O biiir HSYK Başkanvekili… [Sefer Can, yazdı]

Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz, ülkenin yaşadığı badirenin sembol isimlerinden biri. Sanki bir özeti. İleride bugünleri anlatmak için çok işe yarayacak. Onun HSYK Başkanvekili olduğu zaman denildiğinde fazla söze hacet kalmadan herkes anlayacak ne demek istediğinizi. İktidar sarhoşluğundan kaynaklanan ama iç boş bir özgüvenle durmadan çam deviriyor. Her gafı bir öncekini geride bırakıp ‘yok artık’ dedirtiyor. HSYK Başkanvekili yine sahnede ve tahliyesi uygulanmayan gazetecilere dair açıklamasıyla bağımsız yargı masalına öldürücü darbeyi indirdi.

TOPLUMSAL İNFİAL Mİ SARAY FIRÇASI MI?

15 Temmuz darbe girişiminden sonra tutuklanan gazetecilerin yargılanma süreçlerindeki skandallar bitmiyor. Haberler ve sosyal medya paylaşımlarından terör örgütü çıkaran iddianame üzerinden yapılan yargılamada sekiz ay sonra verilen tahliyeler uygulanmadı. HSYK Başkanvekili Yılmaz’ın, 21 gazetecinin uygulanmayan tahliyesi ve mahkeme heyetinin savcıyla birlikte açığa alınmasını toplumsal infiale bağlaması skandala tüy dikti. İddianameyi kabul eden ve günlerce duruşma yapıp ifadeleri dinleyen mahkeme heyeti 29 sanıktan 21’i için tahliye vermişti. AKP ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan adına konuştuğu iddiasındaki isimlerin sosyal medyadaki kampanyası üzerine, tahliyeler durdu. Savcının zaten salıverme talep ettikleri hakkında itiraz mümkün olmadığından, onlar için yeni bir soruşturma uydurularak tutuklandılar. Yılmaz soru üzerine açığa alma işleminin süren yargılamaları olumsuz etkileyeceğini de ekledi

gazeteciler hsyk

Tane tane bir daha tekrar edelim:

  • Toplumsal infialden dolayı kararlar uygulanmadı. (Yani AK Troller ayaklandı, fırçayı yedik.)
  • Mahkeme heyetinin kararı başka saiklerle alıp almadığı soruşturma sonunda ortaya çıkacak. (O halde gazeteciler neden içerde?)
  • AK Trollerin iddia ettiği gibi yeniden tutuklama için HSYK mahkemelere talimat vermiş. (İtiraz üzerine tutuklama vahim, bir anda zembille suç indirip içeri tıkma facia)
  • Açığa alma kararı, devam eden davalardaki yargıçlara da gözdağı (Yılmaz bunu gizleme ihtiyacı bile duymuyor)

‘GEÇ KALDIK ÖZÜR DİLERİZ’

Yılmaz daha önce de çok tartışılan, skandal nitelemesini hak eden açıklamalara imza atmıştı. Samanyolu Yayın Grubu Başkanı, gazeteci Hidayet Karaca’nın da aralarında bulunduğu bazı sanıkları tahliye eden yargıçlar Mustafa Başer ve Metin Özçelik de ihraç edilmiş ve tutuklanmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘geç kalındığı’ yönündeki sert tavrı üzerine Yılmaz araya hafta sonunun girdiğini belirtip özür dilemişti.

Yılmaz, polis ve İstihbarat birimlerinin ByLock uygulamasını indirmenin tek başına delil olamayacağı yönündeki raporlar üzerine tereddüde düşen yargı camiasını “ByLock en güçlü delilimiz” sözleriyle baskı altına almıştı. Oysa iletişimin takip ve tespiti önceden mahkemeden alınmış kararla mümkün. Aksi halde kanuna aykırı delil niteliğinde sayılıyor ve bir hükme dayanak yapılamıyor. Ayrıca saygın hukukçular, bir iletişim uygulamasını indirmenin suç olamayacağını, suç niteliği taşıyan haberleşmenin ispat edilmesi gerektiğini dile getiriyor.

YARGIÇLARA İTİRAF TUZAĞI

HSYK Başkanvekili Yılmaz, yargıçlardan itirafçı bulabilmek için onlara tuzak kurduğunu da itiraf etmişti. 28 Aralık 2016 tarihli yazısında Habertürk Gazetesi yazarı Sevilay Yılman olayı şöyle anlattı:

“Meğer bu örgütün yargılama safhasında kullanılacak delil için bir oyun kurmuş Mehmet Yılmaz, “Bu açıklamayı tamamen itirafçılığı teşvik amacıyla yaptım ve çok da başarılı oldum. Çünkü o vakitlerde bir tane bile itirafçı yokken, o açıklamam sonrası itirafta patlama oldu. 200’ün üzerinde itirafçı sayesinde 2400 hâkim ve savcı hakkında FETÖ üyesi olduğuna dair delil elde ettik. Darbeye teşebbüs noktasında zaten biz bu yasadan faydalanmıyoruz. Sadece silahlı terör örgütü üyesi olarak yargılama yapabileceğiz; zira henüz yargı camiasında darbeye karıştığını, bizzat içinde olduğunu ispat ettiğimiz kimse yok! Onu henüz delillendiremedik. Bizim yargıyla ilgili soruşturmanın tamamı silahlı terör örgütü olmak suçundan dolayı yapılıyor.”

Bu açıklamada asıl skandal, darbenin hemen ertesi gün tutuklanan binlerce hakim ve savcı için delil olmadığının ortaya çıkması. Yılmaz itirafçılığa zorladığı meslektaşları sayesinde ‘örgüt üyeliği’ delili oluşturduklarını, darbeye katılıma dair ise hâlâ ellerinin boş olduğunu kayıtlara geçirdi. Toplumda darbeci algısı oluşturularak tutuklanan yargı mensuplarının suçsuzluğu bizzat tutuklamayı yapanlar tarafından itiraf edilmiş oldu.

Mehmet Yılmaz’ın HSYK günleri diye kapsamlı bir çalışma epey ilgi çeker. İddianamesinin yazımı ise hukukçuların işi. Ama “bu açıklamaları nasıl yaptım” diye elini dizine vuracağından eminim. Başka delile gerek yok, Yılmaz’ın kendi ikrarı çok açık ve defalarca anayasa ihlali.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin