YORUM | TARIK TOROS
“Benim Köfteci Yusuf’la ne işim olur” diyen adam kim çıktı:
-Beyoğlu Kurukahvecisi.
***
Sedat Peker’den bahsediyorum.
Mayıs ayının en çok konuşulanı.
Haziran’ı da şimdiden garantilemiş olabilir.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Köfteci Yusuf olayında olduğu gibi…
Bazı konularda bir dediği diğerini tutmuyor.
***
Tüm hayatı, çektiği videolar, sadece kameraların kaydettiği lafları sıralansa…
Başka çelişkiler de bulunur.
Önceki hayatını pek bilmeyen, araştırmayanlar…
Yayınladığı şu son 9 videoyu baz alırlarsa büyük hata ederler.
***
Peker ne dedi?
20 sene Süleyman Soylu’ya yatırım yaptığını, onun telkiniyle kaçtığını…
Sonrasında “Türkiye’ye dönüş bileti” olduğunu…
Soylu’nun kendisine “Nisan’da her şey değişecek” deyip bu ay için (Nisan 2021) söz verdiğini filan anlattı.
Oysa dizinin geçen sezonunda…
Çıktığı Balkan ülkesinden paylaştığı videoda, “Sayın Bakan’la (Soylu) hiç yan yana gelmedik, özel dostluğu gerektirecek hiçbir şeyimiz olmadı” diyordu.
Belli ki geçen yıl doğru konuşmamış.
***
Bu arada, tanıklık ettiği onca olayın teyit edildiği bilgisini atlamayalım.
Sedat Peker, henüz savcıların ilgi alanına girmese de…
Araştırmacı gazetecilik için adeta bir laboratuvar.
***
Tabi gittikçe işi zorlaşıyor.
Çıtayı her defasında “bi tık” daha yukarı taşıması gerekiyor.
İlgiyi tweet’lerle dengelemek zorunda.
Youtube’a video koyamadığı günlerde Twitter’da açığı kapamaya çalışsa da…
“Defne olayı” gibi kimi çuvallamaları ve tekrarları “trendi” negatif etkiliyor.
***
Tüm bunlara rağmen, evet…
Belki 20 yıl sonra ilk defa…
Son iki aydır ülkede Tayyip Erdoğan konuşulmuyor.
***
Bundan sadece iktidar değil…
Muhalefet ve muhalifimsiler de rahatsız.
“AKP kendini tüketti, hikayesi bitti, püf desen gidecek” düşüncesinde olanlar…
“İlk seçimde bu iş tamam” hayali görenler…
“Erdoğan sonrasına hazırız” diye ellerini ovuşturanlar…
Peker’in rol çalmasına tepkili.
Videoları değersizleştirmekte başarılı olamayınca…
Yurt dışından yapılan haberciliğe çamur atmaya çalışmaları da bundan.
Peker’in videolarının ateşi bir gün düşecektir.
Ancak, diaspora gazeteciliği başlarını çok ağrıtacak, haber vereyim.
***
Peker’le bir noktada buluştukları ise kesin.
Ucu devlete dokunan, hele uluslararası yargılama konusu olabilecek mevzular kırmızı çizgileri: “Kutsal devlet.”
Ne MİT Tırları konusuna, ne de Paramount Otel’de dönenlere giriyorlar.
Bodrum Yalıkavak Marina olayına, Mehmet Ağar meselelerine doğru dürüst giremedikleri gibi.
Kutlu Adalı cinayeti dosyasını açamadıkları gibi.
O çok sevdikleri, her 24 Ocak’ta “Uğur’lar ölmez” diye “gözyaşı” döktükleri Mumcu cinayetine eğilemedikleri gibi.
***
“Bu dönem bitsin, zaten eli kulağında.
Peker de bir biçimde paketlenecektir zaten.
Erdoğan güzel saha temizliği yaptı.
Biz sonrasını planlayalım.”
Kafa bu.
***
Yakın süreçte yaşanacakları kimse bilemez.
Fitili ateşleyen, yangını kontrol edemez.
Harcanan üç beş medya aparatına dahi sevinememeleri bundan.
Her şeyin berbat durumda olduğunu çok iyi bildikleri için…
Hayli gerginler.
Kendilerini korusalar “devlet” gidiyor.
“Devleti” korusalar kendileri deşifre oluyor.
Zor karar.
Peker’in anlattklarì halka ilginc geliyor cunku “bu kadarini biz bile bilmiyorduk abi”…
ETO denen silahli teror orgutunun, sadece silah da “boru bu” denen bazuka ile ilgilenmedigi, hakim, savci, komutan, mulki idare amirlerini sadece bedava tatillleri degil, saunalardaki masaj goruntuleriyle de ilgilendikleri malum. Peker gibi biri de eline gecirdiklerini paylastikca, fena sasiriyoruz…
Acaba bu ulkede kac Peker var ve acaba Peker gibi bir mafyanin disinda bu bilgileri bilen kac kisi var.
Ya da Peker’in agziyla: “Ulan bu devlette bu halki sasirtan bilgileri bilen hic mi namuslu siyasetci, gazeteci, kamu gorevlisi yok?”