AKP rejiminin gazetecilere olan nefreti rakamlara da yansıyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesine verdiği cevaba göre, son 5 yılda 3 bin 804 gazetecinin basın kartı iptal edildi. Bu yılın ilk 9 ayındaki iptal sayısı ise 715!
Recep Tayyip Erdoğan, liderliğinde ki AKP rejiminin gazetecilerle arası hiç bir zaman iyi olmadı. Özellikle 2010 referandumundan sonra gazetecilere yönelik baskılar arttı. Erdoğan defalarca miting meydanlarında isim isim gazetecileri hedef gösterdi, tehdit etti. İktidar temsilcilerinin tavrı, basın kartlarında ‘iptal’ rakamlarına da yansıdı.
9 AYDA 715 KART İPTAL EDİLDİ
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesine verdiği cevaba göre, son 5 yılda 3 bin 804 gazetecinin basın kartı iptal edildi. Oktay’a göre, basın kartı iptal işlemlerinin Basın Kartı Yönetmeliği’nin 29. Maddesi çerçevesinde yapıldı. 2015’te 863, 2016’da 927, 2017’de 590, 2018’de 709 ve 2019’un ilk dokuz ayında 715 olmak üzere toplamda 3 bin 804 basın kartının iptal edildiğini söyledi. Oktay iptal işleminin işten ayrılma, unvan değişikliği, basın kartının yıpranması veya zayi olması gibi nedenlerle yapıldığını aktardı. Oktay ayrıca, 3 Ekim 2019 itibariyle 12 bin 735 kişinin basın kartı taşıdığını belirtti.
BASIN KARTI VERİLECEKLERİ, İKTİDAR BELİRLİYOR
Soru önergesine gelen cevap sonrası açıklamalarda bulunan CHP’li Vekil Ömer Fethi Gürer, sarı basın kartı yönetmenliğinin 1947’den bugüne kadar 14 kez değiştirildiğini hatırlattı. Gürer, “Demokrasilerde basın bağımsız ve özgür yayın yapar. Basın özgürlüğü; serbestçe haber, fikir ve düşünceleri, çoğaltıcı araçlarla, açıklayabilme olarak tanımlanır. Basında temel olan bilgi ve düşünceleri serbest olarak toplayıp, yorum ve eleştiri yapabilmektir. Gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yayınlarda çalışanlar ile haber ajanslarında bulunanlar için bir tanıtım kartı olan basın kartındaki son düzenleme, iktidarın belirleyiciliğini içermektedir. Buna rağmen yasal şartlara uygun yayın sağlayan ve kamuoyunda yer bulan yayın kuruluşu çalışanları için bir engelleme olması düşünülmemelidir.”
