bahçeli’ye geçmiş olsun ziyaretinde bulunan HDP’nin yeni yönetimi, 90’lı yıllarda Kürtleri teker teker infaz eden JİTEM davasının beraatla sonuçlanmasına gık bile etmedi. HDP insan hakları komisyonu sözcüsü Ayşe Acar Başaran’ın yazılı açıklaması haricinde konu HDP’de kimsenin gündemi olmadı. Katillerden hesap sorarak devlet içindeki kirli ilişkileri temizlemek isteyen savcılarca açılan davalar, siyasetin köpeği haline gelmiş yargı tarafından örtbas ediliyor ama HDP bu konuda dut yemiş bülbül rolünü oynuyor.
HDP’nin bu aralar asıl ilgilendiği mevzu cemaate sempati duyanların devlet memuru olması meselesi. HDP içerisinde dağ ile sıkı irtibatı olan Meclis gurup Başkan vekili Fatma Kurtulan’ın da her üç lafının dördü fetö meselesi. Fatma Kurtulan da JİTEM’e bazı yürekli savcıların zamanında dava açılmasından rahatsız olmuş olacak ki mecliste çıkmış diyor ki ‘fetö’yü getirdiniz her yere yerleştirdiniz.’
Türkiyelilik üzerinden siyaset yapan, söylemleriyle Kürt olmayan büyük bir kitleden de oy alan Selahattin Demirtaş’ı aptalca sebeplerle hapse gönderen 15 Temmuz rejimi kendisiyle uyum içerisinde olan isimlerin de önünü açıyor.
15 Temmuz rejiminin güdümüne girmiş HDP, JİTEM davasına susarken mazlumlara zulüm edenlerin yanında, onların korosunda davul-zurna çalıyor.
