15 Temmuz darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda Ömer Halisdemir’in şehit edilmesiyle ilgili davanın 12’inci celsesi bugün yapıldı. Şehit Halisdemir’in kardeşleri ile gazi İsmail Oğuz’un katıldığı Ankara 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada itirafçı skandalı yaşandı.
Duruşmada Adana’dan Segbis’le katılan Yunus Emre Bülbül adlı itirafçı dinlendi. Cemaat evinde Astsubay sınavlarına hazırlandıklarını iddia eden ve bu arada “Furkan” ismini verdiği için dinlenen Bülbül’e, Mahkeme Başkanı Mustafa Kantık, sanıklardan Furkan Arslanbay’ı tanıyıp tanımadığını sordu. Bülbül, “hayır” cevabını verince, Başkan Kantık kamera kaydını yaklaştırıp, tüm sanıkları gösterdi. Bülbül yine “hiçbirini tanımıyorum” deyince, Başkan Kantık, bu ifadeyi niye verdiğini sordu.
Bülbül, şöyle konuştu:
“Emniyette üzerime çok baskı vardı. İsim vermen gerekir dediler. İsim verdim. Bir resim getirdiler, bu dedim. Eşim doğum yapacaktı. Babaannem ölmüştü. Ne yapacağımı bilemedim. Bir an önce çıkmak için söyledim.”
Bunun üzerine Başkan Kantık, “İnsan tanımadığı birinin ismini verir mi?” diye tepki gösterdi. Bülbül’ün ifadesinden sonra duruşmaya yarım saat ara verildi.
Insan tanimadigi birinin ismini verir miymiş? Hirsizin hic mi kabahati yok? Polis iskence yapar mi? Baskiyla “itirafname” adi aldinda “iftiraname” hazirlar mı? Ya binlerce insanin sucsuz yere hapiste oldugunu koskoca hukukcular bilmiyorlar mi da, hata yapmis bir zavalliya “insan tanimadigi birinin adini verir mi?” diye soruyor? Kolay tabii, herhalde Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazli Ilicak, Fevzi Yazici, Yakup Sengul, Sukru Tugrul Ozsengul’e kalem kirip muebbet veren mahkeme baskanina “bunlar mi cebir ve siddet kullanarak Anayasayı degistirmeye kalkanlar?” diye soracak degil ya! Ya da AYM kararlarini uygulamayan mahkemeye “kardesim, hukuk bu mu?” diye sormaya cesaret edebilecek bir savci ya da hakim duydunuz mu?