Geçmişinin hesabını verebilenler: “Sami Kanı ve Yüzleşme”

Gazeteci Ahmet Dönmez internet sitesinde yeni bir yazı kaleme aldı. ‘Sami Kanı ve Yüzleşme’ başlıklı yazıda Dönmez, geçtiğimiz günlerde izlediği Türkçe’si ‘Sami Kanı’ olan ‘Sameblod’ isimli filmden yola çıkarak İsveç’in kendi karanlık tarihi ile yüzleşmesini anlatıyor.

İsveç’in 1930’larda Sami Irkına yönelik ırkçı uygulamalar ve insanlık dışı muamelelerle hesaplaştığını anlatan Dönmez, “Bugün kendi çocuklarına, kendi okullarında bu filmi izletecek kadar samimi bir muhasebe yaşamış.” dedi. Dünya farklı yerlerindeki benzer yüzleşme örneklerini de aktaran Dönmez, “Türkiye, bu yüzleşmeyi bir türlü yapamayanların ve bir sonraki nesle yeni utanç bakiyesi bırakanların ülkesidir.” diye devam etti.

Dönmez’in kişisisel internet sitesinde yayımladığı yazı şöyle;

Sami Kanı ve Yüzleşme

2 yıldan fazla bir süredir Stockholm’de yaşıyorum. 5 aydır da bir devlet üniversitesinde resmi İsveççe kursuna gidiyorum.

Geçenlerde derste bir film izledik. İsveççe adı ‘Sameblod’. Yani ‘Sami Kanı’.

Sami’ler, İsveç, Norveç, Finlandiya ve Rusya’nın küçük bir bölgesinde yaşayan kadim bir halk. Bu bölgenin de yerlileri kendileri. İsveç’in kutba yakın kuzey bölgelerinde (Lappland) yaşıyorlar.

Eski Türklerle ve Kızılderililerle akrabalıkları da araştırma konusu.

2017 yapımı film, İsveç devletinin 1930’larda Samilere uyguladığı ırkçı, kafatasçı politikaları konu ediniyor. Dışlama, aşağılama, ayrımcılık, insandışılaştırma gibi dönemin moda faşizan uygulamalarının çoğuna rastlıyoruz.

“Aşağı ırk” muamelesi yapılan ve “hayvan gibi kötü kokarlar” denilen Samiler içerisinden 14 yaşındaki Elle-Marja adlı bir kız öğrencinin kişisel hikayesi üzerinden izliyoruz bu kesiti. Bu tür öjonik saplantıların ne kadar gülünç olduğunu ama ne kadar da gerçek trajedilere yol açtığını İskandinav versiyonu üzerinden bir kere daha anlıyoruz.

****

Film, İsveç’in Oscar’ı sayılan Guldbagge 2018 ödülü sahibi. Avrupa Parlamentosu’nun yeni vermeye başladığı sinema ödülü Le Prix Lux de bu filme gitmiş. Selanik, Tokyo, Santa Barbara uluslararası film festivallerinin de aralarında olduğu başka ödülleri de var.

Guldbagge ödülünü veren İsveç Film Enstitüsü, 55 yıl önce devlet tarafından kurulmuş. Yönetimi, hükümet tarafından atanan 9 üyeden oluşuyor. Ve bu kurum, 2018’de yılın filmi ödülünü Sameblod’a veriyor.

Bana göre bundan çok daha ilginç olanı şu: Film, gösterime girmesinin üzerinden çok fazla zaman geçmediği halde İsveç’teki bir çok devlet okulunda öğrencilere izletilmiş. Özellikle liselerde.

Devlete ait dil kursunda da büyük bir özgüvenle göçmenlere izletilebiliyor.

****

Bu, 1960’larda başlayıp 80’lerde somutlaşan müthiş bir yüzleşme sürecinin neticesi.

İsveç kendi tarihi ile ve yaptığı insanlık dışı muamelelerle hesaplaşmış.

Bugün kendi çocuklarına, kendi okullarında bu filmi izletecek kadar samimi bir muhasebe yaşamış.

Devletin bütünlüğünden, vatana ihanetten, bölünmeden, dış mihraklardan, üst akıldan, lobi ve lobiciklerden bahseden yok.

Anlatmaya gerek yok; İsveç bugün dünyanın en demokratik ve en müreffeh ülkelerinden bir tanesi. Yıllardır bütün demokrasi, saydamlık, eğitim, insan hakları, hukuk ve mutluluk endekslerinde en üst sıralarda yer alıyorlar. Diğer İskandinav ülkeleri ile birlikte…

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin