Öcalan’ı paketleyen Türkiye’den, başına çuval geçirilen MİT’e…

HABER-ANALİZ | ERMAN YALAZ

PKK, 4 Ağustos’ta Kuzey Irak’ta kaçırdığı üst düzey iki MİT görevlisi ile ilgili önce fotoğraf ve bilgileri, dün ise operasyon (!) görüntülerini yayınladı. Tek kelime ile Cumhuriyet tarihinin ve bir istihbarat teşkilatının en büyük skandalı. Abdullah Öcalan’ı paketleyen Türkiye’den, MİT’te PKK masasına bakan iki önemli ismi PKK’ya paketleten Türkiye’ye.

İki MİT görevlisinin can güvenliği elbette esas. İlk zamanların sessizliği belki makuldü. Ancak KCK kaynaklarının ortaya attığı iddialar karşısında iktidar medyası ve güdümlü medyanın olaya tek satır yer vermemesi, hamlenin ve korkuların da büyüklüğünü gösteriyor. Belli ki ortada bir yasak var. Alo Fatih’ler devreye girmiş. Herkes el frenini çekmiş. PKK, kendisiyle mücadelede Türkiye Cumhuriyeti’ne 30 yılın en büyük karşı hamlesini yapmış. AKP hükümeti, MİT Müsteşarlığı, Hakan Fidan, Tayyip Erdoğan ve avanelerinden neredeyse tek kelime, tek satır açıklama yok.

PKK’nın 5 aydır elinde tuttuğu isimler Erhan Pekçetin ve Aydın Günel. KCK, açıklamalarına göre Fidan’la birlikte Erdoğan’ın talimatıyla çalışan bir ekip. Erhan Pekçetin, MİT’in Yurtiçi Etnik Bölücü Faaliyetler Başkanı. PKK masasının ta kendisi yani. Aydın Günel ise MİT insan kaynakları yöneticisi.

‘CEMİL BAYIK VE PKK’YI AVLAMAYA GELDİLER!’

Dün ANF tarafından yayınlanan görüntülere göre, yüzü maskeli elinde susturucu silahlar bulunan 4 kişi, kamera çekimi eşliğinde iki MİT’çiyi ve konuştukları bir ismi derdest ediyor. PKK, kanallarında duyurulan bilgilere göre iki MİT’çi Ağustos’ta Cemil Bayık’ın da aralarında yer aldığı PKK yöneticilerine  suikast yapmak için bölgeye gitmişler. Ellerinde diplomatik pasaportlarla bölgede bir kedi-fare oyunu ile yakalanıyorlar. PKK’ya yönelik hamle yapacaklarken, kendileri yakalanıyor.  (Daha önce Cizre’de 2 MİT yöneticisinin daha yakalanmıştı)

EL KAİDE, CIA YÖNETİCİLERİNİ KAÇIRSA NE OLURDU?

PKK’nin kaçırdığı askerler, kaymakamlar, öğretmenler düşünüldüğünde bu kaçırmalar ve arka plandaki pazarlıklara bakıldığında olayı önemsememek büyük hata. Fotoğrafı netleştirmek için hatırlatalım, geçen sene IŞİD’in Fırat Kalkanı operasyonun bahane ederek kaçırdığı ve vahşice yakarak şehit ettiği 2 Türk subayına dair Erdoğan ve ekibi, AKP, TSK, MİT kılını kıpırdatmadı. PKK’nın kaçırdığı MİTçiler konusunda da aynı sessizliği tercih etmeleri, acziyetin katmerlisi. Şöyle düşünün El Kaide, CIA’in en önemli masasının iki şefini, Kaide masası birim sorumlularını kaçırıyor ve aylardır ellerinde. Amerika’da yer yerinden oynar bu haber üzerine.

PARİS SUİKASTININ FAİLLERİNİ BİLİYOR

ANF merkezli haberlerdeki bilgiye göre PKK iki MİT’çiye karşı operasyonun adını, ‘ŞEHİT SAKİNE CANSIZ DEVRİMCİ OPERASYONU’ koymuş. 9 Ocak 2013’te Paris’te bir suikastta öldürülen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’in ölümleriyle ilgili ortaya çıkan yepyeni bilgi ve iddialar var. KCK açıklamalarındaki iddiaya göre, İmralı görüşmelerine devlet heyeti adına Abdullah Öcalan ile Tayyip Erdoğan’ı görevlendirdiği MİT arasındaki görüşmelere katılan Sabahattin Asal cinayetin planlayıcısı.  KCK açıklamasında, “İmralı görüşmelerine devlet heyeti adına Muhammed Dervişoğlu’yla birlikte katılan Sabahattin Asal’ın bir MİT yöneticisi olarak 9 Ocak 2013’te gerçekleşen Paris Katliamı’nın planlayıcısı olması, AKP iktidarının ve MİT’in komplocu karakterinin kanıtı olmaktadır. Şu bir daha görülmüştür ki, Türk devleti ve onun kirli işlerini yapan MİT için Kürtleri yok etmede her yol mubahtır. Yine bu operasyonda ele geçen bilgiler ve belgeler ortaya koymaktadır ki, Suriye’deki yıkımın gerçekleşmesinde en büyük payı Tayyip Erdoğan yönetimindeki AKP iktidarı oynamıştır” deniyor. Yani, cinayetin talimatını Erdoğan verdi, barış masasında gözüken Asal, suikasti organize etti.

FRANSIZ HAKİMİN TESPİTİNE GELİNDİ

Bu noktada parantezi genişletmek gerekiyor. Paris’teki sorgu hâkimi Jeanne Duye’nin konuyu soruştururken en son noktada söylediği sözler, Avrupa’nın en büyük başkentlerinden birinde gerçekleşen siyasi suikastın yönünü ta o günlerde göstermişti. Gazeteci Yazar Ali Yurttagül’ün ince işçilikle ortaya çıkarttığı yargıç Duye’nin ifadesi aynen şöyleydi: “Her hâlükârda soruşturma, suikastın ne adi suç ne aşk ilişkisi ne de bir iç hesaplaşma saikiyle işlenmediğini gösterdi. Aksine Güney’in, MİT başta olmak üzere Türk istihbarat birimleriyle ilişkileri, suikastın bu ilişki ağı çerçevesinde işlenmiş olabileceğini gösteriyor. Fakat MİT ajanlarının bu suikasta üstlerinin emriyle mi yoksa barış sürecini zedelemek amacıyla kendi iradeleriyle mi katıldığı tespit edilemiyor.”

Sadece yargıçlar değil, Fransa devleti, hükümet ve muhalefeti ile siyasilerin çok yakından takip ettiği bir dosya idi Paris suikastı. PKK’nın tabiri caiz ise Fransa’nın da yakından takip ettiği davadaki bilgileri ve failleri adeta adım adım takip edip karşı istihbarat operasyonuna çevirmiş.

PARİS CİNAYETİ DOSYASI NEREYE UZANIR?

Sakine Cansız, silahlı mücadelede Öcalan ne ise PKK’li kadın ve örgüt için kadınlar için o idi.  MİT’çileri paketleme operasyonun isminin Sakine Cansız olarak lanse edilmesi bu açıdan da manidar. Sakine Cansız dışındaki diğer iki isim de örgüt açısından kritik önemdeydi kuşkusuz. Ancak son KCK açıklamaları Paris cinayetlerinin perde arkasına dair bir başka yeni ve kritik bilgiyi daha barındırıyor. Paris, cinayetinin Erdoğan ve Fidan’ın talimatıyla işlenmiş olması. Cansız ve iki ismin uğradığı Paris suikastına doğrudan atıf ve yeni bilgiler var. İki ismin bu suikasta dair de kritik bilgiler paylaştıkları iddia ediliyor. Fransa’daki yargılamanın konularından biri artık MİT olacak, belki de iş Erdoğan ve Fidan’lara kadar uzanacak.

SAKİNE CANSIZ, SİLAHLI MÜCADELENİN BAYAN ÖCALAN’I GİBİYDİ

Sakine Cansız, silahlı mücadelenin Bayan Öcalan’ı gibiydi. PKK’yı ve Paris’i şok eden suikastta ölmelerini, örgüt aynen şöyle yorumlamıştı, ‘Barış masasındayız, ama PKK yöneticilerini tek tek öldürüp temizleyebiliriz’. Çözemedikleri şey masada olanların aynı anda cinayet talimatı vermeleriydi belki de. Onu da iki MİT’çinin kaçırılmasından sonra yeni bilgi, belge ve itiraflarla çözdüklerini iddia ediyorlar şimdi.

PKK , MİT’İN KRİTİK BİLGİLERİNİ ELE Mİ GEÇİRDİ?

Ağustos ayından beri PKK’nın elinde tutulan MİT’çileri devlet  (!) geri almak istemiş, ama alamamış. İki üç ay önce verilen haberlerde bu ayrıntı var. PKK-MİT-Erdoğan arasında bu kaçırma-kaçırılma hadisesi yeni bir pazarlığın ve sürecin ön hazırlığı mı bilmiyoruz. Ancak açık kaynak bilgileri Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez iki üst düzey MİT yöneticisinin PKK’nın esiri  olduğunu, çokça bilginin deşifre olduğunu gösteriyor. MİT’çiler ile ilgili pazarlıklar sonuç vermemiş olmalı ki, iş medya üzerinden sürüyor. Herkesin gözü kulağı, ANF, KCK-PKK açıklamalarında. PKK’nın MİT elemanlarını alırken, ‘film gibi operasyon yaptık’ açıklamalarının arasında  bir başka ayrıntı ise MİT’çilerin başına çuval geçirilmesi.

MİT YÖNETİCİLERİ VE GİZLİ SORGU EVLERİNE KADAR BİLİYORUZ!

KCK, MİT hakkında çok önemli bilgiler elde edildiğini , çok sayıda MİT yöneticisi, çalışanı hakkında bilgi ve belgelere sahip olduklarını da açıkladı. ANF’ye verilen açıklamada, “Ağustos 2017’de başlayan bu operasyon kapsamında MİT’in kurumsal yapısı, örgütlenmesi, mensupları, merkezleri, ikametgahları, içte-dıştaki ağları, devletlere-örgütlere sızdırdığı elemanlar büyük oranda deşifre edilmiştir. Paris katliamı, Rojava’daki suikastlar gibi birçok eylem ve yasadışı gizli sorgu evleri de ayrıntılarıyla öğrenilmiştir. Ayrıca başta Bakurê Kürdistan ve Türkiye olmak üzere Avrupa, Rojava, Başurê Kürdistan alanlarındaki MİT üyeleri ile bunlara bağlı ajanları, yerel haber elemanlarının kimlikleri açığa çıkarılmıştır. Bu ajanların ve bağlı elemanların önemli bir kısmı özel operasyonlarla tutuklanmışlardır. Birçok alanda MİT’in örgütlenme ağına ölümcül darbeler vurulmuştur. Her tutuklanmada açığa çıkan yeni bilgi-belgelerle operasyon genişlemiş ve hem Türkiye içinde hem de dışında MİT çalışmaları pratik olarak felç edilmiştir” deniyor.

Çuval iki MİT’çinin başına geçirilmekle kalmamış yani, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın kriptoları ve röntgeni PKK’nın elinde.

MİT’çilere dair tek satır açıklama yapmayan, medyaya susun talimatını veren Erdoğan ise MİT’çilerin başına çuval geçirme görüntülerinin yayınlandığı saatlerde Fransa’da, KCK’nın tabiriyle suikast talimatını verdiği PKK’ların infaz edildiği yerden 5-10 kilometre ötede Füze Savunma Anlaşması imzalıyordu. Gazeteci, siyasetçileri güdümlü yargısı eliyle tutuklatan, ABD, Fransa, Almanya’ya karşı rehine pazarlığı ile siyaset sürdüren Erdoğan’a tarihte alnında hiç silinmeyecek bir kara leke olarak PKK tarafından ders verilmiş; adam öyle değil, böyle kaçırılır, diyorlar. Çıt yok Reis’ten. Reis diye diktatörün ardından giden Türkiye’den.

KCK’nın medyaya servis ettiği haber ve görüntülere göre MİT’çiler daha çok konuşulacak.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin