Türkiye’yi kilitleyen soru: Hangi tarihten itibaren ‘terör örgütü’?

KONUK YAZAR: ÖMER KÜÇÜK

Türkiye bir sorunun cevabına kilitlenmiş durumda. Bu soru, darbenin karanlık saatleri, MİT Müsteşarı Fidan’ın komisyondan kaçırılması, Genelkurmay Başkanı Akar’ın kendisine sorulan sorulara vereceği cevaplar, kamuoyu ile paylaşılan saatlerdeki çelişkiler vb. hususlarla ilgili değil.

15 Temmuz ‘darbe girişimini araştırma komisyonu‘nun üyeleri, hatta komisyonda gelip ifade verenlerin bu sorunun cevabını bulmaya çalıştıklarını görebiliriz. Komisyon başkanı Reşat Petek raporunu yazmakta hiç zorlanmıyordur; çünkü verilmiş bir hükmün gerekçesini yazmak gibi basit bir görevi var sadece. Ama bu sorunun cevabını bulamadığı için rapora son şeklini veremiyor muhtemelen.

***

Aslında soru çok basit ama şimdiye kadar yüksek sesle ve cesaretle cevabını verebilecek kimse çıkmadı.

‘Cemaat’ hangi tarihten itibaren ‘terör örgütü’ olarak kabul edilecek?

Herkesin kendisine göre bu soruya vereceği bir cevap var. Bazıları bunu 1960’lara kadar götürüyor. Azıcık hukuktan anlayan biraz da vicdanı olanlar ‘hiçbir zaman’ diyorlar. Sizin benim gibi sıradan insanların ne düşündüğünün en azından şimdilik pek bir önemi yok. Siyasilerden bürokratlara, askerlerden yargı mensuplarına, işadamlarından MİT yöneticilerine geniş bir elitin problemi şu anda bu.

Bu sorunun iki muhtemel cevabı var bana göre ama kaderi bu sorunun cevabına göre şekillenecek elitler benim gibi düşünmüyorlar. Bu tahmini sona bırakıp kim hangi tarihi baz alıyor önce ona bakalım.

***

zarrab-erdogan2

Erdoğan’a göre milat

Erdoğan’dan başlayalım. İktidarına karşı açılan yolsuzluk soruşturmalarından sonra Cemaat’e savaş ilan eden Erdoğan büyük ihtimalle 17 Aralık 2013’ü milat kabul ediyor diye düşünüyorsanız yanılıyor olabilirsiniz. 25 Aralık’ta iş kendi hanedanına dokununca ancak Erdoğan net tavrını koyabildi ortaya.

Ayrıca ‘dershanelerin kapatılası’ konusu yolsuzluk operasyonlarından aylar önceydi mesela. Diğer yandan 2004 MGK kararları da ortada. Son günlerde bir gazeteye röportaj veren Saray’ın başdanışmanlarından birisinin de itirafıyla öğrendik ki 2007 yılında, Erdoğan – Büyükanıt arasındaki meşhur Dolmabahçe görüşmesinde ‘cemaatin bitirilmesi’ kararlaştırılmış.

Bütün pozisyonları etkileyeceği için Erdoğan’ın kararı çok önemli ama o da ortaya net bir tarih koyabilmiş değil henüz. Ama şurası net: 17 Aralık’tan önceki herhangi bir tarih kendisini terör örgütüne yardım yataklık suçlaması ile karşı karşıya getirebilir.

***

Gül-Koru ikilisine göre milat

Abdullah Gül’ün durumu ise Fehmi Koru ile birlikte ele alınmalı. Gül-Koru ikilisinin beklentisi daha dar bir tarih aralığında sıkışıyor. Onlar 17 değil 25 Aralık baz alınsın beklentisindeler. Şayet 18 Aralık’ta Gül’ün talimatıyla Gülen’le görüşmek için Amerika’ya giden Koru, usta bir manevra ile Erdoğan’ı da oyuna dahil etmemiş olsaydı 17 Aralık milat kabul edildiği takdirde terör örgütü üyeliği suçlamasına maruz kalacaktı, hem de Gül ile birlikte.

***

reza-zarrab5

Zarrabgiller’e göre milat  

Yolsuzluk iddialarının muhatabı olan bakanları ele alalım. Bunlar elbette 17 Aralık’ın milat kabul edilmesini ümit ediyorlar. Ama Gül, Bülent Arınç, Davutoğlu ile birlikte AKP’li 60 milletvekilinin kaderini de etkileyecek bu ümit biraz sönük kalıyor. Tek umutları ABD’deki Reza Zarrab davasının Erdoğan’ın kendisine kadar uzanması.

***

melih gökçek

Gökçekgiller’e göre milat

Belki çok önemli değil ama bir de Melih Gökçek gibi isimler var. Bunlar da 17 Aralık’ı milat kabul edenler. Zira parsel parsel dağıttıklarının hesabını vermekte zorlanacaklarını düşünüyorlar.

***

ergenekon

Ergenekon – Balyoz ekibine göre milat

Sırada 2014 öncesi Ergenekon, Balyoz, Şike gibi davaları kumpas ilan ettirip yargıya hesap vermekten kaçmaya çalışan eski sanık yeni müştekiler var. Bunlar da kendilerine soruşturma açılan tarihin milat kabul edilmesini istiyorlar. Mesela, Aziz Yıldırım 2011’i, Doğu Perinçek 2007’yi, Çetin Doğan 2010’u milat kabul ediyor.

Buradaki açmaz, o tarihte iktidarda olan siyasilerin teröre destek şeklindeki hukuki sorumluluklarının gündeme gelme olasılığı. Bu yüzden de Ergenekon kararı Haziran’a ertelendi. Diğer pek çok davada da benzer ertelemeler yaşanıyor veya yaşanacak.

***

CHP’ye göre milat

CHP’nin beklentisi biraz karışık. Özellikle parti içindeki ulusalcılar 2007 veya daha öncesi bir tarihten başlatıp 17 Aralık’ta durdurmak, 15 Temmuz’dan sonra ise tekrar başlatmak istiyorlar miladı.

Şayet milat 17 Aralık kabul edilirse, yolsuzluk soruşturmalarına verdikleri destekten ötürü Kılıçdaroğlu dâhil tüm CHP terör suçlamasıyla karşılaşacak.

***

mhp-erdoğan bahçeli

MHP’ye göre milat

MHP’nin miladında taban-tavan arasında farklılık görünüyor. Bahçeli ve ekibi 17-25 Aralık’ı çok sert bir üslupla seçim malzemesi yapmış olmanın pişmanlığıyla miladın 15 Temmuz olmasını ümitsizce arzuluyorlar.

Bahçeli, Başkanlık konusunda Saray’a verdiği desteğin kendisini terör örgütüne destek suçlamasından kurtaracağı tezine sarılmaktan başka çare bulamıyor.

Tabanın gündeminde ise Cemaat’in terör örgütü olduğuna dair bir beklenti veya istek mevcut değil.

***

HDP’ye göre milat

HDP’nin başta genel başkanları ve çok sayıda milletvekili hapiste olduğundan, başka konularla meşgul. Bizzat kendisinin terör örgütü değil siyasi bir parti olduğunu ispat etmeye çabaladığından Cemaat konusu gündeminde değil.

***

bürokrasi

Bürokrasiye göre milat

Bürokrasi de ise kafalar ziyadesiyle karışık. 1996’da devletteki görevinden ayrılan ve kendi dönemindeki haşmetli yönetimiyle Cemaat’e göz açtırmadığını gururla anlatan Mehmet Ağar ısrarla 2000’li yıllara vurgu yaparken; 28 Şubat davasında hakkındaki iddialara cevap veremeyen Çevik Bir, 1991’den beri Cemaat’i terör örgütü olarak gördüğünü söylüyor. Necdet Özel kendi döneminde iktidarı uyardığını ama dikkate alınmadığını ifade ederken tarih vermekten özellikle kaçınıyor. 1996’da F tipi raporunu yazan İbrahim Selvi’nin F..Ö’den tutuklanması gibi onlarca örnek askeri ve siyasi bürokrasiyi fazlasıyla endişelendiriyor.

15 Temmuz’la ilgili davalar görülmeye ve sanık ifadeleri ortaya çıkmaya başlayınca milat ile ilgili ilginç söylemlerin de dile getirildiği görülüyor. Bu sefer yıl ay gün değil ‘saat’lerin baz alınması arzusu ön plana çıkıyor. 15:30 mu, 21:30 mu? Şayet 15:30 baz alınırsa Hulusi Akar, Hakan Fidan, Zekai Aksakallı gibi isimler; 21:30 baz alınırsa Mehmet Dişli gibi sanıklar terör suçlamasıyla ciddi şekilde sarsılacak gibi…

***

Bize göre milat

Gelelim bizim tahminimize: Aslında bu sorunun cevabı referandumdan çıkacak sonuca bağlı.

Hayır çıkması durumunda oluşacak meşruiyet tartışmaları demokratik zemini güçlendirirse net bir tarih belirlenmesi ihtiyacını ortadan kaldıracak ve ülkenin hukuk güvenliğinin sağlandığı bir ortama evrilmesini netice verecektir.

Evet çıkması durumunda Erdoğan, 17 Aralık’ı milat kabul edip, hem parti içi muhalefeti terörize edip, hem de Ergenekon tehdidini bertaraf ederek Saray’ında rahat ve mutlu bir hayat sürmeyi umut etmektedir.

Bakalım Mevla görelim neyler…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin