Bu kadar zor değil aslında?

YORUM | LEVENT KENEZ

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalıp kalmayacağını belirleyecek olan muhalefetin adayının kim olacağı. HDP’nin kendi adayını çıkardığı varsayılırsa muhalefet bloğu tek başına ilk seçimde işi bitiremiyor. Burada ifade edilmesi gereken, her şeye rağmen Erdoğan’ın ilk turda adayların hepsinden fazla oy aldığı. Nedenleri malum ama bu da bir veri. Demek ki ikinci turda ilk turda kendi adaylarına oy veren HDP’lilerin oy vereceği bir aday lazım.

Erdoğan, 20 yıllık iktidarındaki en zor dönemini yaşıyor. Bunun tek sebebi ekonomi. Ekonomi bu kadar kötü olmasa kimse yolsuzluklar, 5’li çete, saltanat, ülkedeki özgürlüklerin dibe vurmasından dolayı bir iktidar değişikliği olabileceğini tahmin edemezdi. Acı ama bu da bir gerçek.

Bu yüzden muhalefetin söylem üstünlüğü olduğu alan ekonomi. Geçim sıkıntısı arttıkça daha önce iktidara oy veren kitlelerin yeter dediğine şahit oluyoruz. O zamana kadar iktidarın ihanet derecesindeki ihanetlerini ağzına almayanlar cepte para bitince yılların sorunlarını görmeye başladı. Bu ülkede bu da normal. İktidarın “Daha önce biz düzelttik yine biz düzeltiriz” söyleminin pek işe yaradığı da söylenemez.

Temmuz ayında yapılacak maaş iyileştirmeleri ve enflasyondaki görece düşüşün çok etkili olacağını sanmıyorum. Sorun küçük makyajlarla örtülemeyecek kadar büyük. Beklenenden erken, olası bir seçim yeni seçim yasasının uygulanmaması anlamına gelir ki muhalefetin kolunu kanadını kırmak için yapılan mühendislikten vazgeçmişler demektir.

Erdoğan’ın seçimler öncesi ekonomiyi mahvedebilecek sonuçları olacak bir yurtdışı krizi çıkaracağını sanmıyorum. Daha önceki Yunanistan ve Doğu Akdeniz ihtimalleri, Rusya’nın Ukrayna işgali sonrası başına gelenleri görünce şimdilik buzdolabında.

Erdoğan’ın muhalefeti PKK ile işbirliği yapmakla suçlayacağı malum. “Gerekirse aç kalalım ama devletimiz bölünmesin”in bir gideri var. Ama bunu 7 Haziran-1 Kasım gibi ülkeyi kan gölüne çevirmeden satamazlar. Muhalefeti bekleyen en büyük tehlike Allah korusun şehit cenazeleri gelmeye başlarsa sağlam durup duramayacakları.

Demirtaş’ın hapishaneden paylaştığı notlar, Hendek-Özyönetim  saçmalıkları gibi iktidara cansuyu vermiş eylemlerin önüne geçmeyi planlıyor. İmralı ve Kandil’in seçim öncesi yine bir asist yapıp yapmayacağını bilemiyoruz. HDP kitlesi oldukça siyasi ve bilinçli bir kitle ve Erdoğan’dan daha önce ağzı yandı. İstanbul seçimlerinde sonucu belirleyen kitle olmanın tadını aldılar bunun moral gücüyle kendilerine bu avantajı kaybettirecek gelişmeleri onaylayacaklarını sanmıyorum. Erdoğan’ın sonunu getirmiş ama Erdoğan’ı arar hale gelmiş olmak da istemezler.

Bu kadar kötü ekonomik şartlar altında eğer muhalefet seçimleri kaybederse hiçbir liderin halkın yüzüne bakacak hali kalmaz. Hele hele “Yanlış aday gösterdiniz o sebeple seçim kaybedildi”ye dönerse iş. Zaten Erdoğan bir kez daha kazanırsa gördüğümüz son seçim bile olabilir.

Ekmeleddin İhsanoğlu deneyimi gösterdi ki son dakika üretilen, kamuoyunun adını bile daha önce duymadığı bir ismin kazanma şansı yok. Cumhurbaşkanını Meclis seçerken akla gelen bürokratların, akil insanların seçim mitinglerinde şansı yok.

Akşener’in aday olmayacağını söyleyerek ihtimalleri azalttığı durumda Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu arasından birisinin aday olacağı görünüyor. Kılıçdaroğlu’nun son performansını beğenenler olabilir. Kılıçdaroğlu 6’lı masanın planladığı güçlü parlamenter sisteme geçildikten sonra denge unsuru olacak temsili ama kontrol görevi de olan cumhurbaşkanlığı için en iyi aday. Bu üçünden birini seçmek zorunda kalsak Kılıçdaroğlu derdim ama mesele seçim kazanmak. Kılıçdaroğlu girdiği bütün seçimleri kaybetmiş lider. Finali bir zaferle yapayım düşüncesinde olabilir ama işin pratiği öyle olmuyor. Ahmet Şık sonradan özür dilese de – ki neden özür dilediğini anlamadım – doğruyu söyledi. Kılıçdaroğlu’nun Alevi olması seçim sonuçlarına olumsuz etki ediyorsa elbette tartışılır. Kürtlere çok haksızlık yapıldı o zaman bir Kürt aday seçilsin ezberi bozalım. Çok güzel bir düşünce keşke Demirtaş’ı kitleler cumhurbaşkanı olarak seçse. Türkiye eşik atlar ama bir geçerliliği var mı bu hayalin? Elbette yok.

Mansur Yavaş gibi medyatik olmayan bir ismin anketlerde bu kadar yüksek görünürlüğe sahip olmasına şaşırıyorum. Evet yıpranmıyor da çünkü hata yapacak kadar ortalıkta değil. Kürt seçmeninin endişelerini giderecek bir çıkış da yapmıyor. Çünkü adaymış gibi davranmamayı seçti. Belki de bu strateji sayesinde en güçlü aday.

İmamoğlu bütün hatalarına rağmen Kılıçdaroğlu’ndan avantajlı ama nedense artık bana çok antipatik geliyor. İstanbul seçimlerinde sakin kalmayı başarmıştı. Ama bu kez ülkenin başına geçmenin oylanacağı seçimlerde üzerindeki baskının kat be kat olacağını düşünürsek güven vermiyor. Kılıçdaroğlu’nun Aleviliğini konuşuyorsak İmamoğlu’nun birçok kişiye artık antipatik gelen Karadenizliliğini de tartışmak gerekiyor.

Muhalefetin en büyük partisi olduğu için CHP’nin diğerlerinden daha fazla söz hakkı var adayın kim olacağında ama eğer diğerlerinin oyunu almaksa mesele bunu dayatmadan halletmesi gerekiyor.

Aday CHP’den olacak ama CHP kimliği ile özdeş olmayacak. Yani Kılıçdaroğlu değil.

Enerjik ve yeni bir isim olacak ama Erdoğan’ı hatırlatmayacak. İmamoğlu değil.

İkinci turda Kürtlerden silme oy alabilecek. Yani Yavaş değil yazamıyorum çünkü hala Yavaş için bir umut var. Yavaş  sonradan katıldığı partisi CHP’yi hayal kırıklığına uğratacak bir yanlış yapmadı. CHP’lilerin Yavaş’a sevgi ve saygı duyduğunu gözlemliyorum. Geldiği milliyetçi köken içinde bir dönek olarak görülmüyor. Kimse ondan sarı-yeşil-kırmızı atkı takıp Diyarbakır’da dolaşmasını beklemiyor. Ama Kürtler için Erdoğan’ı aratmayacağına, CHP’nin son zamanlarda yaptığı özgürlükler açılımını sürdüreceğine ikna etmesi gerekecek. Eğer kendisini geçiş dönemini yürütecek, parlamenter sisteme geçişten başka bir misyonu olmayacağına inandırabilirse hem ülke tarihine geçer hem de diğer adaylardan daha rahat kazanır.

Erdoğan’ın pisliklerinin ve defosunun dağ olduğu bir yerde mevcut adaylara haksızlık yapmamak istemem. Ama Türkiye’de seçim kazanmanın da bir formülü var. Muharrem İnce’nin yarıştığı seçimlerde Demirtaş ve Akşener yüzde 1 oy fazla alsaydı seçim ikinci tura kalmıştı. Şu anki iklim muhalefet için önceki seçimden çok daha elverişli.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin