Bir KHK zulmü: Acı, gözyaşı, hastalık ve hasretin yanında ‘başarı hikayesi’ de var

15 Temmuz şaibeli darbe girişiminden sonra başlayan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) sebep olduğu dramlar gün geçtikçe daha net ortaya çıkıyor.

KHK zulmünün vurduğu ailelerden biri Urebe aiesi. Foça Cezaevi’nin vaizi iken KHK ile ihraç edilen Cüneyt Urebe daha sonra tutuklandı. Üç çocuğu ile başbaşa kalan eşi Nesrin Urebe, sıkıntılara dayanamayıp bunalıma girdi. 5-6 ay hiçbir şey hatırlamadan yaşadı. Bu dönemde çocukları, ‘anneleri intihar edebilir’ diye başında nöbet tuttu. Ailenin üniversite sınavına giren büyük oğlu Türkiye derecesi yaparak Boğaziçi Üniversitesi’ni kazandı, 7. sınıfa giden küçük oğlu takdir belgesi aldı.

Cüneyt Urebe’nin 31 Temmuz’da karar duruşması olduğunu belirten Nesrin Urebe, “Küçük oğlum ‘Babamı çok özledim. Ne zaman gelecek’ diye ağlıyor. Yaklaşık 3 yıldır eşim tutuklu yargılanıyor. Hakkında tanık beyanı olduğu söyleniyor. Artık tahliye edilmesini istiyoruz.” dedi.

İçinde; acı, gözyaşı, hasret, hastalık ve başarı hikayesi de olan KHK zulmünün ayrıntılarını, Fatih Yaman isimli Twitter kullanıcısı, Nesrin Urebe’nin ağzından şöyle aktardı:

“Eşim 2016 yılı Ağustos ayında çıkan KHK ile vaizlik görevinden ihraç edildi. Daha biz bunun üzüntüsünü kaldıramamışken, evimize sabahın 06:00’sında baskın oldu ve eşim gözaltına alındı. Gözaltı için sivil polisler, mahallenin muhtarı ile gelmişti. Tüm mahalleye duyurulmuştuk.

Evimiz 3 saat boyunca arandı. Yatak odamızdaki eşyaların didik didik edilmesi, bayan polisin olmaması rencide ediciydi. Eşim 11 gün gözaltında kaldı. 1 Eylül’de tutuklanarak Düzce T Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Ben İzmir’de yaşları 16, 10, 1 olan 3 çocukla başbaşa kaldım.

Eşim içeride 1,5 yılı doldurmuştu ve iddianamesi bile hazır değildi. Bu süreçte 3 çocukla yaşam mücadelesi vermek benim psikolijime çok ağır gelmişti. Bu durumu daha fazla kaldıramadım. 5 ay boyunca çocuklarımı hatırlamayacak boyutta yaşamışım. Detayları daha sonra annem ve oğlum dan öğrendim.

5 aylık süreçte intihar girişiminde bulunmuşum. Evlatlarım kendime bir şey yaparım diye başımda nöbet beklemişler. Üniversite sınavına çalışması gereken oğlum, soru çözmek yerine başımda nöbetteymiş. Daha sonra annem yardıma gelip bizimle kalmış.

Çocukları daha fazla üzmeme adına memleketimiz Mardin’e götürmüşler. Bu sırada eşimin ziyaretine götürmüşler ancak hatırlamıyorum. Yoğun bir tedavi sürecinden sonra biraz biraz kendimi toparlayabildim Ancak hala ilaç tedavim devam etmekte.

Nesrin Urebe’nin hâlâ kullanmakta olduğu ilaçlarla ilgili reçete.

Mardin de biraz toparlanıp kendime geldikten sonra eşimi ziyarete gittiğimde beni de gözaltına aldılar. Eşimle bile görüştürmediler. Sabah 08.00’den aksam 22.00’ye kadar sorguya aldılar sonunda denetimli serbestlikle bıraktılar. Haftada bir imzaya gidiyorum. Hala mahkemem sürüyor.

Eşim Cüneyt bey, yaklaşık 3 yıldır Düzce Cezaevi’nde. Bu süre zarfında onlarca kez İzmir’e gelebilmek için dilekçe verdi ama kabul olmadı. Maddi yetersizlikten dolayı ziyaretine 2 ayda 1 gidip gelmeye çalışıyorum. Evlatlarını babalarının ziyaretine götüremiyorum.

Her şeye rağmen büyük oğlum Türkiye 258’incisi olarak Boğaziçi İşletme Bölümü’nü kazandı. Ortanca oğlum 7. sınıfı takdir belgesi getirerek tamamladı. Evlatlarım akrabaların yardımıyla okuyor. Hayatlarındaki olumsuzlukları bana yansıtmamaya çalışıyorlar.

Ama çok yorulduk! Küçük oğlum ‘Ben babamı çok özledim. Ne zaman gelecek’ diye ağlıyor. Yaklaşık 3 yıldır eşim tutuklu yargılanıyor. Hakkında tanık beyanı olduğu söyleniyor. 31 Temmuz’da karar mahkemesi var. Artık tahliye edilmesini istiyoruz.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin