Zafer asla vazgeçmeyenlerindir!

HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK

Şampiyonlar Ligi yarı finali yeni yıllarca unutulmayacak bir eşleşmeye sahne oldu. İki devreli bir maç oldu. İlk devre Nou Camp’ta Barcelona resitali, ikinci devre Anfield’de Liverpool fırtınası esti. Madrid’deki finale adını ‘asla vazgeçme’ diyen Liverpool yazdırdı. Bu sezon bir maçta en fazla 2 gol yiyen Barcelona’yı 4-0 yenen Liverpool, finale ‘İstanbul ruhuyla’ adını yazdırdı.

2013’te Borussia Dortmund’u geçen yıl Liverpool’u Şampiyonlar Ligi’nde finale taşıyan Alman teknik adam Jürgen Klopp, aynı başarıyı bu yıl da tekrarladı. Klopp gördüğü iki finalden de boynu bükük ayrıldı. 2013’te Bayern Münih, geçen yıl ise Real Madrid, Alman hocanın kupayı kaldırmasına engel oldu. Bu yıl Klopp’un işi daha zordu. Zira yarı finalin ilk maçında Barcelona deplasmanında alınan 3-0’lık bir hezimet vardı. Rakip herhangi bir takım değil, Barcelona idi. Premier Lig’de Manchester City ile amansız bir şampiyonluk yarışı veren Liverpool için lig kadar Şampiyonlar Ligi de önemliydi. Premier Lig’de şampiyon olması için City’nin puan kaybetmesini bekleyecekti. Şampiyonlar Ligi’nde ise kendisinin maçlarını kazanması yeterliydi. İyi de 3-0’lık bir maçı çevirmek kolay değildi. Bu zorluğun anahtarı yine kendisindeydi. Tarihe ‘İstanbul ruhu’ olarak geçen 2005 Şampiyonlar Ligi finali Liverpool’un motivasyonu olacaktı.

Tarih 25 Mayıs 2005. Yer Atatürk Olimpiyat Stadı. Şampiyonlar Ligi kupasını için Liverpol – Milan buluşması için nefesler tutulmuş maçın ilk düdüğü bekleniyor. İlk devre Milan fırtınası esiyordu. İtalyan ekibi Maldini ve Crespo’nun iki golüyle ilk devreyi 3-0 önde kapatıyordu. Kupanın sahibi daha ilk devre belliydi. Ancak ikinci yarı sahada bir başka Liverpool vardı. Liverpool, Steven Gerrard, Smicer ve Xabi Alonso’nun 54-60 arasında 6 dakika içinde bulduğu üç golle skoru 3-3’e taşıdı. Maçın geri kalan ve uzatma devrelerinde eşitlik bozulmayınca kupaya İngiliz ekibi penaltı atışlarıyla ulaştı. Muhteşem bir geri dönüşe imza atan Liverpool, Şampiyonlar Ligi tarihine geçen unutulmaz bir finalin başrol oyuncusu oldu.

Yine bir mayıs ayı. Liverpool’un bir kez daha ‘İstanbul ruhuna’ ihtiyacı vardı. Yarı finalin ilk ayağında alınan 3-0’lık bir yenilgiyi çevirmek zor olacaktı. Üstelik takımın lokomotifi Muhammed Salah ve Roberto Firmino sakattı. Bu isimlere Naby Keita ve Adam Lallana da eklenmişti. Liverpool’un en önemli silahı olan forvet üçlüsü Salah – Firmino – Mane halkasının ikisi yoktu. Geçen yıl Şampiyonlar Ligi’nde bu 3 oyuncu 31 gole imza atmıştı. Bu sezon ise Liverpool’un Devler Ligi’nde attığı 18 golün 8’inde bu iki oyuncunun imzası vardı. Geçen yılın gol kralı Salah bu sezonda attığı 22 golle krallık yarışında ilk sırada yer alıyordu. Liverpool’un iki önemli silahından yoksun olması finale giden yolda Barcelona’yı avantajlı kılıyordu.

Maçtan bir gün önce Jürgen Klopp, ‘Futbolun olduğu yerde umut da vardır. Yarın dünyanın en iyi forvetlerinden ikisini oynatamayacağız ve bizim 4 gol atmamız gerekiyor. Planımız şu; Sadece deneyeceğiz. Eğer başarılı olursak harika olacak. Başarısız olursak ise en harika yoldan başarısız olacağız.’ açıklaması yapıyordu. İlk maçın skoruna rağmen maçı 4-0 alacağına inanmış bir teknik adam vardı. Nitekim maçtan hemen önce oyuncularına, ‘Bu normalde imkansız bir şey, ama sizden ötürü hiç de imkansız değil.’ deyip motive ediyordu. İnanan sadece Klopp ve oyuncuları değildi. Anfield tribünlerini dolduran 54 bin taraftar her maçtan önce olduğu gibi hep birlikte ‘Asla yalnız yürümeyeceksin’  (You’ll never walk alone) şarkısını söyleyip, İstanbul ruhuna atıfta bulunup, takımı ateşliyordu.

Hani bazı maçların gidişatı daha ilk dakikada belli olur ya işte Liverpool, Cüneyt Çakır’ın düdüğüyle bunun sinyalini verdi. İlk devre aradığı golün sadece birini buldu ama ikinci devre Barcelona’yı sahadan silip 3 gol daha attı. Sonuç Liverpool’u finale taşıyordu. İmkansız bir skor gerçeğe dönüştü.

Liverpool cephesinde bayram, Barcelona’da hüzün vardı. Katalan ekibi için bu yıl Şampiyonlar Ligi’nin ayrı bir önemi vardı. Finale Atletico Madrid’in stadı Metropolitano ev sahipliği yapacaktı. Barcelona, ezeli rakibinin şehrinde kupayı kaldırmak istiyordu. Ama olmadı. Tıpkı geçen yıl çeyrek finalde Roma karşısında yaşadığı şoku bu kez Liverpool’la yaşadı. Geçen yıl İlk maçı 4-1 kazanan Barcelona, milli futbolcu Cengiz Ünder’in de formasını giydiği Roma’ya rövanşta 3-0 yenilerek turnuvaya çeyrek finalde veda etmişti.

Barcelona son iki yılda 2016-17 sezonunda PSG karşısında yazdığı muhteşem geri dönüşü tersinden yazdı. Barcelona, 2016-17 sezonunda Şampiyonlar Ligi son 16 turunda 4-0 yenildiği ilk maçın ardından Paris Saint-Germain’i Camp Nou’da ağırladı. İspanya temsilcisi, 88. dakikasına 3-1 önde girdiği ve turu geçmek için uzatma anları dahil 7 dakikada 3 gole ihtiyacı olduğu maçta, arka arkaya 3 kez fileleri havalandırarak rakibini 6-1 yendi ve unutulmaz bir geri dönüşe imza attı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin