Basmati savaşları

HABER ANALİZ | YÜKSEL DURGUT

Nükleer silah sahibi iki komşu ülke Hindistan ve Pakistan’ın uzun yıllar süren rekabetine yeni bir unsur daha eklendi: Basmati pirinci! 1947’de İngiltere’den bağımsızlıklarını kazanarak bölünen ve o zamandan beri üç kez savaşa giren iki ülkenin Basmati kavgası aralarında yaşanan birçok anlaşmazlıktan sadece biri.

Hindistan ve Pakistan, iki elmanın yarısı gibi. Tarih, kültür, dil ve mutfak gibi alanlarda sayısız ortaklığı paylaşıyor. Ancak başta Keşmir sorunu olmak üzere iki ülkeyi de anında alarm durumuna geçiren, hatta yer yer birbirlerinin halkını isyana kışkırtan, gergin bir diplomatik ilişki sürdürüyorlar.

Bu ilişkideki stres testlerinden biri de Basmati pirinci. Bu pirinç Himalayaların eteklerindeki nemli ovalarda, her iki ülke sınırının etrafında bulunan karbon bakımından zengin topraklarda yetişiyor. Basmatinin yetiştiği başlıca bölge ise Pencap. Burası hem Hint topraklarındaki bir bölgenin hem de bir Pakistan eyaletinin adı. Anlayacağınız gibi burası bir sınır noktası.

Ancak Basmati kavgası sınırların çok ötesinde, Avrupa Birliği’nde veriliyor. Hindistan, AB’den Basmati pirincinin patentini almak istiyor. Kokulu, uzun taneli bu pirincin “Hindistan’dan geliyor” olduğunu tescil ettirmek isteyince kavga alevlendi.

Pakistan ise bu pirincin kendi topraklarında yetiştiğini söyleyerek 10 Aralık’a kadar AB’ye resmi bir itirazda bulunacaklarını söylüyor. Konu sadece büyük bir ihracat hamlesi değil, aynı zamanda çok büyük bir pazar olan Güney Asya mutfağında da söz ve övünme hakkını ele geçirmek.

Yıllar evvel iki ülke birlikte Basmati’nin coğrafi statüsü için ortak başvuruyu müzakere ederken, 2008’de Mumbai’deki terör saldırılarından Hindistan, Pakistan’ı sorumlu tutunca görüşmeler de sonlanmıştı.

Basmati’nin bir ihraç kalemi olarak da değeri yabana atılır gibi değil. Hindistan geçen yıl 4,3 milyar dolar değerinde Basmati pirinci sattı dış dünyaya. Hindistan İhracatçılar Birliği’ne göre bunun dörtte üçü Orta Doğu’ya, 180 milyon dolarlık kısmı ise ABD’ye gerçekleştirildi. Pakistan da geçen yıl 582 milyon dolara ulaşan Basmati ihracatı payına sahip. Haliyle Hindistan’ın hamlesine şiddetle karşı çıkıyor.

Hindistan küresel pazarın üçte ikisini kontrol ediyor ancak Pakistan son yıllarda hem Avrupa pazarında hem de Hindistan’ın en iyi müşterisi İran’da satışlarını arttırdı. Bu durum da rekabetin kızışmasına yol açtı.

AB tarafından gıda ürünlerine “GI” etiketi vuruluyor ve bu ürünün geldiği coğrafi konumu kayıt altına alıyor. Etiket, ürünün belirli niteliklere, geleneksel yöntemlere göre üretildiğine veya coğrafi kökeni nedeniyle de iyi bir üne sahip olduğuna dair bir sertifika görevi görüyor. Bu etiket, ihracatçılar için ürünlerini her yere ulaştırabilecekleri bir bilet.

Bu etiket sadece AB’yle kısıtlı olsa da, eğer Basmati pirinci “bir Hindistan markası” olarak etiketlenirse, kavganın galibi de belli olmuş olacak. Böylece Pakistanlı ihracatçılar da büyük bir darbe alacak.

Türkiye ile Yunanistan arasında da benzer bir “gıda savaşı” sürüyor. Baklava konusundaki tartışmaları hatırlıyorsunuzdur. Geçen yıl Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, baklavayı “Türk kökenli bir tatlı” diyerek tarif etmişti. Ancak kavga onunla bitmiyor. Döner, lokum, kebap ve kahve gibi onlarca yiyecekte Türk-Yunan rekabeti mevcut. Hatta Yunan tarafı “Karagoizis ve Hacivatis” patenti bile almıştı…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Yunanlar alınmasın ama Yunan baklavası diye yediğim şey Türkiye’deki en dandik market baklavasının yanında bile geçmez.
    Hadi baklavayı anladık da tulumbaki ne arkadaş!
    Tamam aynı coğrafyanın çocuklarıyız yüzde yüz olmasa da aynı genleri de taşıyoruz – neticede köprüden geçerken birbirimizle temas etmişizdir- ama etmen eylemen.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin