Expression Interrupted Platformu: Son iki ayda 109 gazeteci yargılandı

Expression Interrupted Platformu’nun Mayıs-Haziran 2021 dönemini kapsayan ‘İfade ve Basın Özgürlüğü Gündemi’ raporu Türkiye’de gazetecilerin durumuna ışık tuttu.

Rapora göre, son iki ayda 109 gazeteci hakim karşısına çıkarken dört gazeteciye de toplam dokuz yıl sekiz ay hapis cezası verildi.

Rapordan öne çıkan veriler şöyle:

109 gazeteci yargılandı

Rapora konu dönemde, ocak ayından beri tutuklu bulunan Mezopotamya Ajansı muhabiri Mehmet Aslan ve Temmuz 2016’dan beri cezaevinde bulunan gazeteciler Cuma Ulus ile Erkan Acar’ın tahliyesi sonrası cezaevinde 65 gazeteci yer aldı. Expression Interrupted’ın verilerine göre sene başında 87 gazeteci cezaevindeydi.

Mayıs ve haziranı kapsayan iki aylık sürede 109 gazeteci, toplam 51 davada yargılandı. Dört gazeteci hakkında toplam dokuz yıl sekiz ay iki gün hapis cezası verildi. En az dört gazeteci hakkında yeni dava açıldı, altı gazeteci hakkında ise soruşturma başlatıldı. En az üç gazeteci de gözaltına alındı.

Gazetecilere yargılandıkları davalarda en sık olarak “terör” suçlamaları yöneltildi. Bunun ardından en yaygın olarak kullanılan suçlamaların ise “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “kamu görevlisine hakaret” olduğu görüldü.

Polis şiddeti ve engellemelerde artış

Rapora göre söz konusu dönemde, en çok öne çıkan gelişmelerden biri de özellikle gösterileri takip etmeye çalışan gazetecilere yönelik polis şiddeti ve engellemeler ile gazetecilere yönelik fiziksel saldırılardaki artış oldu. Mayıs ve haziran aylarında en az beş gazeteci sivil kişilerin fiziksel saldırılarına uğradı.

Nisan ayı sonunda yayımlanan ve gösterilerde ses ve görüntü alınmasını engelleyen emniyet genelgesinin uygulanmaya başlanmasıyla, gösterileri takip etmeye çalışan gazetecilere yönelik polis müdahaleleri artış gösterdi. Genelgeyi gerekçe gösteren polisler 1 Mayıs ve 26 Haziran Onur Yürüyüşü esnasında hem göstericilere hem de gösterileri takip etmeye çalışan gazetecilere yönelik yoğun engelleme ve şiddet uyguladı. Görevini yapmaya çalışan gazeteciler, polisin fiziksel müdahalelerine maruz kaldı, kimi gözaltına alındı, kiminin elinden telefonu alınıp yere atıldı. AFP foto muhabiri Bülent Kılıç’ın Onur Yürüyüşü esnasında polisler tarafından yere yatırılıp sırtına ve boynuna bastırılarak gözaltına alınması ve bu esnada “nefes alamıyorum” diye bağırdığının duyulması artan fiziksel şiddet ve engellemelerin sembolü haline geldi. Gazeteci örgütleri ve gazeteciler “Nefes Alamıyoruz” sloganıyla İstanbul, Ankara ve İzmir’de polis şiddeti ve engellemeleri protesto etti.

Basın kartı alabilmeyi siyasi saiklere göre belirlenmiş keyfi ve muğlak koşullara bağladığı gerekçesiyle eleştirilen yeni Basın Kartı Yönetmeliği bu dönemde yürürlüğe girdi. Aynı dönemde siyasilerin, özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve iktidar ortağı Milliyetçi Halk Partisi (MHP) yetkililerinin, gazete ve gazetecileri hedef alan çok sayıda açıklamaları gazetecilerin güvenliğine yönelik endişeleri artırırken, sansür ve oto-sansür ortamının derinleşmesine de sebep oldu.

RTÜK ve BİK

Rapor, kanuna göre tarafsız medya düzenleme kurumları olan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Basın İlan Kurumu (BİK) tarafından mayıs ve haziran aylarında verilen cezaların yine hükümete muhalif kuruluşları hedef aldığını gösteriyor. Halk TV, KRT TV ve Fox TV, RTÜK tarafından idari para cezalarına çarptırılırken, Evrensel Gazetesi’ne de BİK tarafından beş günlük ilan cezası kesildi. Böylece resmi ilan yayımlama hakkı Eylül 2019’dan beri BİK kararıyla durdurulan Evrensel’in toplam ilan cezası 103 güne yükseldi.

RAPORUN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin