‘Albayrak, doktora, ahlak’

Görevinden istifa eden Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın doktorasını tez danışmanı Erişah Arıcan’ın sayesinde alması ve Arıcan’ın yükselişi çok tartışıldı. Gazeteci Banu Güven’e göre Albayrak’ın tezine bugün AKP Grup Başkanvekili olan Mehmet Muş da yardım etti.

DW’de konuyu gündeme getiren Banu Güven şunları yazdı:

“Adının başında Dr. unvanı var. Özgeçmişinde ‘Kadir Has Üniversitesi Bankacılık ve Finans Bölümü’nde “Elektrik Enerjisi Üretiminde Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Finansmanı: Bir Uygulama” başlıklı teziyle doktora derecesini aldı’ diye yazıyor. Kendisi bir değil, iki kez bakanlık koltuğunda oturdu. Hem enerji, hem de hazineden sorumlu bakan oldu. 2016’da kurulan Türkiye Varlık Fonu’nun da yönetim kurulundaydı. Evet, bildiniz. Damat Berat Albayrak’tan söz ediyorum. Doktora unvanı kullanmaya hakkı olmadığını aslında uzun süre önce memleketçe anladığımız ama sineye çekmek zorunda kaldığımız sabık bakandan.

Berat Albayrak’ın mail hesabının hacklenmesiyle ortaya saçılan özel yazışmaların haksız doktora unvanı kısmı aslında ilk kez 2016’da haber oldu. Sonra bir daha. En son Metin Cihan Twitter hesabından bu tez yazım hikayesinin arka planını daha detaylı şekilde yazdı. Maillerden Albayrak’ın doktora tezinin sunumunu danışmanı olan Prof. Dr Erişah Arıcan’ın hazırladığı ya da asistanlarına hazırlattığı net şekilde anlaşılıyordu. Erişah Arıcan’ın Nisan 2016’da Borsa İstanbul Yönetim Kurulu’na girdiğini, Eylül 2018’den beri de başkan atandığını, aynı zamanda Türkiye Varlık Fonu yönetiminde olduğunu hatırlatalım.

Mailler bize şunu anlatıyor. Erişah Arıcan’ın, Albayrak’a tez izleme öncesinde 12 slayttan oluşan bir sunum hazırlayıp ya da hazırlatıp Albayrak’a gönderiyor. Üzerine bir model taraması da yapıyor. ‘Tezle ilgili eksiklikleri de tamamlamaya devam edeceğim’ diyor.

Arıcan’ın ve asistanların “yapılacaklar listeleri’’ var. Görevlerinin büyük kısmını tamamladıklarını yazıyorlar. “Sadece Türkiye’deki yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili kısa bir yer kaldı. Onun dışında biz an itibariyle ekonometrik modele başlıyoruz. O konuda da gelecek hafta verileri toplayarak Doç. bir arkadaşımızla o kısmı da tamamlayacağız” gibi ifadeler var.

Erişah Arıcan’ın daha önce de yayınlanan ve alenileşen bu yazışmaları 2009 – 2010 yıllarından… Albayrak’ın tezi ise 2011’de onaylanmış. Ben bu tarihten sonrasına da biraz baktım ve karşıma yeni bir detay çıktı. Albayrak’ın tezine ‘katkıda bulunanlar’ arasında ne tesadüftür ki 2011’de AKP İstanbul Milletvekili seçilen ve bugün AKP Grup Başkanvekili olan Mehmet Muş da var.
Mehmet Muş’tan Berat ‘Ağabisi’ne

Sadece bir kısmını aktarayım, yetecek.

21 Kasım 2010’daki bir e-postada Mehmet Muş ‘S.a. Berat Ağabi’ diye yazıyor. Albayrak’ın söylemiş olduğu değişiklikleri ekteki tezde yaptığını, belli bölümleri güncellediğini, herhangi bir yanlış kalmadığını, Berat Ağabi uygun görürse, bir tablo eklendiğini, bir bölümün zenginleştirildiğini yazıyor.

Berat Ağabisi ‘Sağolasın Mehmetçim, çok güzel olmuş’ diye cevaplıyor. Yalnız bir tek bir bölümün kısa kaldığını belirtip, onun da diğer bölümler gibi uzatılmasını istiyor. Gördüğüm kadarıyla Mehmet Muş Albayrak’ın ödevleri için yoğun bir çalışmayla grafikler de üretmiş.

Peki bu durumu sineye çekecek miyiz? Böylesine vahim iddiaları üniversite ve Yüksek Öğretim Kurumu YÖK görmezden gelebilir mi? Bu yazışmalar özel yazışmalar olduğu ve hacklenerek ele geçirildiği için herhangi bir cezai kovuşturma için delil olamaz, ama ortaya çıkan şüphe o kadar ciddi ki, akademik etik açısından incelenmesi gerekir. Hem doktora unvanını alan kişi, hem de bu unvanı verenler ve tezin yazılmasına katkıda bulunanlar açısından sonuçları olması gerekir. Akademik etik kurallara göre, bir inceleme başlatılması ve şüphelerin doğrulanması durumda bu tezin geçersiz sayılması gerekir. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda ‘kişisel emek ve birikimine dayanmayan, başkaları tarafından ücret karşılığında veya ücretsiz olarak üretilmiş yayın ve çalışmalar kullanmak’ öğretim elemanları açısından disiplin suçu olarak tanımlandığına göre, bunu öğrencisi için sağlamak da bir suç olmalıdır herhalde. Öğretim elemanları açısından da YÖK mevzuatına göre vakit geçirmeden disiplin soruşturması başlatılmalıdır. Belki inanmayacaksınız, ama burada da zaman aşımı söz konusu olabiliyor çünkü.

Bilimsel araştırmalar, süreçler ve etik konusunda son derece titiz olduğunu hatırladığım Kadir Has Üniversitesi de bu konuyu er ya da geç gündemine alacaktır.

Yoksa aynı şeyleri birkaç yıl sonra yeniden okuyup şaşıracak mıyız?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin