HABER ANALİZ | HASAN CÜCÜK
Günümüz futbolunda gol denince akıllara Messi, Cristiano Ronaldo, Robert Lewandowski, Luis Suarez, Edison Cavani ve Harry Kane gibi isimler geliyor. Messi ve Cristiano Ronaldo, klasik anlamda bir forvet yani 9 numara değiller. Klasik forvet tanımına Lewandowski, Kane, Suarez giriyor daha çok. Gelin şimdi geçmişe bir yolculuk yapıp 9 numaranın unutulmaz isimlerine mercek tutalım.
Alan Shearer – İngiltere: Ada futbolunun yeşil sahalara sürdüğü en önemli forvetlerden biri olarak öne çıktı. Premier Lig’in devleri yerine Blackburn ve Newcastle’da kariyerini sürdürdü. Kariyerinde tek şampiyonluğunu Blackburn’le yaşayan Alan Shearer, kafa golleriyle hafızalara kazındı. Premier Lig tarihinin en çok gol atan ismi oldu, 441 maçta 260 gole imza attı. Milli forma ile çıktığı 63 maçta ise 30 golü bulunuyor.
Ronaldo Luis Nazario de Lima – Brezilya: Yeşil sahaların ilk Ronaldo’su hızı ve tekniğiyle gol yollarında etkili oldu. 1990’lı yıllarda bir fenomene dönüşürken PSV, Barcelona, Inter ve Real Madrid formalarıyla unutulmaz gollere imza attı. Sakatlıklardan dolayı kariyerinin son yılları sıkıntılı geçti. Oynadığı kulüplerde toplam 452 maça çıkan Ronaldo, 262 gol kaydetti. Kariyerinde kaldırmadığı kupa yok. Brezilya’yı 2002’de Dünya Kupası’na taşıyan isimlerin başında geldi.
Gabriel Batistuta – Arjantin: Avrupa futboluna damga vuran nam-ı diğer Batigol, yıllarca Fiorentina formasıyla gollerini sıraladı. 9 sezon Mor-Menekşeler için ter döktü. Takımı ligden düştüğünde gemiyi terk etmeyip yeniden Serie A’ya taşıdı. Ceza sahası için öldürücü vuruşları vardı. Kariyerinin son yıllarında Roma ve Inter formalarını da giydi. 448 maça çıkıp 245 gol kaydetti. Serie A’da bir kez gol krallığı sevinci yaşadı.
George Weah – Liberya: Şimdilerde ülkesinin devlet başkanlığı koltuğunda oturan Weah, 1990’lı yıllara damga vuran bir golcüydü. Tıpkı Ronaldo gibi sıra dışı bir 9 numara oldu. Hızı ve tekniğiyle farkını ortaya koydu. 1995 yılında Ballon d’Or’u kazanan Weah, bu ödülü kazanan ilk ve tek Afrikalı olmaya devam ediyor. Milan, Paris Saint-Germain, Monaco formalarıyla derin izler bırakıp Afrikalı oyuncuların önünü açtı.
Marco van Basten – Hollanda: 1990’lı yıllarda esen Milan fırtınasında üç Hollandalının büyük emeği vardır: Gullit, Rijkaard ve tabi ki Van Basten. Bu üçlü sadece Milan’ı değil Hollanda’yı da Avrupa’nın zirvesine taşıdı. Van Basten’in 1988 Avrupa Şampiyonası finalinde Sovyetlere attığı gol hafızalarda unutulmaz bir yer edindi. Dizindeki sakatlığından dolayı yeşil sahalardan erken kopan Van Basten çıktığı 373 maçta 277 gol attı.
Christian Vieri – İtalya: Futbol kariyerine dünyanın diğer ucu Avustralya’da başlayan Vieri, güçlü fiziğini, tekniğiyle birleştiren nadir futbolculardan biriydi. Juventus, Atletico Madrid, Milan, Inter, Lazio, Fiorentina gibi takımların formasını giydi. 1999’da Lazio’dan Inter’e 46 milyon Euro’ya transfer olurken, dönemin en pahalı futbolcularından biriydi. Çıktığı 475 maçta 235 gol kaydetti.
Hakan Şükür – Türkiye: Bursaspor’da yakaladığı çıkışla Galatasaray’ın transfer listesine giren Hakan Şükür, Türk futbolunun yetiştirdiği en iyi 9 numara olarak iz bıraktı. Yurt dışında Torino, Inter, Parma ve Blackburn formalarını giydi. Kariyerini 2008’de yine Galatasaray formasıyla noktaladı. Süper Lig tarihinin en çok gol atan oyuncusu olan Hakan Şükür, milli forma altında da en çok gol kaydeden isim olmaya devam ediyor. 4 kez gol krallığı tacını giydi. Kariyeri boyunca çıktığı 711 maçta 326 gole imza attı.
