AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı asgari ücreti değerlendiren İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Biz asgari ücrete 3 ayda bir müdahale edilmesini öneriyoruz. İktidarın izlediği mevcut yol, enflasyonu artırarak asgari ücreti eritir. İşe hayat pahalılığını azaltmakla başlayın” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in konuşmasından satırbaşları şöyle:
‘‘Dedik ki asgari ücreti 4 bin lira yapın. Devlet eliyle 555 lira vergi muafiyeti sağlayıp işverenin yükünün bir kısmını da omuzlayın. Sonuçta ne oldu? Asgari ücret, 4253 lira oldu. İşveren maliyetinin, 450 liralık kısmını da devlet üstlendi. İşçilerimiz de zam oranını olumlu buldu. Yani İYİ Parti’nin makul siyaset anlayışı sayesinde kazanan milletimiz oldu.
‘İŞE HAYAT PAHALILIĞINI AZALTMAKLA BAŞLAYIN’
Milletimizin bu kazancının ne kadar süreceğinden endişe duyuyoruz. Açıklanan asgari ücret 4 ayda eriyecek. Biz asgari ücrete 3 ayda bir müdahale edilmesini öneriyoruz. İktidarın izlediği mevcut yol, enflasyonu artırarak asgari ücreti eritir. İşe hayat pahalılığını azaltmakla başlayın.
Erdoğan, Afrikalı gençlerin derdine düşmüş. Pek bir duygulanmış. Milyonlarca gencimizi itip kakan, gerçek bir sevgi pıtırcığı, Afrikalı bir genç kız daha adil bir dünya isteyince çok duygulanmış. Ekonomi yangın yeri, Sayın Erdoğan Afrikalı gençlerin derdine düşmüş. Şu umursamaz tavra bir bakar mısınız.
‘ERDOĞAN, AFRİKALI GENÇLERİN DERDİNE DÜŞMÜŞ’
Erdoğan, “Başbakanlığım döneminde, döviz rezervini 135 milyar dolara çıkardım, daha sonra düşüş yaşandı. Ben o sırada yoktum” dedi. Kulaklarıma inanamıyorum, rezervler erirken sevimli hayalet Casper misali ortada yokmuş. Belli ki bu sıralarda da yoksun.
Maalesef ülkemiz ekonomisi cahil birinin elinde. Bu deneyin her seferinde başarısız olduğunu söylüyoruz. Memlekette ne ocaklar sönüyor, işler o kadar çığrından çıktı ki ne diyeceklerini şaşırdılar. Önce dış güç dediler, sonra baktılar ki iç üçler dediler.
‘BU KRİZİN SEBEBİ, BİZZAT SAYIN ERDOĞAN VE MUSALLAT ETTİĞİ UCUBE SİSTEMDİR’
Yüzde 24 faiz ödüyoruz, peki enflasyon düştü mü? Hayır. Satın alma gücü arttı mı? Mesela sen faiz düşürünce, ev, araba alabiliyor muyuz? Hayır. Şu anda tüm yatırımlar durdu çünkü kimse önünü göremiyor. Zaten anlamadığın ekonomiyi damadına ve liyakatsız kadrolara bıraktın sonunda olan oldu. Bu krizin sebebi, bizzat Sayın Erdoğan ve musallat ettiği ucube sistemdir.
O kadar tecrübeli insan varken damadını, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na dış güçler mi getirdi? Merkez Bankası’nda 128 milyar doları dış güçler mi sattırdı? Türk çiftçisini dış güçler mi borca soktu? Devleti dolandıran düzenbaza, yılın ihracatçı ödülünü dış güçler mi verdi? 5’li çetenin vergi borcunu dış güçler mi sildi? Milletimize bunları reva gören sensin Sayın Erdoğan. İktidar karar merci olduğu kadar sorumluluk merciidir. Bunun sorumlusu sensin. Ben o sırada yoktum deyip geçemezsin. Sandığı getirip hesabını milletimize vereceksin.
‘BÖYLE İŞ BİLMEZLİK OLUR MU? YAZIKLAR OLSUN SANA’
Büyük ekonomistimiz son olarak akıl dolu bir hamle ile dolara çevrilebilir mevduat kavramını 50 yıl sonra tekrar hayatımıza soktu. Büyük Türkiye, büyük güç, hedef 1973. 2023 hedefleri bitti, yerine 1973 çözümleri geldi. Milletimize ekonomik başarı diye itilemeye çalışıyorlar. Nas var dedi dedi, pazartesi çıktı hayatımıza yepyeni bir faiz tipini sokuverdi. Şimdi kur farkını ödeyeceğim diyerek hem faiz hem de döviz lobisini milletin hazinesinden besleyeceksin. Türkiye ekonomisi deneme tahtası mı? Türk milleti kobay mı? Böyle iş bilmezlik olur mu? Yazıklar olsun sana.
Mart ayından beri yaptığın saçmalıklar zincirini yapmasaydın şimdi nasıl bir Türkiye olurdu biliyor musun? Dolar kuru 7 lira 50 kuruş, enflasyon yüzde 16-17, politika faizi yüzde 15 olurdu. Ülkenin dış borçları katlanmamış olurdu.
‘MADEM ARTIK UÇUYORUZ O ZAMAN HEMEN DOĞALGAZ VE ELEKTRİK FATURALARINI DÜŞÜRÜN’
Senin şımarıklığın yüzünden bugün enflasyon yüzde 50’lilere ulaştı. Hazine borçlanma faizleri yüzde 24 oldu o da yükselecek. Artık Merkez Bankası bankalara yüzde 14’le borç veriyor. Bankalarda aynı parayı Hazine’ye yüzde 24’le satıyor. Gerçekten zeka dolu adımlar, yürekten kutluyorum. İktidardakilere bir çağrı yapmak istiyorum. İki gündür Saray medyasında davul zurna eşliğinde kutlamayı biliyorsunuz. Madem kur düştü, madem artık uçuyoruz o zaman hemen doğalgaz ve elektrik faturalarını düşürün.
Devamlı çıkar telefonu diye taciz ettiğiniz gençler, var ya 6.2 milyonu yoksul. O gençlere telefon soran şımarıklardan daha yoksul. 2 milyondan fazlasının evinde bilgisayar. 1.3 milyon genç eskimiş giysilerinin yerine yenisini alamıyor. 1.5 milyonu bile küçük miktar bir parayı bile kendini iyi hissetmek için harcayamıyor. 18-26 arasındı gençlerimize, 4 milyon hanedeki kadınlara aylık bin lira destek sunacağız.”
Sanki gelecekte kendisi iktidar olmayacakmış gibi konuşuyor. Kendisine dair hiçbir şey anlatmıyor. Kendisi yok gibi. Kendisini ekonomik sorunların içine gömmüş gibi. Bir ekonomi eleştirmeni rolünde. Tayyip ve ekonomi sayesinde kendini sorunların içine gömerek yok etmektedir. Kumun içine saklanan avcı balık gibi. Bir tane kendisinden bahsetmiyor. Hep acı çeken insanlardan bahsediyor. Bakın diyor acı çekiyorlar. Burdan bizim mana çıkartmamızı mı bekliyor? Ben gelirsem bu acılar bitecek mi demek istiyor. Ne ilginç bir dil geliltirmiş. Şifreli bir dil ile anlaşma bekleniyor. Merali meral olarak değil, merali tayyip olmayan olarak algılamamızı istiyor. Meral kimdir? Tayyipin zıddıdır tarifini istiyor. Kendi görüşlerini gizlemektedir. Tayyipin arkasına saklanmaya devam etmektedir. Tayyipten vazgeçememektedir. Sanki göbekten ona bağlıdır. O olmadan politika yapamamaktadır. Çünkü birşeyleri gizlemektedirler. Kendilerini gizlemektedirler. Kimse bunu fark etmemektedir. Bu sayede bu ilginç tutumlarına devam etmektedirler. Bu ilginçlik seçim gecesi ortadan kaybolmak kadar ilginç bir durumdur. Karakteristik bir tane özelliklerini ortaya koyamıyorlar. Neyi bekliyorlar?