BDDK’dan ileri tarihli ‘aktif rasyo’ vaadi

HABER ANALİZ | YUSUF DERELİ 

Döviz kurunun yeniden tırmanışa geçmesi üzerine Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), bankaları daha fazla kredi vermeye zorlayan ‘aktif rasyosu’ uygulamasını kaldırma kararı aldı. BDDK’nın açıklamasına göre, Mayıs ayından bu yana uygulamada olan aktif rasyosu 31 Aralık tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılacak.

Kararın gerekçesi, ‘pandemi sürecinin ekonomimize, piyasaya, üretime ve istihdama olumsuz etkisini mümkün olan en az seviyeye indirmek’ olarak açıklandı. Ancak ‘ileri tarihli’ verilen müjde, döviz kurunu tutmaya yetmedi. 24 Kasım sabahına 7,90 seviyelerinde başlayan dolar kuru, gün içerisinde 8 TL’yi aştı. Euro ise 9,55’e tırmandı.

Kamuoyu iki sorunun cevabını bekliyor: BDDK, ‘yanlış’ olduğunu kabul ettiği aktif rasyosunu kaldırmak için yıl sonuna kadar neden bekliyor? Bilimsel hiçbir temeli olmayan uygulamayla ülkenin milyarlarca dolarını heba edenlerden hesap sorulacak mı?

Aktif rasyosu uygulaması pandemi sonrasında, 1 Mayıs 2020’de uygulamaya konulmuştu. 2001 krizinin ardından bankaların kaldıramayacakları risklere girmelerini önlemek amacıyla kurulan BDDK, bu kez kuruluş felsefesine ters olarak bankaları daha fazla kredi vermeye zorluyordu. İşin kötü tarafı BDDK’nın oluşturduğu ‘aktif rasyosu’ denklemine göre belirlenen oranın altında kredi veren bankalar büyük meblağlarda cezaya maruz kalacaktı. Düzenlemeye göre ceza miktarı 500 bin liradan az olamazdı. Ayrıca bu rasyonun her ay tutturulması zorunlu hale getirildi. Tutturulamadığı taktirde banka her ay ceza ödemek zorundaydı.

AMAÇ KURU TUTUP, FAİZLERİ ÖRTÜLÜ OLARAK DÜŞÜRMEK

Peki ekonomi yönetimi ‘aktif rasyosu’ uygulamasıyla neyi amaçladı? AKP rejimi, ekonomistlerin ‘saçmalık’ olarak yorumladığı ve karşı çıktığı aktif rasyosu uygulamasıyla bankaların elindeki dövizleri takas (swap) yoluyla Merkez Bankası’na aktarılmasını istiyordu. Zira formüle göre rasyoyu tutturmanın yollarından biri buydu. Bu sayede MB rezervleri olduğundan daha yüksek görünecekti.

BDDK’nın istediği rasyoyu tutturmanın bir başka yolu da bankaların topladıkları kaynaklarla yerli özel sektör ve hazine tahvilleri almalarıydı. En önemlisi BDDK, bankaları kredi vermeye zorluyordu. İktidarın gizli hesabına göre, bankalar rasyoyu tutturabilmek için daha fazla ve riskli kredi vermek zorunda kalacak ve dolayısıyla faizler düşecekti. Böylece MB’nin faiz indirmesine gerek kalmadan faizler düşürülmüş olacaktı.

YAP-BOZ EKONOMİSİ

Ancak iktidarın planları yine tutmadı. MB’nin rezervleri eritilmesine rağmen dolar kuru tırmandı ve nihayet MB para politikası faizini 475 baz puan artırmak zorunda kaldı. Bu arada bankaların riskli kredi havuzu genişledi. Artan batık kredi oranının neden olduğu sosyal, ekonomik ve finansal riskler kartopu gibi büyüdü. AKP’nin ‘yaptım oldu’ stratejisi yine duvara tosladı ve yaklaşık 7 ay sonra aktif rasyosu uygulamasının kaldırılmasına karar verildi. BDDK’dan yapılan açıklamaya göre aktif rasyosu 31 Aralık tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılacak. Düzenlemenin iptalinin ardından bankalar mevduat toplamaya daha istekli olacağı için mevduat faizlerinin az da olsa yukarı yönlü hareketlenmesi bekleniyor.

BURAK ARZOVA: BAŞTAN SAÇMALIKTI ZATEN!

BDDK’nın kararının ardından iki soru gündeme geldi. İlki, aktif rasyosunu kaldırmak için neden yıl sonuna kadar bekleniyor? İkincisi, aktif rasyosu gibi hiç bir bilimsel temeli olmayan bir uygulamayı yürürlüğe koyarak, milyarlarca dolar rezervin erimesine neden olanlardan hesap sorulacak mı?

Ekonomist Burak Arzova’nın cevabı şöyle: “BDDK bankaları kredi vermeye zorladı. Baştan bir saçmalıktı. Kısmen gevşetildi. 31 Aralık’ta kalkacağı açıklandı. Bu normalleşme olarak yorumlanıyor. Ancak neden 31 Aralık’a kadar bekliyor? Bankacılık sektörünün bununla gidebileceği bir yol yok. Bilimsel hiç bir gerçekliği yok. Yıl sonunu beklemenin mantığı yok, bir an önce kaldırılmalı. Normalleşmeyi içselleştiremiyoruz. Piyasalarla didişmek, ‘mış’ gibi yapmak bize bir şey kazandırmıyor. Sonuçlarını ‘kur’ üzerinde görüyoruz. Piyasa hemen tepki veriyor.”

MAHFİ EĞİLMEZ: YIL SONUNA KADAR BEKLEMENİN NE ANLAMI VAR?

İktisatçı Mahfi Eğilmez ise şunları yazdı: “Aktif rasyosu hızlı karar almanın sanıldığı kadar iyi bir şey olmadığını gösteren önemli bir örnek oldu. Bu rasyo bankaları kredi vermeye zorlayan bir uygulamaydı. Bankalar bu rasyoyu tutturabilmek için yeterli kredibilitesi olmayanlara da kredi vermeye zorlandı. Sonuçta bankalardan kredi alanlar bu paraların çoğuyla döviz alıp kuru yükselttiler. Aktif rasyosunu kaldırıyorsunuz. Bu piyasada olumlu algılanıyor ve USD/TL kuru düşüyor. Ardından insanlar kararı okuyor ve uygulamanın yıl sonuna kadar devam edeceğini öğreniyor. Kur yine yükselişe geçiyor. Eğer bu uygulama yanlışsa, ki yanlış, yıl sonunu beklemenin ne anlamı var?”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin