‘Bitkisel hayatı’ mı, ‘gülümseten diyaloğu’ mu öne çıkmalı?

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Bugün sizlerle Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan arasında geçen, bazı medyada “gülümseten diyalog” diye sunulan utanç diyaloğu üzerine sohbet etmek istiyordum. Ancak “Yeni bakan” diye iki kez yazı yazmış biri olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı’na Nureddin Nebati’nin atanmasını es geçmek olmazdı.

Döviz kurlarında hareketlenmesin başlamasıyla yaşanan gelişmeler üzerine, Nureddin Nebati ile ilgili iki yazı yazdım. Durmuş Yılmaz açıklamasıyla o adımın önünü kesti başlıklı yazıyı fırsat bulursanız okumanızı öneririm.

Zira, “Enflasyon cephesindeyse, maalesef arzuladığımız seviyede değiliz. Hedeflediğimiz büyümeyi sürekli kılmanın ön koşulu fiyat istikrarından geçiyor” diyen birinin, Erdoğan’ın kabinesinde Hazine ve Maliye Bakanı olarak oturması mümkün değildi.

Nitekim Erdoğan, “Hâlâ kalkıp da bu yolda, bu mücadelede beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar, kusur bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam” diyerek mesajını net verdi.

Erdoğan’ın “faiz sebep, enflasyon sonuç” olarak özetlenen yeni ekonomi politikası dayatmasına direnen son şövalyenin gideceği kesinleşmişken, futbol tabiriyle anlatmak gerekirse antrenör oyuna sokmak için sahanın kenarında birisine ısınması için işaret etti.

Bakan Yardımcılığı koltuğunda oturan MÜSİAD’lı Nureddin Nebati, bunun üzerine 11 tweetten oluşan bir flood/bilgisel paylaştı. Nebati’yi yakından tanıyan birisi olarak şunu belirteyim, Beştepe’nin bilgisi ve izni olmadan Nebati’nin bu paylaşımları yapması mümkün değildi.

Bundan dolayı 26 Kasım’da “‘Yeni’ Hazine ve Maliye Bakanının açıklamalarını iyi anlamalı başlıklı yazımda Nebati’nin nasıl bakanlık yapacağına ve ülkeye nasıl bir ekonomi politikasının hakim olacağını anlatmaya çalışmıştım.

Nihayet, beklenen atama gerçekleşti. Resmi Gazete’nin 2 Aralık 2021 nüshasında Nebati’nin bakanlık ataması yapıldığı kamuoyuna duyuruldu.

Böylece geçtiğimiz yıl damat Berat Albayrak’ın istifasıyla boşalan koltuğa 10 Kasım 2020’de atanan Lütfü Elvan’ın bakanlığı bir yıldan 20 gün kadar daha uzun sürdü.

Yeni atama ile birlikte bütçe görüşmeleri öncesinde iki yıl üst üste yaşanan değişiklikle bütçeyi hazırlayan ve bütçeyi Meclis’te savunan bakanlar üst üste iki yıldır farklı isimler olacak.

Eski Bakan Elvan’a Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yerine İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun şükranlarını sosyal medya yoluyla iletti. “Görevi devreden sayın Lütfi Elvan bakanımıza bugüne kadarki hizmetleri dolayısıyla teşekkür ediyorum” deme nezaketi gösterdi.

CV’SİNDE EKONOMİ İFADESİ GEÇMEYEN EKONOMİ BAKANIMIZ VAR ARTIK

Yeni ekonomi bakanı ilginç bir kişilik. B&G Store adında bir tekstil firması var. İsminin başında “Dr.” varsa da bu unvanın ekonomi ile ilgisi yok. İşin özü, özgeçmişinde ekonomi yazmayan bir ekonomi bakanımız var artık.

“Nebati” kelimesinin “bitkisel” anlamına geldiğinden hareket edilecek olursa, ülke ekonomisinin bitkisel hayata girdiği resmen tescillenmiş oldu.

Kamu yönetimi alanında lisans eğitimi alan Nebati, uluslararası ilişkilerde yüksek lisans, siyaset biliminde ise doktora yaptı. Doktorasını Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamladı. Konusunu merak edenler varsa onu da paylaşayım.

“AK Parti Teşkilatlarının Demokratik Değerlere Bakışı Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz: Milli Görüşten Muhafazakar Demokrasiye”  

Halen MÜSİAD, Ensar, Tügva, İlim Yayma Cemiyeti, Önder, Utesav üyeliği devam eden yeni ekonomi bakanımız memlekete hayırlı olsun.

Yeni görevi büyük bir şevk ve heyecanla kabul eden Bakan Nebati, göreve sosyal medyadan paylaştığı dua ile başladı.

Birileri hemen arşivden bulup yeni bakanın zamanında Pensilvanya’ya gidip Fethullah Gülen ile görüşmesini paylaşmaya başladı. Onlar dünde kalan şeyler. Bütün mesele “halife-i ru-yi zemin” itaat istediğinde biat edip etmemek. Talep edildiğinde biat etmişseniz geçmişte ne yaptığınızın hiçbir önemi yok.

“GÜLDÜREN DİYALOG” MU, UTANDIRAN DİYALOG MU?

Tek adam rejimi tartışmaları yapıladursun sistemin mimarlarından “Cumhurbaşkanlığı Sisteminin mimarlarından” diye anılan avukat Mehmet Uçum, sistemin adını daha referandum öncesinden koymuştu. Uçum, 25 Ocak 2017’de Hürriyet gazetesine verdiği demeçte “Tek adam rejimi” tabirini doğru bulmamış, “tek kişilik hükümet” demişti.

Bundan dolayı kabinede yer alanlara, bugüne kadar bilinen anlamda birer bakan değil, hatta bakanlık müsteşarı bile demek doğru olmaz. “Hepsi birer buton, düğme hükmünde” demek ağır kaçarsa, en fazla bir daire başkanı, hadi bilemediniz en fazla genel müdür konumunda.

Hepsinin karşılığı Beştepe’de var. Bütün bakanların asılları ve müsteşarlarının yetkilerini taşıyan isimler Saray’da bulunuyor.

Ne demek istediğim, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gazeteciler arasında geçen ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın konu edildiği diyaloğu izlemişseniz daha iyi anlaşılacak. Bakan Koca, hekimlere yönelik yapılacağı duyurulan iyileştirmelerle ilgili soruları yanıtlarken, Erdoğan gazetecilerin yanına geldi. Gazetecilere bakanın ne söylediğini soran Erdoğan, ısrarla “Para pul söyledi mi?” sorusuna cevap aradı.

Koca’nın verdiği cevap, utanç belgesi olarak kayıtlara geçti:

“Hiç söylemedim. Söyler miyim efendim, siz izin vermeden söyler miyim?”

Bu diyalog bazı televizyon kanallarında “gülümseten diyalog” olarak verildi. “Utanç diyaloğu” diye adlandırmak daha doğru olurdu.

Ne demeli. Allah onur, haysiyet sahibi kimseyi bu duruma düşürmesin.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin