Referandum notları

[Barbaros J. Kartal, yazdı]

Bu hafta sonucunu en çok merak ettiğim şey Beşiktaş-Lyon maçı idi, bu değişmedi. Referandumda evet de çıksa hayır da çıksa ülkenin uğrayacağı akıbetin aynı olduğuna olan inancımdan belki de. İleride, sonucun bu şekilde “evet” çıkmasının daha hayırlı olduğuna sevineceğimizden bir şüphem yok. Ülkeden tek beklentim içerideki masumların bir an önce özgürlüğüne kavuşması ve bu kabus dönemin artık sona ermesi.

Dün geceye dönersek göze çarpan notlarımı paylaşayım.

Ahlaksız yorumcular: Sonucu analiz ederken -yapılan hileyi kastetmiyorum- on binlerce insanın hapse atıldığına, devletin bütün imkanlarını kullanılmış olmasına, hayır diyenlere yapılan tehditlere, etkili bir muhalefet partisi liderinin seçime hapiste girdiğine, muhalefet yapacak hemen hemen bütün gazete, televizyon ve internet sitesinin kapatılmış olmasına hiç değinmeden analiz kastıran insanların zerre miktar dürüst olmadıklarını bir kez daha görmüş olduk. (Bu tablonun ortasında Fox TV’de yayın yapan Fatih Portakal ve İsmail Küçükkaya bir alkışı hak ediyor.)

fatih portakal küçükkaya

Kılıçdaroğlu’na veda vakti: Yer yerinden oynarken, herkes YSK’nın sonucu belirleyen müdahalesine kani olmuşken ve mühürsüz oy pusulasının ne demek olduğunu bildiği bir ortamda Kılıçdaroğlu’nun sönük ve hayır cephesindeki enerjinin çok altında yaptığı liderlik göstermiştir ki sayıca daha kalabalık olan ve bu seçimle yeni bir motivasyon kazanmış muhalif kesime liderlik yapacak bir kalibrede değil. Dürüstlüğü, beyefendiliği ve kimseye hakaret etmeyen üslubunun yeterli olmadığı, kitleleri harekete geçiremeyeceği belli olduktan sonra CHP’de bir lider değişikliği olmazsa olmaz hale gelmiştir. Bakalım dün geceki enerji bu değişikliğe yetecek mi? Bütün meydanlarda Kılıçdaroğlu’nu taşlatanların şimdi onun görevde kalması için mücadele edeceğinden şüpheniz olmasın.

Bahçeli’ye hiç girmiyorum: Medeni bir ülkede istifasını açıklaması gerekirdi. Mecliste vekillerine baskı ve şantajla evet oyu dedirtmek kolay ama tabanı ikna edemediği görülmüştür. En motive muhalif liderlerin MHP’de olduğunu görüyoruz. Genel seçimler MHP’nin kurultayından önce olabilir. AKP, seçimlere Bahçeli ile gitmeyi isteyecektir.

doğu spotSelo Başkan satışa mı geldi?: Referandumun en belirleyici hadisesi şüphesiz Doğu ve Güneydoğu’daki son seçimde AKP’nin aldığı oyun üzerinde evet çıkması. Hakkari’de bile 40 bin artış var ki bunun meşru yollarla olmadığını bilmeyen yok. Demirtaş ve diğer sembol isimler alındığında beklenen ciddi bir tepkiyle karşılaşmamıştık. Dünkü sonuçlar gösteriyor ki kemikleşmiş HDP tabanı dışında insanlar ‘evet’i tercih etmiş. HDP’nin en etkili isimi Demirtaş’ın içeride olmasının bunda çok büyük etkisi var. Dün Kılıçdaroğlu’nu görünce Demirtaş neden içeride bir kez daha anlamış olduk. Onun yanında Demirtaş içeride diye tepki vermesini beklenen insanların “Aman beni de içeriye alırlar” diye düşündükleri de anlaşılıyor. HDP’ye seçim çalışması yaptırılmaması, devletin tehditleri ve 1 Kasım’da olduğu gibi istenen sonuç alınmazsa şiddet ve kanın gösterilmesi şüphesiz etkili oldu. Ve hatırı sayılır HDP seçmeninin ‘makarnacı’ olarak tabir edilen AKP seçmeni gibi davrandığı da görülüyor. En usulsuz hadiselerin ve hilelerin bu bölgede gerçekleşmiş olması rastlantı değil. Zamanında PKK’nın yaptığını bu sefer devletin yaptığını görüyoruz. Seçim günü eğer rakam doğrusu ise binlerce HDP müşahidinin gözaltına alınması zaten hükümetin seçim günü Güneydoğu için bir şeyler planladığını çok net gösteriyor.

YSK ihaneti: YSK’nın mühürsüz pusulalarını kabul edeceğini açıklaması sürpriz oldu ancak günlerce sandıklarda neler yapabiliriz diye çalışan AKP’lilerin bunu çok önceden planladıkları düşünmemek ahmaklık olur. YSK başkanı bunun daha önceki seçimlerde de olduğunu söylüyor. Yandaş yorumcularda hemen buna atladılar ve geçmiş seçimlerden örnekler vererek hadiseyi normal göstermeye başladılar. Evet geçmiş seçimlerde de yaşanmış ancak 100-200 pusula için yapılan itirazlarda. Sandık başkanının hatasından kaynaklandığı iddia edilen münferit itirazlarda bu karar verilmiş. Yoksa sandıklar açılmadan önce böyle bir kararın açıklanmasının bir örneği yok. Kaldı ki 4 gün eğitim verdiğin, çoğunluğu öğretmen, avukat sandık başkanları ne kadar çapsızmış demek ki milyonlarca pusula mühürlenmemiş. Bunun olma ihtimali yok tabii ki. Kaç tane oy mühürsüz kullanıldı ve bunun oranı nedir açıklanmalı…CHP’nin en önemli meselesi bu olmalı.

Ve parti içi savaş başlar: AKP’lilerde ve Erdoğan’da bir zaferden ziyade bir şaşkınlığın olması bundan sonraki dönemde kendi aralarında bir mücadelenin olacağına işaret ediyor ‘Hayır’ çıksa o saatte yaşanacak şeylerin şimdi yavaş yavaş gerçekleşeceğine inanıyorum. Yok efendim ‘Fetö’ ile yapılan mücadelede siyasi ayağı olmadığını gören halk tepki göstermiş gibi masallarla şimdiden yolu yapılan kelle avcılığının başlayacağı ve gri alandaki AKP’lileri ve iş dünyasını zor günlerin beklediğini şimdiden söyleyelim.

Erdoğan’ın yüzünden okunan öfkesi: 2019’a kadar bekleyemeyeceği kesin olan Erdoğan’ın dün geceden sonra sinir katsayısının tavan yaptığını söyleyebiliriz. O kadar hileye rağmen alınan bu oyun yeterli görülmeyişi bunda etkili. Yoksa 50,01 de alsan dediği gibi atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Demek ki hile yapılabilecek bir marj var ve bu marjın altına düşme tehlikesi bir kabus senaryosu. Bu sebeple kendisine itibar etmeyen MHP’li seçmene yeni havuçlar çıkaracaklar.

doğu spot2

Ali Bayramoğlu’na saldırı: Benim en çok önemsediğim başka bir hadise de dün arada kaynadı gitti, Ali Bayramoğlu’na yapılan saldırı. Teselli eden şey Bayramoğlu’na bir şey olmaması. Allah korudu. Duyunca oh olmuş ama yazıya dökerken kınıyorum diyenlerden olmayı isterdim ancak hadisenin sosyolojik anlamı felaket. Bu, bütün yandaş yazarlar tarafından alınan bir mesaj olmuştur. Artık hepiniz aynı gemidesiniz. Bu suç ortaklığından ayrılmak diye bir şey yok. Eğer kem küm ederseniz en basitinden bir dayak var ki darp ile kurtulmak teselli sayılabilir. Bütün zulümleri meşrulaştırdığınız bu yolda asla gemiyi terk edemezsiniz. Mesaj budur. Bu saatten sonra hiç bir yandaş gemiyi terk edemez. Vandallaştırdıkları, lümpenleştirdikleri, maganda kesimin en ufak bir eleştiriyi bir ihanet olarak göreceği teyit edilmiştir. Yandaş yazarlar adına çok sevindim. Çünkü ne şiddete uğramalarını isterim ne de son dakika gemiyi terk etmelerini. Hep beraber batacaksınız yok öyle entel üfürmelerle kaçış planı.

Velhasıl ben bu evet’e sevinmesem de kaderin hayrı bunda yazdığını düşünüyorum. Hayır çıktığında yaşanacakları düşününce bunu son paratoner olarak görüyorum. Elbette o kadar zulüm ve haksızlık karşısında susanların olduğu bir ülkede bu hallerinden vazgeçmedikleri sürece ki vazgeçmeyecekleri görülüyor işlerin iyiye gideceğini düşünmek çok safdillik olur.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin