Yorum | Levent Kenez
Bu bir futbol yazısı değil aslında. Hele hele Burak Yılmaz yazısı hiç değil. Artık çok daha iyi gördüğümüz değerler erozyonundan apolitik bir kesit.
Sene başında henüz transfer dönemi devam ederken, Beşiktaş’ın Burak Yılmaz’ı transfer edeceği söylentileri çıkmıştı. Taraftarların çok büyük bir kısmı tepki gösterdi. Çünkü Burak Yılmaz, Beşiktaş taraftarının gözünde bir “emek hırsızı” ve “sahtekar” bir oyuncuydu. Eskiden Beşiktaş’ta oynamış olmasına rağmen özellikle Galatasaray’da oynarken Beşiktaş maçlarında yaptıklarını kimse unutmamıştı. O zamanlar bütün Beşiktaş taraftarlarının gözünde bir nefret objesi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bütün tribünlerin “Hırsız Burak” diye dakikalarca tempo tuttuğunu yakından takip eden herkes hatırlar.
Gel zaman git zaman, Beşiktaş ligin ilk yarısında zirvenin epey gerisinde kalınca ve en büyük sorunu skorer bir forvet olunca, dünyada başka forvet kalmamış gibi hocasının da ısrarı ile Burak Yılmaz için Trabzonspor’un kapısını bir kez daha çaldı. Hoş, bir süredir Burak’ın disiplinsiz davranışlarından yaka silken Trabzon üste para vereni bulunca bu sefer pek naz etmedi ve transfer gerçekleşti.
Sene başında “hırsız” diye Burak’ı istemeyen Beşiktaş taraftarlarından bir kısmı şimdi gelmesinden çok mutlu, önemli bir kısmı da sessiz kalarak zımnen transferi onaylıyor. Hatta kamp yapmak için takımı Antalya’da karşılayan taraftarlar arasında Burak transferini protesto edenler diğerleri tarafından susturuldu. Çünkü Beşiktaş kötü gidiyor.
Beşiktaş’ın sloganı Efendi Beşiktaş
Eski İnönü’de kapalının üstünde şimdiki Vodafone’un koridorunda yazan bir slogan var. İlhamını Beşiktaş’ın sembol oyuncuları Hakkı Yeten ve Şeref Bey’den alan. “Hakkınızla oynayın, Şerefinizle kazanın”. Burak kendisine olan tepkiyi bildiği için instagram hesabından tövbe ettiğini yazdı. Bonus ve primler hariç eski parayla yılda 15 trilyon alacak birisi için kendisine hırsız diyen insanların takımına gitmek de kendi içinde çok sorun yaşamayabilir. Bakalım Beşiktaş taraftarı ne yapacak? Büyük ihtimalle Beşiktaşlılık duruşuna halel gelmesin diye önce tribünlere çağırıp mesajını verecek daha sonra Burak’ın attığı gollere sevinecek. Burak’ın golleri ile şampiyon olursa da her şeyi unutacak. Çarşı kendisinden bekleneni yapar ve bu transferi tribünde de protesto ederse o zaman bundan sonra inandırıcı olabilir. Yoksa puan cetvelindeki yerin, değerlerin önünde olduğunu kabul etmiş olacak. Ve efsane başkanın şerefli ikincilikler sözü mazide hoş bir hatıra kalacak.
Bu durum sadece Beşiktaş ile sınırlı değil
Bu ikircikli durum sadece Beşiktaş ile sınırlı değil tabii ki. Çok eskilere gitmeden yakın zaman önce yaşananları hatırlayalım. Fatih Terim büyük bir skandalla, mafya babası gibi adamları ile mekan basmasından sonra Milli Takım’dan ayrılmak zorunda kaldı.
Birçok Galatasaraylının da bu olaya tepki gösterdiği sosyal medyaya yansımıştı. Tepkinin önemli bir kısmında Tayyip Erdoğan’ın demesi ile Galatasaray’ı bırakmasının da payı vardı. Ama aynı Terim, Galatasaray’ın başına tekrar geldi. Ve hiçbir Galatasaraylı ciddi bir tepki göstermedi. Hiçbir şey olmamış gibi. “Ben istifa etmedim beni görevden aldılar” diye alacaklarının peşine düşmemiş gibi.
“Fener savunma yapmaz savunma yaptırır”
Şimdi zor günler geçiren Fenerbahçe’nin Ersun Yanal’ı transfer etmesi mesela. Önceki başkanın ki ahlak konusunda ne kadar ciddiye alınır o ayrı mesele, bir takım uygunsuz davranışlar yüzünden takımdan kovdum dediği ve neler olduğunu el altından yaydıkları, daha öncesinden teşvik primi dedikodularına karışmış Yanal daha önce şampiyon yaptığı için tekrar geri döndü. “Fener savunma yapmaz savunma yaptırır” demiş taraftar da buna tav.
Futbolda kim temiz ki herhangi bir kriter ve etik arıyoruz. Türkiye’de futbolun ne kadar kirli olduğunu herkes bilir, büyük-küçük bütün takımların geçmişte ve bugün şike yaptığını da ama kendi takımının asla şike yaptığını kabul etmez.
Burak transferi Beşiktaş’a yakışmadı
Gayrı resmi biyografisinde olması gereken bu cümle yazılamayacak artık: Daha önceki emek hırsızlıklarından dolayı o zamanki hoca ve yönetim çok istese de taraftarın baskısından dolayı bir daha Beşiktaş’ın kapısından içeri giremedi.
Şimdi Burak gol atacak ve Beşiktaş şampiyon olacak öyle mi? Eksik olsun.
