Gergerlioğlu: 5 vakit namaz kıl, orucunu tut, sonra da ‘bu kafirler…’ de, din budur zannediyorlar

AKP rejiminin hukuksuzluklarını ve zulümlerini ortaya çıkardığı için bir haber portalının attığı tweeti retweet etmesi bahane edilerek hapis cezası verilen daha sonra da milletvekilliği hukuksuz bir şekilde düşürülen İnsan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu cezaevine alnı açık başı dik bir şekilde gireceğini söyledi. Türkiye’de geleneksel İslamcıların çoğunun içlerinde korkunç bir ırkçılık sakladığını belirten Gergerlioğlu, ‘‘Bugün bakıyorsunuz, o günün radikal İslamcı gençleri Türk ırkçısına dönüşmüş.’’ dedi.

Yeni Özgür Politika gazetesine konuşan Ömer Faruk Gergerlioğlu, dindar bir kişi olan babasının çocuklarını İmam Hatip Lisesi’ne göndermesi ve namaz kılmasından dolayı devlet dairelerinden dışlandığını söyledi.

”BABAM DA DEVLETİN ANTİDEMOKRATİK UYGULAMALARINA KARŞI ÇIKIYORDU”

İslami dergi ve gazetelerin girdiği bir ortamda büyüdüğünü belirten Gergerlioğlu, ‘‘Babam dindar bir kişiydi. Namazlarına dikkat eden, gençliğinde Ankara’da Necip Fazıl Kısakürek’in Büyük Doğu ekolüne dahil olan, hayatını İslam üzerine inşa etmeye çalışan bir insandı. Aynı zamanda da devletin antidemokratik uygulamalarına karşı çıkıyordu. İslami görüşleri nedeniyle sistem tarafından sevilmiyordu. Kıldığı namazdan dolayı devlet dairelerinde dışlanırdı ya da çocuklarını İmam Hatip’e gönderdi diye dışlanırdı. İslami gazete ve dergilerin girdiği bir ortamda büyüdüm. Okuma yazmayı da seviyordum. Daha 7 yaşında eve giren gazeteleri okurdum. Okuma yazmayı neredeyse Milli Gazete’den öğrenmişimdir.’’ diye konuştu.

”GELENEKSEL İSLAMCILIK ANLAYIŞIYLA OLMUYOR”

Milli Görüş geleneğine yakın bir aileden geldiğini ancak zamanla geleneksel İslamcılardan uzaklaştığını ifade eden Gergerlioğlu şöyle devam etti:

‘‘Bu geleneksel İslam anlayışıyla olmuyor. Efendim 5 vakit namaz kıl, orucunu tut, sonra da “Bu kafirler…” de, “Batıcılar da ne kadar kötü” de, bununla bir yere varılmıyor. O zaman da İslam dünyasının hali perişandı, dini ve etnik çatışmalar vardı. Bir dirilişe ihtiyaç vardı ve ben bunu aramaya başladım. Çevremdeki sorunlarla da ilgilenmeye başladım. Kürt meselesi, demokratikleşme sorunları… İslam’ın gelenekçi bir şekilde değil de daha radikal, daha sahih ve daha ilk tebliğine yönelik bir anlayışını keşfetmeye yönelik bir arayıştı bu. Lise yıllarımda İslam’ın ilk mesajının devrimci bir anlayış olduğunu görmeye başlamıştım. Lise 2’de mesela George Orwell’in 1984 kitabını okudum ve dünyanın sürekli değiştiğini düşündüm, faşizme dair düşündüm. Artık gelenekçi bir İslami anlayış beni tatmin etmiyordu. Bu arada farklı akımları, mesela solu da inceliyordum. İslam’ın geleneksel anlayışına yönelik artık keskin eleştirilerim vardı ve ailemle de ayrışmıştım. Ailem biraz daha milliyetçi ve muhafazakâr bir dindarlık içindeydi. Babam, 40’lı, 50’li yılların milliyetçi ve muhafazakâr İslamcı anlayışından kendini kurtaramıyordu.’’

”İSLAMCILARIN ÇOĞU İÇLERİNDE KORKUNÇ BİR IRKÇILIK SAKLAMIŞ”

Kürt meselesinin dini anlayışla çözülemeyeceğini kaydeden Gergerlioğlu şunları söyledi:

‘‘Bir kere bu İslamcılık akımı, sağcı bir akımdı. Mesela Kürt meselesinde hep ya “Bu mesele yoktur” diyorlardı ya da “Vardır ama Mustafa Kemal Türkçülük yapmıştır, bundan dolayı da Kürtçülük ortaya çıkmıştır, biz bu işi kardeşlikle, Ümmet-i Muhammed’le çözeriz” diyorlardı. Ben de uzun bir müddet böyle düşündüm. Sonradan gördüm ki Kürt meselesi dini bir mesele değil ki dinle çözelim. Bu, etnik bir mesele. Etnik olarak farklı bir yere evirmek için Kürtlere müdahale edilmiş ve o yüzden Kürt meselesi çıkmış.

Lise son zamanlarına denk geliyor. O yıllarda babamın kitapları içinde Ahmet Naim’in bir kitabını bulmuştum. “İslam’da Irkçılık Yoktur” başlıklı bir kitaptı. Küçük bir risale. Ahmet Naim, Buharî mütercimidir ve Mehmet Akif döneminin İslamcılarındandır. Bu risale ilgimi çekti. Bende de zaten ırkçılığa karşı bir tepki oluşmuştu. “Hakikaten bu dinde en olmaması gereken şey, bir kavmin diğer bir kavmi ezmesidir” diye düşünüyordum. Bu kitap, beni bilinçlendiren kitap oldu, birçok kişiye de tavsiye ettim.

Aynı sene Tıp Fakültesi’ne gittim, orada da bu meseleleri konuşmaya başladık ama yine de çok bir netlik oluşmuyordu. O dönemde takip ettiğim İslami dergiler, geleneksel İslamcı dergilere göre bu konuda daha iyi bir yerde duruyorlardı ama yine de onlar da bu meselenin derin sızısını çok da hissetmiyorlardı. Biraz daha slogancı bir haldeydiler. “Dini bir yönetim gelecek, bütün bu sorunlar bitecek” diyorlardı. Sonradan gördüm ki, bu akımlar ırkçılık konusunda net bir yerde durmadıkları için İslamcıların çoğu içlerinde korkunç bir ırkçılık saklamış.’’

”GEÇMİŞTE RADİKAL İSLAMCI OLAN GENÇLER, TÜRK IRKÇISINA DÖNÜŞTÜ”

Geçmişte radikal İslamcı olan kişilerin bugün Türk ırkçısına dönüştüğüne dikkat çeken Gergerlioğlu, ‘‘Bugün bakıyorsunuz, o günün radikal İslamcı gençleri Türk ırkçısına dönüşmüş. Din budur zannediyorlar. Vatan, millet, bayrak dedin mi, bunlar sanki dini kavramlar sanıyorlar. Bayrak nedir ki yahu? Etnik bir meselesin yansımasıdır, senin etnik açıdan ne olduğuna dair bir işarettir, şudur, budur.

Ben beş vakit namaza giden bir insanım ve namazdan sonra da birlikte oturduğum Çorumluya, Tokatlıya Kürt meselesi anlatıyordum. Bir Çorumluya “Kürt meselesi böyledir” diyorsunuz ve nasıl bir anlamazlık içinde olduğunu görüp kahroluyorsunuz. Biraz evvel aynı Allah’a secde etmişsiniz, okuduğunuz kitap “Adaletten daha önemli değer yoktur” diyor, eşitlik ve kardeşlik diyor ama siz namazdan çıktıktan sonra oturup konuşuyor ve Kürt meselesinde anlaşamıyorsunuz. Ben “Bak, okuduğun ayetler bunu söylüyor” diyordum ama karşındaki ırkçı bir Türkçülük yapıyor. İnsan üzülüyor, morali bozuluyor, bir şeyler yapmak da oldukça zor. Dindar Türklerin böyle bir derdi pek yok. Din nasıl öğrenilmiş dindarlar arasında? Türkçülük ve dindarlığın çorbası yapılarak öğrenilmiş. Din budur zannediyorlar. Vatan, millet, bayrak dedin mi, bunlar sanki dini kavramlar sanıyorlar. Bayrak nedir ki yahu? Etnik bir meselesin yansımasıdır, senin etnik açıdan ne olduğuna dair bir işarettir, şudur, budur.’’ diye konuştu.

”BEN DOĞRUYU SÖYLEDİĞİM İÇİN CEZAEVİNE ATILIYORUM”

15 Temmuz’dan sonra ilan edilen OHAL sürecinde KHK ile ihraç edildiğini anlatan Gergerlioğlu şunları söyledi: ‘‘Ben doğru bir işten başkasını yapamazdım, doğru işler yaptığım için doktorluktan atıldım, millet tarafından getirildiğim vekillikten atıldım, ceza yedim, itibarsızlaştırılmaya çalışıldım, yaka paça pijama ile meclisten atıldım ama önemli değil. Ben doğruyu söylediğim için cezaevine atılıyorum ve bu hakaretlere maruz kalıyorum. İçim rahat. Bu ruh hali var bende.’’

”ALNIM AÇIK, BAŞIM DİK, YÜZÜM AK, NEDEN KORKAYIM?”

Cezaevine alnı açık başı dik bir şekilde gireceğini belirten Gergerlioğlu, ‘‘Önemli olan, yüzümüzün kızarmaması. Yüzümüz kızarsaydı, topluma mahcup olsaydık, utanacağımız bir iş yapsaydık, o zaman problem olurdu. Ama şu anda alnım açık, başım dik, yüzüm ak, neden korkayım? Ben sırf onurumdan dolayı, ilkelerimden dolayı cezaevine atılıyorum. Benim gibi de bir sürü insan var cezaevinde, ben ilk giren değilim ki. Zaten böyle bir toplumda bizim içeri girmememiz mümkün değil.

Cezaevlerini gezdim, oralardaki yaşamı mahpuslardan avlularda, koğuşlarda dinledim. Çok yabancı değilim ama tabii her türlü hal var. Bizden intikam almak isteyen görevliler olabilir, şunlar olur bunlar olur ama onlara da artık hazırız. Öğrencilik hayatımda zorluklar yaşadığımda da kendime hep, “Biraz zorluk yaşayayım ki hayata hazır olayım” derdim, kendimi böyle ikna ederdim. Şimdi de öyle düşünüyorum. Ne olacak yani, biraz zorluk yaşayalım.’’ diye konuştu.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Sayln Gergerlioğlu Sizi Allah in selaml ile selamliyorum….

    Allah sizi korusun. Kendi neslini kendi eli ile -tazyiklere dayanamayarak – asimile etmek zorunda kalan biri olarak, bizim için ne kadar büyük değer taşıdığınızı bilmenizi istiyorum.

    Kendi halinde bir Kürt iken, 28 Şubat sürecinde MİT den maaş alan üç insanın/ görevlinin azılı pkk lı diye rapor ettiği Ve bu yüzden yaşananlardan bunalarak neslini asimile etme kararı alan biriyim.

    Siz neler çektiğimi bilemediğinizden belki, beni bu tercihimden dolayı kınayabilirsiniz.

    Beraber beş vakit Namaz kıldığımız Kayserili ev arkadaşım ile, sabaha kadar yaptığımız tartışmada, ailem ile bile Kürtçe konuşamayacağımı(bu arada hemen belirteyim şehrimin yüzdeyüzü kürtçe konuşuyor). dikte ettiğinden ayrılmak zorunda kalmış biriyim.

    Bu ve benzer yüzlerce hadise yaşamış bizim gibi Kürtler için çok yüksek bir değer ifade ediyorsunuz. Eminim Allah da sizden razıdır.
    Ve Allah sizi görüyor, biliyor ve asla unutmayacak ve inşallah darda bırakmayacaktır.
    Saygı ve sevgilerimizle

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin