AİHM’e başvuru konusunda doğru bilinen yanlışlar!

Yorum | Nurullah Albayrak

Öncelikle, maruz kalınan herhangi bir haksızlığın giderilmesi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yapılan başvurular, ceza yargılamalarında ya da diğer davalarda hukuken de fiilen de aleyhe bir durum oluşturmaz. AİHM’e başvuru yapıldığı için yeni bir suçlama, tutukluluk sürecinin uzatılması ya da mahkumiyete gerekçe yapılması gibi bir durum kesinlikle söz konusu değildir. Bugüne kadar da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yaptığı için hiç kimse hakkında bir olumsuzluk olmamıştır, bundan sonrada olmayacaktır.

İkinci olarak, AİHM’e yapılacak başvuru öncesinde iç hukukta yapılacak işlemler konusunda da yanlış bilgiler mevcut. Özellikle, tutuklama, işkence, hücrede tutma gibi ceza yargılaması konusu haksızlıklarla ilgili olarak AİHM başvurusu yapılması için takip edilmesi gereken süreçler basittir.

1) Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen tutuklama ya da 30 günde bir verilen tutukluluğun devamı kararına 7 gün içinde itiraz edilmesi,

2) İtiraz talebi Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedildiğinde bu ret kararının tebliğinden itibaren 30 gün içinde Anayasa Mahkemesine başvuru yapılması,

3) Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru sonrasında da makul bir süre içinde karar verilmezse, 2 ay makul bir süre olarak kabul edilebilir, karar verilmesi beklenmeden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yapılması. Bunun dışında yapılması gereken bir işlem ya da başvuru bulunmamaktadır.

OHAL Komisyonu’na yapılacak başvurular nelerdir?

Ceza yargılaması konusu işlemlerle OHAL Komisyonu’na yapılacak başvurular karıştırılmamalıdır. Tutuklama, işkence, hücrede tutma gibi ceza yargılaması konusu olan işlemlerle ilgili olarak OHAL Komisyonu’na başvuru yapılması söz konusu değildir. OHAL Komisyonu’na yapılacak başvurular sadece ihraç, el koyma ve KHK ekinde isimler yazılmak suretiyle yapılan işlemlerdir. Ceza yargılama konusu işlemlerin hiçbirisi için OHAL Komisyonu’na başvuru yapılmaz yapılamaz.

AİHM kesinlikle ihlal kararı verecek, başvuru ihmal edilmemeli

Üçüncü olarak, AİHM’ye yapılan başvurular reddedilip OHAL Komisyonu’na gönderiliyor, bu nedenle de başvuru yapmaya gerek yok düşüncesi. Bu bilgi de kısmen doğru değil. Çünkü, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından sadece ihraçlarla ilgili yapılan başvurular OHAL Komisyonu gerekçesiyle reddedilmiştir. AİHM tarafından tutukluluk, işkence gibi konularla ilgili yapılan başvuruların OHAL Komisyonu gerekçesiyle reddedilmesi söz konusu değildir. AİHM tarafından haksız tutuklama konusunda usule uygun yapılan herhangi bir başvuru konusunda verilmiş ret kararı yoktur. Tutukluluk, işkence gibi konularda usulüne uygun başvuru yapıldığında, mevcut hukuka aykırılıklar düşünüldüğünde, AİHM kesinlikle ihlal kararı verecektir.

Dördüncü olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi siyasetin etkisinde, yargılamalara siyasi kimliğiyle baktığı için netice almak mümkün değil düşüncesi. Bu düşünce de kısmen doğru değildir. Evet, AİHM siyasi bir kurum ancak usulüne uygun yapılacak bir başvuruyu, sonucu ne olursa olsun reddedemez.

AİHM’ye birden fazla başvuru mümkün

Beşinci olarak, AİHM’ee sadece bir sefer başvuru yapılacağı düşüncesi de doğru değildir. AİHM’ye her ihlalle ilgili olarak ayrı ayrı başvuru yapılabilir. İkinci sefer başvuru yapılamaması aynı konuyla ilgilidir. Yani, siz ilk tutuklama kararına itiraz ettiniz ve süreci usulüne uygun takip ederek AİHM’ye başvuru yaptınız. AİHM başvurunuzu esastan inceledi ve ihlal olmadığına karar verdi. Bu karar sonrasında ilk tutuklama kararıyla ilgili tekrar başvuru yapamazsınız. Ancak, ilk tutuklama kararı sonrasında 30 günde bir tutukluluğun devamı kararı verilmektedir. Tutukluluğun devamı kararına itiraz edilip süreçler takip edilerek AİHM’ye başvuru yapılabilir. 10 ay tutuklu kalan bir kişi hakkında 10 ayrı tutuklama kararı verileceği için 10 ayrı AİHM başvurusu yapılabilir.

AİHM kararları uygulanmak zorunda

Altıncı olarak, AİHM tarafından verilen kararların uygulanmayacağı düşüncesi de doğru değil. Öncelikle, AİHM tarafından verilen kararlar Ceza Usul Kanunu gereğince yargılamanın iadesi nedenidir. Bu karar mahkemeler tarafından uygulanmak zorundadır. İhlal kararıyla birlikte mahkemeler yeniden yargılama yapmak zorunda kalacaklardır. Sırf bunun için bile AİHM başvurusu gereklidir. İkincisi, verilen ihlal kararları uygulanmasını takip için Avrupa Konseyi’nin Bakanlar Komitesi’ne gönderilir. Bakanlar Komitesi devam eden bir ihlal varsa, ilgili devlete bunu durdurmasını söyler. Türkiye’nin bu talebe uymuyorum demesi fiilen mümkün değildir. İhtimal var ancak zor bir ihtimal.

Dosya hazırlanmasında yardım alabilirsiniz

Son olarak da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru konusu teknik ve özel bir prosedür gerektirmektedir. Mağdur olanların bu başvuruyu yapmakta zorlanması gayet doğaldır. Ancak, başvuru yapmak isteyip de avukatı olmayan ve süreci takip edemeyen kişilerin başvurularını yapmak ve süreci takip etmek için yardımcı olacak kuruluşlar ve insan hakları aktivistleri bulunmaktadır. Bu kişi ve kurumlarla irtibata geçildiğinde başvurunun hazırlanması, yapılması, takibi ve ihtiyaç durumunda bir avukatla sürecin devam ettirilmesini sağlamak mümkündür. http://www.solidaritywithothers.com  sitesinde başvuru konusunda gerekli yardım alınabilir.

Başvuru yapılmadan sonuç alınmaz!

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin karar alması bekleniyorsa öncelikle başvuru yapılması gerekiyor. 50.000’in üzerinde tutuklama kararının olduğu bir süreçte 10.000 başvuru AİHM’e gönderilmiş olsaydı şimdiye kadar lehe bir karar çıkması mümkündü. AİHM tarafından tutuklama konusunda ki bazı başvurularla ilgili acil inceleme kararı alındığı da göz önünde bulundurarak, bir şey beklemeden önce biz kendi üzerimize düşeni yapıp tüm hak ihlallerini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyalım

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin