Bu bitmez kin nedendir?

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

“84 yaşındaymış FETÖ tutuklusuymuş ve ölmüş.” Cumhuriyet Gazetesi, Nusret Muğla’nın cezaevinde ölmesini böyle veriyor. 

İnsan bir çekirgenin ölmesi karşısında bile bu kadar plastikleşip insanlıktan çıkmaz. Ama zulüm altında öldürülen yaşlı bir adamın, bunların gözünde bir çekirge kadar bile kıymeti yok.

Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulup bankacılık yapan bankaya para yatırdığı için tutuklanmasına söyleyecek tek kelimesi yok. Bütün katillerin serbest bırakıldığı bir ülkede, yatalak halde bile tutuklu kalmasına tek bir cümle etmiyorlar. Ama Bülent Arınç’ın arkasından mesaj yayınlanması affedilmez bir suç olduğu için Cumhuriyet Gazetesi hemen haber yapıp gerekli yerlere ihbar ediyor.

BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

On yıllardır yaptıkları gibi hiç değişmeyen, başkalaşmayan, eksilmeyen bir kinle yazmaya, hedefe koymaya devam ediyorlar. 

Cumhuriyet Gazetesi özelinde bir kere daha ortaya çıkan bu kinin, bu nefretin sosyolojik bir açıklaması yok, gerekçesi yok, hele anlamı hiç yok.

Bu kin Şeytanın, Ademoğlundan nefret etmesi gibi bir şey. Şeytan kıyamete kadar bu kinden vazgeçmemesi gibi bunlar da var oldukları sürece vazgeçmeyecek galiba. 

Hiçbir şey yüreklerini soğutmaya yetmiyor. Onlarca çocuğun Meriç’te, Ege’de ölmesi kafalarında zerre kadar soru işareti oluşturmuyor. Yüzlerce hamile, lohusa kadının hapsedilmesi, zincirlere bağlı doğum yapması ruhlarında tek bir esneme meydana getirmiyor.

84 yaşında bütün suçu bankaya para yatırmak olan hayatı başkasına iyilik yapmakla geçmiş bir adamı göstere göstere hapiste öldürüyorlar; akıllarında ‘ne oluyor’ diye bir tek bir soru işareti oluşmadığı gibi ü insani bir tepki veren Arınç’ı ihbar hattına şikayet ediyorlar. 

Bu kini 15 Temmuz’dan sonra edinmiş değiller; son yıllarda ülkede oluşturulmuş nefret söyleminden etkilenerek de bu hale gelmediler. 80’lerde de 90’larda da 2000’lerde de aynı kini içlerinde hep taşıyorlardı. Hiç azalmayan, eksilmeyen bir kararlılıkla on yıllardır ve sürekli nefret ediyor kin duyuyorlar. Erdoğan’ın dediği gibi kinleri dinleri haline gelmiş.

Peki ama neden? Neden? Hangi öfke yaşlı bir adamın cezaevinde öldürülmesinden mutluluk duyar. Üstelik öldürülen adamla hiçbir ilişkileri olmamış, yaşlı adam onlara tek kötü söz söylememiş, hatta hayatı boyunca kimseye kötülük yapmamış. Mazlum, mağdur ve zayıf olduğu için zulüm ile öldürülmüş bir yaşlı insan… bunlara ne yapmış olabilir ki nefret bataklığından çıkamıyorlar.

Bu kinlerine sebep, Balyoz-Ergenekon davaları ve orada tutuklananlar değil. Böyle olsaydı Balyoz ve Ergenekon davalarının savcısı başta olmak üzere bütün AKP’li yazar ve gazetecilerine de birkaç cümle ederlerdi. Kinlerinin başlangıcı da Ergenekon davaları değil, ondan çok daha önce de aynı şiddetle nefret ediyorlardı.

Bu sebepsiz ve bahanesiz kini açıklamakta ben güçlük çekiyorum. Ülkücülerle, AKP’li dinbazlarla bir olup bize öfke kusmalarının tek bir açıklaması olabilir o da şeytanla kurdukları ittifak ve ilişkidir. Kusura bakmayın ben başka bir şekilde izah edemiyorum.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

6 YORUMLAR

  1. “Şeytan kıyamete kadar bu kinden vazgeçmemesi gibi bunlar da var oldukları sürece vazgeçmeyecek galiba.”

    GALİBASI fazla olmuş, evet vazgeçmeyecekler….

    İnanın ateist atatürkçülerin kini şeytanındakinden çok çok öte…

    Bunlar kürtlere karşıda böyledirler…

  2. Bu insanlar düne kadar laiklikten, cumhuriyetin değerlerinden bahsediyorlardı. Siz son yıllarda bu değerlerden bahsettiklerini duydunuz mu? Yani ellerinden birşey alındı. Ve bunun alınmasının nedeni olarak da yetmez ama eveti görüyorlar. Daha sonra yapılan darbe girişimlerinin de açığa düşürülmesi onları çok aciz bir pozisyona soktu. Halbuki onlar üstündü ve üstünlükleri ellerinden alınmıştı. Hazmedemedikleri budur. Ama bunu nasıl itiraf etsinler. O kadar sefiller ki düşmanları ile işbirliği yaptılar. Yetmez ama evetçiler karşısında chp ve hdp ile birlikte hareket eden mhp evetçilere hizmet eder pozisyonda buldu kendini. O kadar deşifre oldular ki laikliği ve irticayı kullanamıyorlar ama gariptir kimsenin de umurunda değilmiş aslında laiklik ve irtica. Hiç hatırlatanı duymuyorum. Çünkü laiklik ve irtica hatırlatılırsa kendileri açığa düşecek çünkü iktidardan kopamıyorlar. Yani cumhuriyet değerlerin bir maske olduğunun ortaya çıkmış olması onları çok kızdırıyor. Halbuki gazetenin adı da cumhuriyet ama siz o gazete cumhuriyetin değerlerinden bahsedildiği birkaç yıl geriye tarayarak bulamazsınız. İşte bu noktada şeytan vari bir kızgınlık, kin oluşuyor tıpkı şeytanın verdiği tepkilere benzer tepkiler. Adeta kopyası gibi. Sanki hocalarının yada ebeveynlerinin kim olduğunu gösteriyor gibi. Bu kızgınlık kör bir kızgınlık. Yani kişileri ayırt edecek düzeyde değil. Şeytanda mesela sadece hz ademe kızmıyor bütün insanlara kızıyor. O yüzden nusret dede sanki onun laikliğini elinden almış onu çıplak bırakmış gibi kızıyor. Çünkü bu kör kızgınlık. Bence insanlar içinde en muhafazakarı, en tutucusu onlar.

  3. Yani makyajları ortaya çıkarıldı. Bütün kızgınlıkları makyajlarının bozulmasından kaynaklanıyor. Yoksa bir değer yargıları olduğu için değil. Ama iyi makyaj yapmışlar. Adlarını bile cumhuriyet koymuşlar. Ama birileri geldi ve makyajlarını bozmak zorunda bıraktı. Bir inleme sesi de olmuştur ama kuytu, ıssız, karanlık yerde çıkmıştır acıklı böğürtü sesi. Can kolay çıkmıyor. Onların canı çıkmadı gerçi, bir dönüşüm yaşıyorlar. Kılıçdaroğlu hep uyarırdı ya biz ya iran diye. Madem insanlar onu seçmedi mecburen b planına geçmek zorunda kaldılar. Dışarda göstermiyorlar ama arkada böğürüyorlar. Böğürtülerinin kanıtı dışarda soykırıma oh temposu tutmalarından arkada ne karanlıklar yaşadığını gösteriyor. İç dünyalarını açmayı çok isterdim. Dıştan makyajın arkasındaki çirkinliği görürdük belki.

  4. Bu kor cahil, bagnaz ve yobaz kinlerinin yuzunden erdogan onlari yere serdi ve surunduruyor. Ama erdogan bunu tek basina yapmadi, cemaate yakin kisileri kullanarak yapti. Sonra o kisileri yere sermekle kalmadi, kokunu kazidi cunku onun cizdigi sinirlarda kalmadilar. O kisiler kendini cok pis bir kisinin arzulari icin kullandirirken; bagirsaklardaki parazitlerden kurtularak, demokrasi, ozgurluk, AB normalarinda refah, dini ozgurluklerin guvence altinda olacagi bir ulke hayalini kuruyordular. Ne umarken ne buldular maalesef.
    Krallar degisiyor, saray degismiyor, zalim degisiyor ama zulum degismiyor, suclular degisiyor ama suc degismiyor, kindarlar degisiyor ama kin degismiyor, kullanilanlar degisiyor ama kullanim amaci degismiyor… maalesef.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin