Bombanın pimini iktidar fraksiyonlarından biri çekti

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Taksim’deki bombayı, kimin patlattığı tartışmalarının sonu gelmeyecek. Bu ayrı bir konu. Şurası bir gerçek ki bu olay toplumun büyük bir kesiminde eski korkuları depreştirdi. “Yeniden terörle yatıp terörle uyandığımız günlere mi döneceğiz?” soruları sorulmaya başlandıysa, bomba hedefine ulaştı demektir.

6 canın gitmesi ve 81 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan patlama sonrası birbiriyle taban tabana zıt açıklamaların yanı sıra, biri diğerini tamamlayan iddialar da var gündemde.

Ortaya atılan iddiaların detaylarına girmeyeceğim. Sadece resmî açıklamaların akıllarda oluşturduğu sorulara dikkat çekeceğim. Sonra da yazımı çok kısa bir notla noktalayacağım.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yaptığı açıklamaya bakarsak saldırının talimatı Kobani’den geldi ve arkasında PKK’nın Suriye kanadı PYD yer alıyor. Bunun arkasında da Türkiye’nin müttefiki olan ABD bulunuyor. 

Bombacının suçunu itiraf ettiğini belirten Soylu, kameralar önünde birbiriyle örtüşmeyen iki iddiayı aynı konuşmasında ortaya koydu. Önce “Yakalamasaydık bugün Yunanistan’a kaçıracaklardı” dedi ardından, örgütün öldürün talimatı verdiğini ve yakalanmasa infazın gerçekleşmiş olacağını söyledi.

Bakan Soylu, Mersin Mezitli’deki Tece Polisevine yönelik saldırı ile ilgili PKK’lıların 12-13 saat uçarak paramotor yolculuğu yaptığını iddia ederek bir yerlere mesaj vermişti. Bakan bu iddiasını Taksim saldırısı ardından da dillendirdi.

Aslında Soylu, teröristlerin paramotor yolculuğu yaptığını söyleyerek devlet içinde bir yerleri suçlama yoluna gitmişti. İçişleri Bakanı, teröristlerin saatlerce uçan yamaç paraşütüyle yolculuk yapıp saldırı yapacakları yere ulaştıklarını söylüyor. “Havadan geldiler, yoksa biz yakalardık” demek istiyordu.

Mersin saldırısı sonrasında PKK, saldırıyı kendilerinin yaptığını açıklamıştı. Taksim’deki patlamadan sonra Soylu’nun “Patlamanın ardında PKK-YPG var” yolundaki iddiaları dillendirdiği sırada terör örgütü tersine açıklama yaptı.

Ülkede gündemi belirleyen olmak, gerçeklerin önüne geçeli çok oldu. Yarın bir gün olayı IŞİD’in veya bir başka örgütün üstlenmesi halinde, Soylu’nun “PKK yaptı” erken çıkışıyla oluşturduğu algı silinebilecek mi?

Terörist, Suriye’den Türkiye’ye gelip, burada patlayıcı temin ediyor, hiçbir adımda yakalanmıyor ama patlamadan sonra 10 saat sonra fail bulunuyor.

PKK VE SDG’DEN ‘BİZ YAPMADIK’ AÇIKLAMASI

PKK’nın askeri kanadı olan Halk Savunma Merkezi, saldırıyı kendilerinin yapmadığını duyurdu ve hayatını kaybedenlere başsağlığı diledi. Dahası, “doğrudan sivilleri hedefleyen eylemleri kabul etmediklerine” de dikkat çekti.

ABD’nin IŞİD’e karşı savaşta desteklediği SDG’nin askeri kanat sorumlusu Mazlum Abdi de, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Güçlerimizin İstanbul patlamasıyla ilgili hiçbir bağlantısı olmadığını temin eder ve kendilerine yöneltilen suçlamaları reddederiz” dedi.

Bu iddia, Suriye’de Kobani bölgesine saldırmak için gerekçe üretme peşindeki iktidarın elini boşa çıkarmış oldu. Bunun üzerine Reuters haber ajansına bir açıklama yapan üst düzey bir Türk yetkili IŞİD ihtimalini göz ardı etmediklerini belirtti. 

SALDIRININ AKLA GETİRDİĞİ SORULAR

😏 Yakalanıp kamuoyuna gösterilen Suriyeli Ahlam Albashir’in isminden Arap kökenli olduğu anlaşılıyor. Peki Araplar ne zamandan bu yana PKK’ya destek vermeye başladı?
😏 Saldırgan, bombayı koyduktan sonra hemen oradan sessizce uzaklaşmak yerine neden 40-45 dakika orada oturdu?
😏 Neden dikkat çekmeyen bir kıyafet yerine bir tür askeri kıyafet olan kamuflaj pantolonu giydi?
😏 Birilerinin iddia ettiği gibi içinde ne olduğunu bilmiyorsa neden oradan koşarak uzaklaştı? Bu dikkat çekme hareketiyle asıl saldırganların yakalanmadan kaçmaları için gerekli zamanı kazandırmak amacı taşıyor olabilir mi?
😏 PKK’lılar, kırsaldan gelip eylemini yaptıktan sonra tekrar kırsala döner. Bu saldırgan, neden kırsala dönmek yerine evine gidip uyumaya çalıştı?
😏 Eğer yakalanan kişi gerçek saldırgansa, deşifre edilip sosyal medyada boy boy fotoğrafları yayınlanırken, evine gitmesindeki sebep ne?
😏 Yakalanan kişi, gerçek teröristse, polise nasıl bu kadar kolay teslim oldu? Etrafına bombalı düzenek kurma veya çatışmaya girmeyi niçin seçmedi?
😏 Türk yetkililer, neden PKK “Biz yapmadık” derken bu ihtimali önceliyor, yöntem olarak çok benzediği halde IŞİD ihtimalini ısrarla uzak tutmaya çalışıyor?
😏 Eylem tarzına bakıldığında IŞİD’li olma ihtimali daha yüksek ise, bunun ilk hamlede PKK’lı olduğunu açıklamak kime/kimlere yarar sağlar?
😏 Teröristlerin ayakkabı numaralarını bilen Bakan Soylu, kadının ayağında ayakkabı değil terlik olduğu için mi bunu bilemedi?

BU SORULARI BIRAKIN, SÖYLENENE İNANIN

Taksim patlamasına her kesim farklı tepkiler ortaya koydu. Patlamanın verdiği bir mesajın olduğu konusunda herkes hemfikir. Ancak verilen mesajın ne olduğuna ilişkin görüşler hayli farklı. 

7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra 1 Kasım tarihine kadar geçen 146 günde terör olaylarının birden bire patlak vermesi ve 861 canın kaybedilmesi toplumun büyük kesiminin zihninde tazeliğini hâlâ koruyor. 

13 Kasım Pazar günü bombanın patladığı duyulduğunda pek çok kişinin aklına, yeni bir seçim arifesinde olduğumuzdan hareketle, “Bizi yine terörle mi terbiye edecekler?” sorusu geldi. 

Saldırıyı gerçekleştirenlerin hedeflerine ulaşamayacakları mesajı verilirken, aslında iktidar tarafından oluşturulan karartma ortamıyla istenilen büyük ölçüde elde edilmiş oldu. İnternet kısıtlaması ve yayın yasağı, antidemokratik tavrın sergilenmesiydi. 

İKTİDARA MESAJ DİYE YAPILAN YORUMLAR

Kürt çevrelerine yakın kaynaklara göre, bu saldırının hedefi iktidardı. Adalet Bakanı başkanlığındaki bir heyetin HDP’nin kapısını çalması, bunun devamı olarak eski eş genel başkan Selahattin Demirtaş’ın özel jetle Edirne’den Diyarbakır’a anne-baba ziyaretine götürülmesiyle başlaması muhtemel adımın önü kesilmek istendi. 

Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan (MİT) habersiz bu ülkede kuş uçamıyorsa, Kobani’den uçup Mersin’e konan, yine Kobani’den kalkıp İstanbul’a gelen birileri varsa, iyi düşünülmeli.

Bu hamle ile hem muhtemel bir Çözüm Süreci’nin önü kesilmek istendi, hem de oluşturulan yeni milliyetçi dalgayla Türkiye’nin Suriye’ye yeni bir harekât başlatmasının altyapısı oluşturuldu. 

Aynı çevrelere göre, Ankara Suriye harekâtı konusunda Putin’den izin almış durumda. Soylu’nun “ABD’nin taziyesini kabul etmiyoruz” çıkışının arkasında da Washington’ı ikna etme gayreti var.

TÜRKİYE TAM UÇUŞA GEÇİYORDU Kİ YİNE…

Muhalif yaklaşımlar böyle. Bir de iktidar kanadına destek verenlerin sergilediği tutumlar var. Yakalanan kadının üzerinde New York yazısı bulunmasından mesaj çıkaranlar bile olabilir diye konuşmuştuk. Telefondaki arkadaşım, “New York yazısını ABD’nin yaptığına delil gösterenler çıkmaz umarım” demişti.

Sosyal medyaya baktığımda önce ironi yapıldığını sandım. Bizim “Şakkadan Necmettin” ciddi ciddi yazmış. Necmettin Batırel, kadının, giydiği sweatshirt ile verdiği mesajı okumuş:

“Yakalanan teröristin üzerinde New York yazılı tişörtün bulunması olayın gerçek failinin kim olduğunu göstermiyor mu?”

Kendisi borsadan servet kazanırken, toplumun da hızla zenginleştiğini iddia eden Batırel’i geride bırakan yorumlar da var. 

Kendisini iletişimci ve teknoloji felsefecisi olarak tanıtan ve sosyal medyada yüz binlerce takipçisi bulunan Said Ercan çıtayı daha yükseğe taşıdı. Yazı uzayacak ama bir bölümünü paylaşmak istiyorum:

“Dün Türk Birleşik Devletleri resmen kuruluyor. Avrupa’dan bir ülke bile içerisinde var. KKTC ilk kez bir uluslararası anlaşmada statü elde ediyor. Türkiye bölgesinde her geçen gün savunma sanayi ile güçleniyor. 

Terör örgütlerinin Türkiye’de maşaları tek tek etkisiz hale getiriliyor, Doğu Akdeniz’de Libya, Cezayir anlaşmaları ile Girit’in 4’te 3’ünün Türkiye’ye ait olduğu ortaya çıkıyor. 

TOGG ve doğalgaz derken eski tarihi sınırlarına yumuşak güç ile tekrar geri dönen bir Türkiye var. Tabii bu yanı başımızdaki Yunanistan‘ın, güneyde terör örgütlerine silah desteği veren ülkelerin işine gelmiyor bu mesaj. “Sen kendi iç işlerine dön” mesajıdır bu mesaj, sana biçtiğimiz rolden çıkma mesajıdır. 

Bu mesaj sen uluslararası oyuncu olma, sen piyon olmaya devam et mesajıdır.”

Yandaşların kendilerini ikna etmek için dillendirdiği gerekçeler bana nedense “kuşların kolu olsaydı” videosunu çağrıştırdı. Bu daha gerçekçi geldi bana.

 


 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin