Zidane ve Ronaldo’suz Real çöktü

HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK

Real Madrid’i farklı kılan özellikleri var. Sadece İspanya sınırları içinde değil dünya çapında başarılara imza atmış bir kulüp. Avrupa’da Kupa 1’in tartışmasız bir numarası. Son 3 yıl Şampiyonlar Ligi’ni kimseye bırakmayıp, kırılması zor bir rekorun sahibi. Ama bu sezon farklı bir Real Madrid var. Yukarıdaki başarılarla ters bir Real Madrid izliyoruz.

Real Madrid, takımı Ocak 2016’da Zinedine Zidane emanet ettiğinde kafalardaki soru işaretlerinin silinmesi sadece bir kaç ay sürüyordu. Ligde alınan sonuçlara Avrupa’da Şampiyonlar Ligi eklenince Zidane’nin Real yıllarının çok uzun süreceği konuşulmaya başlıyordu. Real Madrid, Zidane ile farklı bir kimliğe bürünmüştü. 2008’te Pep Guardiola’nın Barcelona ile yakaladığı ivmeyi Real Madrid Zidane ile yakalıyordu. Çıktığı her finali kazanan bir Real vardı.

Real Madrid mayıs ayında Liverpool’u yenip üst üste 3. kez Şampiyonlar Ligi kupasını müzesine götürdükten günler sonra Zidane şokuyla sarsılıyordu. 2,5 yıla büyük başarılar sığdıran Zidane, görevinden istifa ettiğini açıklıyordu. Herkes için büyük sürpriz olan bu açıklamadan sonra kafalarda iki soru vardı. Biri takımı kim çalıştıracak. Diğeri gelen, gideni unutturacakmıydı.

Cristiano Ronaldo, 5 yıllık Manchester United defterini kapatıp 94 milyon Euro karşılığında Real Madrid yolunu tutarken takvim yaprakları 2009’u gösteriyordu. Dünyanın belki en yetenekli oyuncusu değildi ama dünyanın en çalışkan isimlerinden biriydi Portekizli yıldız. Nitekim Ronaldo, United günlerinin başarısını Real’a taşıyor hatta daha ileriye götürüyordu. Gol atmak Ronaldo için sıradan bir durumdu. Messi ile verdiği amansız yarışında etkisiyle attıkça coşuyor, coştukça Real Madrid kazanıyordu.

Özellikle Şampiyonlar Ligi’nde Ronaldo bir başke oynuyordu. Liverpool’u yenip kupayı kazandıkları akşam teri kurumadan Ronaldo, Real Madrid’den ayrılık sinyallerini veriyordu. Başkan Perez, Ronaldo’nun kalacağını garanti etmesine karşılık, ayrılık söylentisi kısa sürede gerçeğe dönüşüyordu. Ronaldo 9 yıllık Real defterini kapatıp, 117 milyon Euro bedelle 33 yaşında Juventus yolunu tutuyordu.

Real Madrid, Zidane’nin yerine İspanya milli takımını Rusya’ya taşıyan Julen Lopetegui’yi getiriyordu. Ronaldo’nun boşluğunu doldurmak için yaotığı hamleler ise sonuçsuz kalıyordu. Neymar, Harry Kane, Eden Hazard, Portekizli yıldızın yerine düşünülen isimler oluyordu. Çaldığı kapıdan olumsuz cevap alan Real Madrid, kadrosunu Vinicius Junior, Thibaut Courtois, Alvaro Odriozola ve Mariano Díaz ile güçlendiriyordu. Courtois ile kaleyi sağlama alan Real Madrid, Diaz ile golleri bulmayı amaçlıyordu.

AFP PHOTO / PIERRE-PHILIPPE MARCOU

Sezonun ilk 3 haftasında alınan 3 galibiyet Real Madrid’in Zidane ve Ronaldo’yu aramayacağını gösteriyordu. İlk 3 haftada rakip filelere bırakılan 10 gol, Ronaldosuz da gol atarız mesajını veriyordu. 4. hafta gelen Bilabo beraberliği, Espanyol galibiyetiyle unutturuluyordu. Düşüş ise Sevilla deplasmanında alınan 3-0’lık yenilgi ile başlıyordu. Kötü sonuçların yanında gol atmayı unutan bir Real Madrid vardı. Sevilla maçıyla başlayan gol orucu Atletico Madrid ve Alaves maçlarıyla devam ediyordu. Gol atamama krizi Şampiyonlar Ligi’ne de sirayet ediyordu. CSKA Moskova maçında gol atamayınca sahadan 1-0 yenik ayrılıyordu.

4 maçlık krize son verilmesi için Levante maçı bir fırsat oluyordu. Kendi seyircisi önünde daha maçın 13. dakikasında skor 2-0 rakip takım lehine oluyordu. Dakikalar ilerledikçe Real Madrid gol bulamıyordu. Maçın 72. dakikasında Marcelo’nun attığı gol 481 dakikalık gol orucuna son veriyordu. Cristiano Ronaldo’suz çıkılan 12 maçta Real Madrid 5 galibiyet, 2 beraberlik ve 5 yenilgi alıyordu. Dahası tam 481 dakika gol atamıyordu. Bu Real Madrid tarihinde bir ilkti. 2008-09 sezonundan sonra yine ilk kez 5 maç üst üste kazanamıyordu. Son 5 maçta 4 yenilgi ve 1 beraberlik alan Real Madrid sadece 1 gol atıp, kalesinde 7 gol görüyordu.

Lopetegui her ne kadar ‘Kovulmak, şuan düşündüğüm en son şey’ dese de çanlar İspanyol hoca için güçlü şekilde çalıyor. Ronaldo’nun ayrıldığı Modric’in Dünya Kupası’ndan yorgun döndüğü, Ramos’un yaşlandığı, Toni Kroos’un formsuz olduğu, Benzema’nın gol yollarında etkisiz kalması, Gareth Bale’in müzmin sakatlığına devam etmesi ve Lopetegui’nin Zidane’nin koltuğunu dolduramaması Real Madrid’i krizin içine çekti.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin