MAHMUT AKPINAR | YORUM
Modern toplumlarda bireylerin üstlendiği rollerin çeşitlenmesi ve karmaşıklaşması nedeniyle aile yapısı yeni sınavlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu bağlamda, aile içi rol çatışmaları, evliliklerin sağlığını ve sürdürülebilirliğini olumsuz etkilemektedir.
Rol çatışmalarından bahsederken sadece kadının erkeksi, erkeğin kadınsı davranmasından; yani erkeğin ‘feminen’, kadının ‘maskülen’ hale gelmesinden bahsetmiyorum. Elbette erkeğin ‘erkek’ gibi, kadının ‘kadın’ gibi olmaması, evde üstlendikleri rollerin/davranışların değişmesi günümüz ailelerinde önemli bir problem. Bu rollerde kaymalar olduğu, aile bireyleri fıtratın gereği rolü üstlenmediği zaman aile dengelerinde bozulmalar, kaymalar oluyor.
Kadının çok baskın olduğu, erkeğin edilgen kaldığı durumlarda veya erkeğin çok naif ve zayıf kaldığı, mücadeleci olmadığı, eve ekmek getirme konusunda yeterince çaba içinde olmadığı durumlarda kadınlar maskülen hale geliyor, rollerde kaymalar oluyor.
Öte yandan bilim insanları modern toplumlarda duygusal ve hormonal anlamda rol değişmelerinin olduğundan bahsediyorlar. Gayrı tabii, sağlıksız yiyeceklerin hormon dengemizi bozduğu, eril ve dişil rolleri etkilediği, fizyolojik değişimlere sebep olduğu yönünde bilimsel yayınlar var. Bunlar modern dönemlerde türeyen ciddi problemler ve dikkat etmek gerekiyor.
Makaleyle asıl vurgulamak istediğim daha farklı bir rol çatışması. Ailenin temeli olan karı ve kocanın eş olmaya dair rollerindeki eksikliğin, ihmalin aile saadetine olumsuz etkisinden bahsetmek istiyorum.
Son yıllarda artan boşanmalarda bunun tesiri büyük. Evdeki ‘baba’ rolüyle, ‘koca’ olma rolünün, ‘anne’ rolü ile ‘eş/hanım’ rolünün çoğu zaman karıştırılmasından ve çatışmasından bahsediyorum. Gece-gündüz çalışan, evin her ihtiyacını düşünen, elinden her tamirat gelen, becerikli bir erkek olabilirsiniz ama acaba gerçekten iyi bir ‘koca’ olabiliyor musunuz? Çocuklarına düşkün ve titiz çok iyi bir anne olabilirsiniz, harika yemekler yapabilirsiniz ama iyi ‘eş’ olamayabilirsiniz.
Bazı erkekler, “Karım benden neden boşanıyor anlamıyorum! Oysa ben harama uçkur çözmedim, başka kadınlara yan gözle bakmadım. Irgat gibi çalışıp eve ekmek getiriyorum!” vb. diyor. Lakin iyi bir koca, eş, arkadaş olma noktasında ciddi problemleri olabiliyor.
Keza bazı kadınlar temizliği, çok titiz olmayı, çok iyi yemek yapmayı öne çıkarıyor, ama kadınlık rolünü ihmal edebiliyor. Bir tartışma, problem çıktığında kadın yaptığı farklı şeyleri öne sürüyor: “Saçımı süpürge ettim, her gün yemek pişiriyorum! Kaç çocuk büyüttüm!” gibi farklı rollerdeki fedakarlıklarını dile getirebiliyor.
Aile saadeti için her bir rolün gerektirdiği asgari sorumluluklar var. Size düşen rollerden birinde çok fazla iş yapmanız, hatta kendinizi telef etmeniz, öbür rolünüzdeki hataları telafi etmiyor, o alandaki problemi çözmüyor, açığı gidermiyor. Çok iyi bir anne olmak, leziz yemekler yapmak, her gün evi silip süpürmek iyi eş olmak anlamına gelmiyor.
İyi para kazanmak, gece gündüz yoğun çalışmak, çocuklara iyi baba olmak, iyi koca olmak anlamına gelmiyor. Bir roldeki fazla çaba, fedakârlık diğer rollerde hükümsüz kalabiliyor. Bir roldeki mükemmellik aile huzurunu temine yetmiyor. Aile olmak ve mutluluğu yakalamak için her rolde asgari şartlarının yakalanması, bir dengenin kurulması gerekiyor.
Bir aracın motoru, kasası vb. mükemmel olabilir ama yürümesi için yakıt, tekerlekler, direksiyon, gaz, fren vb gibi zaruri özelliklere de ihtiyaç var.
İşi eve taşımak!
Türkiye gibi ülkelerde, Orta Doğu ülkelerinde insanların dış dünyadaki statüleri evlilikte çok öne çıkıyor. İzdivaçlarda statüler, makamlar, konumlar çok ciddiye alınıyor. Statü, makam, gelir farklılıkları evliliklerde huzursuzluklara sebep olabiliyor.
Hindistan’da farklı kastlardan iki insanın evlenmesinin imkânsız olduğunu, ailelerin buna direnç gösterdiğini biliyoruz. Bu noktada Batıların evlilik dışı rolleri çok da önemsemeyip, mutlu birliktelikler kurabildiğini görüyoruz.
Türkiye gibi ülkelerde bir doktorun musluk tamircisi ile evlenmesine insanlar hayret eder. Ama batı dünyasında bu tür farklı sınıflardan olduğu düşünülen, farklı gelir gruplarından evlilikler yaygın ve insanlar bunu problem etmiyorlar. Bir profesör kadın ilkokul mezunu, el emeğiyle geçinen bir erkekle mutlu aile kurabiliyor. Çünkü odaklandıkları şey onların dış dünyadaki statüleri, gelirleri, konumları, etiketleri değil. Ailenin huzuru, mutluluğu için gerekli davranışlara, yaklaşımlara odaklanıyorlar.
Bediüzzaman Said Nursî, aile içi ilişkilerde sevgi, şefkat ve anlayışın önemine vurgu yapmaktadır. Ona göre, bireyin toplumsal statüsü ne olursa olsun, aile içinde eş ve ebeveyn olarak sorumluluklarını yerine getirmesi esastır.
“Makamı, mesleği ve sosyal statüsü her ne olursa olsun bir erkek hanesine girdiği vakit artık koca ve pederdir.”
Şahsın iş hayatındaki konumu, başarısı, aile içindeki rollerini bazen olumsuz etkileyebiliyor. Kişinin (kadın/erkek) iş yerinde liderlik rolü üstlenmesi, evde de aynı otoriteyi sürdürme isteğine yol açabilir. Ancak aile içindeki ilişkiler, işyerindeki hiyerarşik yapıya göre değil, kendi dinamikleriyle, gereklilikleriyle yürütülmelidir.
Aile içi rol kaymaları ve çatışmaları, bireylerin hem kişisel gelişimlerini hem de aile ilişkilerini etkileyen, aile saadetini bozabilen önemli bir konudur. Bu çatışmaların farkında olmak ve çözüm yolları aramak, eşlere düşen temel görevlerde asgari standardı yakalamaya çalışmak sağlıklı ve sürdürülebilir aile ilişkileri için zarurettir.
Sorunu tesbit ediyorsunuz ama çözümü yok. Sebepleri anlatmak kolay fakat çözümü anlatmak ve uygulamak zor. Rollerin getridiği işleri azami seviyede yapmak iyi bir şey ama sorunlara tam çözüm gtirebilecek bir etken değil diyorsunuz. Eksik olan şey eşlerin birbirlerini gerçekten kalpten sevmmemiş olmasın. Görücü ve kısa süreli tanışma ile evlenen kapalı sistemlerde evlilik bir emir ve hemen olması gereken zorunluluk olark kabul ediliyor. Hemen olsun sevgi ve sonrasında aşk sonradan gelir deniliyor. Ömür geçiyor ortada ne sevgi var ne aşk. Çünkü bu görevler o duyguyu deneyimleyecek ne zaman bırakıyor ne de motivasyon. Günümüzdeki modern yaşam o kadar hayatımıza etki ediyorki; geçim, medya, ulaşım, yorgunluk, misyon, felekatler, çocuk, siyaset ekonomi vs. Bunların etkisi bizi o kadar ele geçirrmiş ki sevgi ve aşkı yaşatacak zaman bırakmıyor. O yüzden kalpten sevgi sonrasında aşk ulaşılması çok zor. Eşler hayallerindekini evlilik ideaallerini aramayı bırakmalılar. Boşanmak çözüm değil. Yapılması gereken bu yaşam biçimini kabul ederek mantıklı tahammül ederek birlikte “beraber bir yaşamı sürdürmek” adına güçlü irade gösterip evliliğ devam ettirmektir.
Kendi Medeniyetini olusturmassan ve gelistirmessen het Konuda hep Vagon olmaya, Kuyruk olmaya ve en önemlisi “Dünya amma orya gidiyor” la kendini savurursun ve hicbir zaman KENDIN olamassin!
Ama Efendim Modern DÜNYA …!
Zamana Ayak uydurmayida yanlis anlamisiz biz. Vahsi Kapitalzimin, ekseriyetle Beyaz Insanin Refahi icin, köle misali Degirmenine su tasimaya devam edin! Zalimliklere destek verin ve Adina da Alin Teri deyin!
Dünya Buhranlar yolunda tam gaz!
Adama 10 yildir diyoruzki:
Erdogan Türkiyede Zalimse, Hirsizsa, belli kesimlere ekstra Zalimse, Demokratik Bati dediginde Dünyada Zalimse, Hirsiz ve Dömürgeci, DÜNYADAKI bazi bölgelere ve kesimlerede, Dinlerede …. Ekstra Zalimse.
Zalimlere suan sana direkt Zalimse degilse bir nedeni var!
Alinteri sirf zahiren olmaz batinende olmasi olmasi gerek. Yani Ben Insaat ta alinteri icin calisiyorsam ama o calistigim kisi sömüren, zalim, hirsiz, Katil Mafya Babasi vari biri ise o Alinteri degildir! Ona Zalime destek vermek denir! Hic baska imkanin yoksa minimum ölmeyecek kadar calisma ya Cevap verilebilir!
15 Temmuzun oyun oldugunu görenler, 11 Eylül ün Insider Job, 7 Ekim in kime Hizmet ettigini görmeyenler, 7 Ekimde Hamas i kim hangi AJANLARI soktu düsünmezler!
Melek kilifinda Bati Seytaninin usagi olmayalim! Bu kesinlikle Isid olalim manasinda degil!
Isid in de kime Hizmet ettigi ortada. MIT tirlari oldu CIA- MIT tirlari. YPG ye mesrutiyet kazandirmak icin oldugunu Yillardir söyledik! Amac Hainlerinde, Defolularin, Hirsizlarinda yardimiyla 150 yildir Köle olan Cografyayi dizayn etmek ve hic ayaga kalkamayacak sekilde Sömürmeye, köleleige devam ettirmek!
Mahmut hocam, iyi bir es olmak kadar zorki, supermen olmaktan farksız. Boşanmış bir erkek olarak artık toplumun dayattığı ideal eş profilinden yoruldum. Sevginin, özverinin ve anlayışın olmadığı her evlilik boşanma olmasa da mutsuzluga mahkumdur.
bati-dogu karsilastirmasinda batililari insanustu varliklarmiscasina resmetmek sosyolojiye de teolojiye de aykiri. insan her yerde insandir ve dengiyle evlenir. doktorun muslukcuyla evlendigi bir dunya yok Mahmut bey. diyebilirim ki belki de meslek, din, boy pos endam gibi parametrelerde denklige bakacak olursak hizmetici evliliklerin dunya ortalamasinin uzerinde oldugunu gozlemliyorum ve bu cok iyi bisey.
Bu nasil yorum Allah aşkına. Travmalariniz olabilir, ama burasi onu kuracağınız yer değil. Yanlislar olabilir, ama hakaret ederek sadece kendinizi yalnizlastiriyorsunuz.