SEVİNÇ ÖZARSLAN | HABER YORUM
Bu satırları az önce yaptığım telefon görüşmesinin şaşkınlığıyla yazıyorum. Hala şoktayım. Arayan 20 yaşında genç bir kadındı: Adı Rümeysa Akar Uğur.
“Eşimle babamın görüşlerine gidip gelirken tanıştık.” dedi. “Cezaevinde evlendik. Ben milli sporcuyum, eşim hapiste. Eşime önce beraat, sonra müebbet verdiler. Sesimizi duyurmanızı istiyorum.”
Rümeysa Uğur, tekvando branşında Türkiye birincilikleri olan bir sporcu. 25 Ekim 2018’de “Milli Sporcu” unvanı kazanmış.
“İlk aşkımla evlendim. Çok mutluyuz” diyen Rümeysa Uğur’un anlattıklarını aşağıda aynen aktarıyorum.
Rümeysa Uğur’un eşi Esat Uğur ise halen Sakarya Ferizli L Tipi Cezaevinde tutuklu. 15 Temmuz günü izinli olmasına rağmen Sakarya Çark Kışla’ya çağrılan ve hiçbir olay karışmadığı kamera kayıtları ve vatandaşların ifadelerinde sabit olan Esat Uğur’un ceza dosyasına, savunmasına ve mektuplarına yarın daha ayrıntılı yer vereceğim.
Rümeysa ve Esat’ın hikayesi, sadece Türkiye’deki adalet sisteminin çelişkilerini değil, genç bir kadının cesaretini de gözler önüne seriyor.
Çünkü uzman çavuşların, askeri öğrencilerin, kursiyer teğmenlerin yaşadığı adaletsizlik bir yana, Rümeysa Uğur’un yaptığı inanılmaz bir olay.
Milli bir sporcu olarak gencecik yaşında, müebbet ceza verilen biriyle evleneceksin, ona eş ve aynı zamanda umut olacaksın. Büyük bir cesaret, büyük bir sevgi, çok büyük bir fedakarlık…

Rümeysa Akar Uğur: “Cezaevinde evlendiğimiz için herkes bize çok şaşırıyor. Cezaevi savcısı bana evlendiğim gün, ‘Hapiste evlenen insanlar genelde ya romanlar ya da çingeneler olur. Yüzde bir farklı kesimler evlenir. O yüzde 1 sensin. Tek kişisin’ demişti.
Çünkü eşimle ben cezaevinde tanıştım. Babamın koğuş arkadaşıydı. Altlı üstlü ranzalarda yatıyorlardı. Hikayemin garip kısmı da bu zaten. 26 Şubat 2005’te Gaziantep’te dünya geldim. Babamın görevi nedeniyle Düzce’ye taşındık. Babam trafik polisiydi. En son Düzce Emniyeti’nde görev yapıyordu. 2019’da tutuklandı. Dört buçuk yıl Sakarya Ferizli L Tipi Cezaevinde hapis yattı.
“MİLLİ SPORCU OLMAMA BABAMIN UĞRADIĞI ADALETSİZLİK NEDEN OLDU”

Ben beşinci sınıfta spora başladım. Antrenman salonumuz okulun oradaydı. İlk girdiğim maçta il şampiyonu oldum. Yedinci sınıfa geçene kadar ben şampiyonalardaydım. İşte o sırada babam tutuklandı. Ben de hırs yaptım, babamın sesini belki duyurabilirim diye Yıldızlar Avrupa Seçmesi’nde birinci olarak ülkemi temsil etmek için kota kazandım. Tekvando gençler kategorisinde okul seçmelerinde Türkiye şampiyonasında da birinci oldum.
Lise 1’e gelene kadar sporda hep başarılıydım. Birincilikten başka derece almadım. Bu zamana kadar sadece Türkiye ikinciliğim oldu. ‘Golden’dım, altın savaşçısı yani. Hepsi babamı kurtarabilmek içindi. Tabi o zaman daha çok küçüğüm.

Lise 1’de Sakarya’ya geldik. O dönemde antrenmanda ayağım iki yerden kırıldı. Bileğimden ve diz kapağımdan. Doktor iki yıl spor yapmamamı söyledi. Lise 1’de sporu bırakmak zorunda kaldım…
Bir gün babamın açık görüşünde eşimi gördüm. Normalde hiç kimseye bakmam. Kime bakayım. Herkes zaten yaşı başı büyük. Eşimi görünce çok şaşırdım, o kadar üzgündüm ki görünce içimde umut oldu ve gülebildim…
“EŞİME DÖRT AY İSİMSİZ MEKTUPLAR YAZDIM”

Eşime dört ay mektup yazdım ama benim kim olduğumu bilmiyordu. Kesinlikle söylemiyordum. Dört ay tanımadığı biriyle mektuplaştı, kim olduğumu bilmeden. ‘Biri bana herhalde şaka yapıyor’ diye düşünmeye başlamış. Dört ayın sonunda benim olduğumu anladı. Eşim bana hep, ‘Senin benden haberin yokken, ben sendeydim’ der. Aslında duygularımız karşılıklı ama ikimizde birbirimizi bilmiyoruz. Çok garip bir şekilde.
Bir süre arkadaşlığımız devam etti. Sonra sevgili olmaya karar verdik. Tabi babamdan onay aldık. Babam damadını şimdi benden çok sever.
“ALTI AY GÖRÜŞ YASAĞI VERİLDİ, CEZAEVİ KAPISINA GİDİP BEKLEDİM”
Eşimle mektuplaştığım ve açık görüşlerde onun yanına gidip oturduğum için altı ay görüş yasağı verildi. Ne telefon ne görüş, sadece mektup… Her hafta sadece bir mektupla altı ay onu bekledim. Eşim benim ilk aşkımdı ve ben ilk aşık olduğum insanla evlendim.
Altı ay sadece mektuplaştık. O altı sonunda beni görüş listesine eklemediler. Sürekli red kararları geliyordu, ama sürekli. En sonunda biz gerçekten birbirimize bağlandık, o kadar çok bağlandık ki, kimse kimseye bu devirde mektupla bu kadar bağlanmaz. Ben o altı ay kendi evimde hücredeymiş gibi yaşadım. Dışarıya sadece nefes almak için çıkardım. Görüş günleri cezaevi kapısına giderdim, orada beklerdim, insanlarla haber yollardım, ‘Esat’a selam söyleyin, lütfen kendisine dikkat etsin’ diye.
“SEKİZ AY ÖNCE EVLENDİK, NİKAHIMIZ AÇIK GÖRÜŞ ODASINDA ON DAKİKA SÜRDÜ”
Sonra evlenme kararı aldık. 28 Şubat 2025’te evlendik. Nikahımız açık görüş odasında, 10 dakika sürdü. Şahitlerimiz de infaz koruma memurlarıydı. Nikahımızı kıydık ama ben hala baba evindeyim.
Öyle savaşlar veriyorum ki, yarın Ankara’ya gideceğim. Bu adaletsizlikler hukuki olarak çözülmüyorsa siyasi olarak çözülmesi lazım. Ben bunu yapmak zorundayım. Benim bir hayatım var. Eşimin 12 yaşında bir oğlu var.
“EŞİME YAPILAN ADALETSİZLİĞİ ANLATTIĞIM İÇİN TİKTOK HESABIMI KAPATTILAR”
Sosyal medyayı sık sık kullanıyorum. DEM Parti beni bu hafta Meclis’e çağırdı. DEM Parti Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu eşimi cezaevinde ziyaretti. Mektubunu paylaştı. Sakarya’da birkaç gazeteci eşimi haber yaptı. Sözcü gazetesi paylaştı. Ben Tiktok’a bir video atmıştım. 2 milyon izlendi. Aslında Tiktok’ta ünlüydüm. Videolar paylaşıyordum. Sürekli canlı yayınlar açıyordum. Eşime yapılan adaletsizliği anlatıyordum, çok izleniyordu. Eşimin doğum gününde bir video çekmiştim. Onedio.com sayfası da paylaştı ama TikTok hesabım kapatıldı. Şikayet edilmiş, ‘topluluk kurallarına uymadınız’ diye hesabımı kapattılar.
“HAKİM BİLE KESİNLİKLE MÜEBBETİ HAK ETMEDİLER DEDİ”
Eşime önce beraat verdiler, Yargıtay kararı bozdu, ikinci yargılamada müebbet verdiler. Beraat eden bir insan nasıl müebbete mahkum olur? İki karar arasında bu kadar uçurum olabilir mi? Bu nasıl adalet?
Eşime beraat veren Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı emekli oldu. Kendisiyle bire bir görüştüm. Durumu anlattım. Dedi ki, Bu dosyalarda hiçbir asker kesinlikle müebbeti hak etmedi. Biz de zaten beraat verdik.’ Çünkü o gece eşimin üzerinde üzerine üniforması yok, silahı yok, taş atıp mı darbe girişiminde bulunacak?
“AYNI ACIYI İKİNCİ KEZ YAŞIYORUM”
Ben yurt içinde, yurt dışında her yerde ülkemi temsil ettim. Ayağım kırıldığı için dört yıl önce sporu bıraktım ama spordan hala kopmadım. Şimdi ise eşim ve onun gibi masum insanlar için her gün daha ne yapabilirim diye düşünüyorum, vicdan azabı çekiyorum.
Bakın ben hayatımın baharındayım. Eşime destek, ona umut olabilmek için evlendim. Aynı acıyı ikinci kez yaşıyorum. Şu an yaşadığım acı, eşim olduğu için daha büyük.”
