Fatma Girik’in ardından (2): Yonca’dan bir yaprak koptu!

YORUM | M. NEDİM HAZAR

Birer yonca yaprağı gibiydi hepsi. Dokununca ağlayan, titrek ses ile bir aşk uğruna ömürlerini feda eden. Hassastılar hem, aşkları için göze alamayacakları şey olmadığı gibi, çocukları için her türlü zulme ve kötülüğe direndiler hep.

Gururluydular da, kara sevda yüreklerini kavurup, ciğerlerini bitirirken, kara talihlerinin inadına bembeyaz olan mendillerini kızıla boyuyorlardı da, yine de gururlarından ödün vermiyorlardı. 

Türkan’dı, Fatma’ydı, Hülya’ydı, Filiz’di onlar… Yağız delikanlıların bile perdede görüp abla bellediği, bacım dediği…

Burak Sözcü on Twitter: "Türkan Şoray , Filiz Akın, Hülya Koçyiğit ile  birlikte Yeşilçam 'ın "4 yapraklı yoncası" ndan biriydi #FatmaGirik.  https://t.co/jI7wJJjhIu" / Twitter

Bazen sadece hayallerimizde görebileceğimiz konaklarda yaşıyorlardı, kıyısına güzel sandalların yanaştığı yalılarda; kimi zaman sefalet içinde kıvranan bir kenar mahalle gecekondusunda… Bazı zamanlar bir fabrikanın sıradan işçisiydiler mesai saatinde sevgilileriyle buluşan, kimi zaman aynı fabrikanın sahibinin şımarık kızı oldular…

Yaşadıkları, çalıştıkları mekanlar neresi olursa olsun, aşkları hep büyük, hep öykünülen oldu onların. 

Bazen zengin bir fabrikatörün ukala kızı, bazen fakir bir gecekondu mahallesinin tertemiz aşk yaşayan mahcup evladıydılar. Kimi zaman hakir gördükleri genç ile yaşıyorlardı aşkı, kimi zaman fabrikatörün oğluna kaptırıyorlardı gönüllerini. Ancak hikaye ne olursa olsun kaderleri hep aynı oluyordu; bir kötüye mutla denk geliyor, olmadık entrikalara maruz kalıyor, bol bol ağlıyor, gözyaşı döküyor, nadiren kavuşuyorlardı.

Dört yapraklı yoncaydı onlar, dokunulunca ağlayan, gözyaşlarıyla çoğalan…

Dalgıç bir baba ve ev hanımı bir annenin çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya gelen Fatma Girik, ekonomik sıkıntı içinde bir çocukluk geçirdi. Ailesinin maddi sıkıntısını giderip, ev ekonomisine katkıda bulunmak için eğitimini ortaokulda yarıda bırakıp annesiyle beraber filmlerde figüranlık yapmaya başladığında henüz 15’inde bile değildi. 1954 yılında bir Muharrem Gürses filmi olan Hürriyet Uğruna Mukaddes Yalan filminde oynadı ama ismi jenerikte bile yer almayacaktı. 

İlk ciddi rolünü 1957 yapımı Leke filminde üstlendi. Aynı yıl çekilen Memiş İş Peşinde’de Ahmet Tarık Tekçe ile oynadı. Ardından rol aldığı birkaç iddiasız filmden sonra senaryosunu Halit Refiğ, Bülent Oran, Ertem Göreç üçlüsünün yazdığı, Memduh Ün yönetimindeki Ölüm Peşimizde filminde Ayhan Işık’la paylaştığı rolle dikkatleri üzerine çekti. 1960 yapımı film soygun ve cinayet nedeniyle tutuklanan babasının suçsuzluğunu ispatlayan bir mozaik fabrikası işçisinin öyküsünü anlatıyordu. 

Yönetmen Memduh Ün ile tanışması özel ve meslek yaşamındaki en önemli kavşaktı Girik için. Civanmert, Duvaksız Gelin, Kısmetin En Güzeli ve Severek Ölenler gibi filmlerde izleyicinin karşısına başrolde çıkan Girik’in popülaritesi giderek artıyor ve aranılan oyuncular listesinde en başa geçiyordu. 1962 yapımı Belalı Torun filmi farklı bir oyuncu tipolojisiyle diğer yıldızlardan ayrışmasına neden olmuştu. Sert ve mağrur bakışları, haksızlıkların karşısında oluşu, sözünü esirgemeyen yapısıyla karakteristik rollerin oyuncusu olmuş ve bu özellikleri dolayısıyla Erkek Fatma adıyla anılmaya başlamıştı bile. 

Ne evlenebildi, ne ayrılabildi! Fatma Girik'in hayat arkadaşı Memduh Ün  kimdir?

Senaryosunu Vedat Türkali’nin yazdığı Belalı Torun’da, erkek torun isteyen bir büyük baba ve erkek kıyafetine girmek zorunda kalan genç bir kızın öyküsü vardı ve genç oyuncu Ayhan Işık, Hulusi Kentmen, Bedia Muvahhit, Hayri Caner, Semih Sezerli, Diler Saraç gibi usta oyuncularla beraber oynamıştı. Yönetmen elbette Memduh Ün’dü. Filmde bir erkeği canlandıran ve bunun için saçlarını kısacık kestiren aktris, gerçek hayatta da dobralığı, sözünün eri oluşu ve haksızlığa tahammül edemeyen yapısıyla Erkek Fatma imajıyla artık tamamen örtüşmüştü.

Haldun Taner’in ünlü müzikal güldürüsü Keşanlı Ali Destanı’nda Fikret Hakan ile paylaştığı başrol filme ve oyuncularına bol ödül getirdi.  

1960’lı yılların ikinci yarısında sinemadan sahneye geçme rüzgarına kapılan sanatçılardan biri olan Girik, 1968’de fıkra anlatarak gazino sahnelerine çıktı, ertesi yıl Türk müziği söyleyerek solistaltı oldu. Aynı yıl bir Behçet Kemal Çağlar Klasiği olan Ezo Gelin, Orhan Elmas tarafından sinemaya uyarlandı. Yapımcılığını Memduh Ün’ün yaptığı film köy filmlerinin aranılan aktristi Fatma Girik’i Adana Film Şenliği’nde yine ödülle buluşturacaktı.

Aynı dönem çektiği Öksüz, Vuruldum Bir Kıza, Köroğlu gibi filmlerle hep zirvede olan Girik, Şoför Nebahat filmiyle erkeksi kadınlar tiplemesinde de artık liste başına yerleşmişti. Yeşilçam’ın furyalar krizinde, o dönem epey gelişmeye başlayan reklam sektörüne de adımını atan Fatma Girik, kozmetik ve ev tekstili firmalarının reklam filmlerinde oynadı.

SolHafıza on Twitter: "23Aralık1993: SHP'li Şişli Belediye Başkanı Fatma  Girik: “Florence Nightingale'den çıkarılan 160 işçi için Dev Sağlık-İş'le  Hastane yönetimi arasında arabulucu olabilirim" https://t.co/IglO0mJsFe" /  Twitter

1980 sonrası sinemanın video sektörüne yenik düşmesiyle azalan film sayısı sanatçıyı televizyona yönlendirdi. 1987’de bir TRT projesi olan Gönül Dostları’yla TV izleyicisiyle buluşan Girik, bu dizideki başarılı performansıyla Kültür Bakanlığı tarafından ödüle layık görüldü. Atılgan, sabırsız ve kendine güvenli, dik kafalı ve inatçı olması Fatma Girik’in oyunculuğuna da gerçek hayattaki projelerine de yansıyordu. Bu özellikleriyle çizdiği sağlam imaj, halkla kurduğu samimi ilişki ve haksızlıkların karşısında olması nedeniyle 1988 yılında politikaya atılan Girik, Şişli Belediye Başkanı oldu. Siyaseti bıraktıktan sonra, Söz Fato’da isimli reality show programıyla izleyicinin karşısına çıkan Girik, toplumsal sorunları irdeleyen ve çözümler arayan bu programa uzun süre devam etti. Sanatçı, 2005’te yönetmenliğini Tunç Başaran ve Memduh Ün’ün birlikte yaptıkları Büyülü Fener ve yine aynı yıl çekilen Sinema Bir Mucizedir filmlerinde rol aldı.

1995 yılında bir dizi için intihar canlandırması yaptığı sırada dublör kullanmayan Girik binanın ikinci katından kontrolsüz bir şekilde düştü ve omurgasından ciddi şekilde yaralandı. Bu olay sinemayla arasına bir daha kapatılmayacak bir yarık açtı.

İstanbul Haberleri - Fatma Girik'e “Şoför Nebahat”lı yaş günü - Yerel  Haberler

2000’lerin başında Bodrum’un Torba mahallesine yerleşen sanatçı 2017 yılında kalça ekleminde saptanan bir dejenerasyon sonucunda yaşadığı ağrılar nedeniyle kalça protezi ameliyatı oldu ve değişik sağlık problemleriyle sürekli olarak hastane ile evi arasında adeta mekik dokudu. 2015 yılında hayat arkadaşı Memduh Ün’ün ölümüyle sarsılan sanatçı, sosyal hayatla bağını artık tamamen koparmıştı. 2019’da tekrar düşerek hastaneye kaldırıldı. Artık yürümekte de zorlanıyordu. 2021 yılında Girik sağlık durumunun iyi olmadığını, yardım olmadan yürüyemediğini, tansiyon problemlerinin olduğunu ve beyin ameliyatı geçirmiş olduğunu açıkladı.

Bir dönemin gönüllere taht kuran çakır gözlü güzeli 2021 yılında dünyanın başına adeta bela olan Covid hastalığına yakalandı. İlerlemiş yaşı ve kronik rahatsızlıkları bu virüs ile yaptığı mücadelesinde onu zayıf düşürmüştü ve 24 Ocak 2022’de İstanbul’da tedavi gördüğü özel hastanede COVID-19’a bağlı çoklu organ yetmezliği nedeniyle 79 yaşında hayatını kaybetti…

En inanılmaz maceraların kadınlarıydı onlar. Bazen evin küçük ve şımarık kızı, bazen bir giyim atölyesinin masum işçisiydiler… Sırtlarını döndükleri jöne göstermediklerini gözyaşını perdede bize bakarak akıtıyor, öksürdüklerinde mendillerini kanatıyorlardı. Birer yonca yaprağı gibi taze, naif ve kırılgandılar çoğu zaman. Acılarını içlerine atıyor, gözyaşlarını yüz üstü yattıkları yatağa akıtıyorlardı. Kapıları gururla kapatabiliyorlardı sevdalarının yüzüne ama sırtlarını dayayıp hıçkırarak acıyla iki büklüm çöküyorlardı da… 

En inanılmaz maceraların kadınlarıydı onlar; hassas, mazlum ve masum…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin