Akın Öztürk: Hulusi Akar, ‘Bunları ikna et’ dedi. 5 kez görüştüm. En son sabah ikna ettim

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargâhı’nda yaşananlara ilişkin 221 sanıklı davanın ilk duruşmasında eski Yüksek Askeri Şura üyesi Akın Öztürk konuştu. Darbe girişiminden haberi olmadığını söyleyen Akın Öztürk, “46 yıl boyunca bayrak, vatan, cuhuriyet için hizmet ettim. Vatanıma, milletime kurşun sıkacak değilim. Hain suçlamasıyla yargılanmak en büyük cezadır. Hiçbir bilgim, haberim yoktur. Çok kez şehit olma riskiyle karşı karşıya kaldım. Keşke şehit olsaydım da bu suçlamaya muhatap olmasaydım” diye konuştu.

15 Temmuz’da torunlarını özlediği için Ankara’ya geldiğini söyleyen Öztürk “Darbe toplantılarına katılmadım. 15 Temmuz’da torunlarımı özlediğim için Ankara’ya geldim. Korumalarımla makam şoförümü şehre yolladım. İçinde olsaydım korumalarımı yollar mıydım? Kızımı, torunumu bu işin içine sokar mıydım?” şeklinde konuştu.

Akıncı Üssü’ne Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar ile görüşmek için gittiğini söyleyen Öztürk, “Genelkurmay Başkanı’nın Akıncı’da olduğunu öğrendikten sonra sivil kıyafetle yanına gittim. Akar, bana ‘Bunları ikna et’ dedi. 5 kez görüştüm, ikna edemedim. En son sabah görüşerek ikna ettim.” diye konuştu.

Öztürk savunmasına şöyle devam etti:

“1970 yılında üniforma giydiğim Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 46 yıl boyunca yeminime sadık kalarak bana verilen görevleri üniformama halel getirmeyecek şekilde yerine getirdim. Yeminime ölsem dahi sadığım. Böyle bir suçlama ile yapılacak yargılama bana bu dünyada verilecek en büyük cezadır. Bir asker için bundan daha kötü ne olabilir. Silah arkadaşlarım ve milletim iyi bilsin ki bu hain darbe girişimi ile ilgili herhangi bir katkım ve haberim yoktur.

Ben silah arkadaşlarıma ve devletin kurumlarına silah doğrultacak biri değilim. Bu hain darbe girişimiyle hiçbir alakam yoktur. Şehit ailelerinin acılarını paylaşıyorum. Pilot olarak birçok kez ölümden döndüm. Keşke şehit olsaydım da bu suçlamalara maruz kalmasaydım. Bu nedenle içim çok acımaktadır. 15 Temmuz gecesi kalkışılan darbe girişimi ile ülkemiz ve milletimiz bir travma yaşamıştır.”

“Algı operasyonu yapıldı”

Darbe girişimine katılanların hukuk ilkeleri çerçevesinde, en ağır şekilde cezalandırılmasını kendisinin de istediğini söyleyen Öztürk, kendisiyle ilgili algı operasyonu yapıldığını savunarak, “Henüz ifadem alınmadan basında ‘Akın Öztürk itiraf etti’ şeklinde haberler yer aldı. Bunlar benimle ilgili yapılan algı operasyonlarının başlangıcıdır. Ankara Çukurambar’da darbecilerle toplantılara katıldığım yönündeki gizli tanık ifadeleri yalan olmasına rağmen basında bunlara doğruymuş gibi verildi” dedi.

“Partigöç’le koruma astsubayım görüştü”

15 Temmuz günü Ankara’ya geldiğinde, kızının lojmanın olduğu Akıncı Üssü’ne gittiğini ve eşinin hasta olması nedeniyle gece orada kalmaya karar verdiklerini anlatan Öztürk, şunları söyledi: “O gece koruma astsubayım İsmail Keskin telefonla arayıp ‘Genelkurmay’da saldırı olmuş’ dedi. Bunun üzerine koruma astsubayımı tekrar kaldığım lojmana çağırdım. Kendisinden neler olup bittiğini öğrenmesi için Genelkurmay Harekat Merkezi’ni arattım ancak telefona çıkan subay Mehmet Partigöç’ten bilgi alabileceğimizi söylemiş. Bunun üzerine koruma astsubayım Mehmet Partigöç’le görüştü. İddianamede iddia edildiği gibi ben direk görüşmedim”

“Abidin Ünal’ın isteği ile üsse gittim”

Gecenin ilerleyen saatlerinde, İstanbul’da bulunan Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal’ın kendisini aradığını ve neler olup bittiğini öğrenmesini istediğini anlatan Öztürk, “Bunun üzerine lojmandan ayrılarak Akıncı Üssü 143. Filoya gittim. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın da tutulduğu odaya girdim. Burada Akar dışında yanılmıyorsam Kubilay Selçuk, Ömer Faruk Harmancı, Hakan Evrim ve Mehmet Dişli vardı. Genelkurmay başkanı bana, ‘bunlar darbe yapmak istiyor, bunlarla konuş ikna et, vazgeçsinler’ dedi. Ben de Genelkurmay başkanımızın ifadelerini kullanarak, ‘yanlış yaptıklarını, vazgeçmelerini ‘ söyledim” diye konuştu.

“O gece komik durumdaydım”

Sivil kıyafetli olduğu için emir astsubayından üniformasını getirmesini istediğini; ancak yolların kapalı olması nedeniyle üstte kendisi için üniforma ayarlandığını söyleyen Öztürk, “Üniforma kısaydı. Gülünç bir durumdaydım. Bir konsey başkanının böyle bir durumda olması siz değerlendirin. Darbe girişiminin başında olsam bu duruma düşer miydim” dedi.

“Odanın dışında silahlı askerler bekliyordu”

Daha sonra tekrar Genelkurmay Başkanı’nın yanına gittiğini ve darbecilerin kararlı olduklarını söylediğini anlatan Öztürk, şöyle devam etti: “Genelkurmay başkanının sinirleri bozuktu, tedirgindi. Ancak enterne durumda değildi. Dışarıda çok sayıda silahlı kişi vardı. Genelkurmay başkanını darbenin başına geçirilmesi için oluşturulan ekipte olmadığım gibi bu konuda kendisini ikna çabamda olmadı. Bu husus Genelkurmay başkanına sorulabilir. Genelkurmay Başkanının ikna edilmemesi halendi benim Genelkurmay başkanlığına getirileceğim iddia ediliyor. Beni kim ikna etmiş, ben ikna olmuş muyum?”

Damadı Yarbay Hakan Karakuş’la o gece hiç görüşmediğini söyledi

Akın Öztürk, komutanlığı döneminde defalarca bu yapıyla mücadele edilmesi gerektiğini astlarına söylediğini, daha önceki darbelerin ülke üzerindeki etkilerini bilen biri olarak darbe girişiminde yer almasının mümkün olmadığını da dile getirdi. Öztürk, ayrıca Mahkeme Başkanı’nın sorusu üzerine o gece, davanın sanıklarından olan damadı Yarbay Hakan Karakuş’la hiç görüşmediğini de söyledi.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin