Namaz, Kur’an’da en çok emredilen ibadettir

Yorum | Cemil Tokpınar

Namazı emreden Rabbimiz olduğuna göre, bu ibadetin önemini de ancak Onun kitabı Kur’an’dan öğrenebiliriz. Namaz Kur’an’da yüzden fazla ayette konu edilmiş ve doğrudan emredilmiştir. Bunun kadar çok zikredilen, üzerinde ısrarla durulan başka bir ibadet yoktur.

Şu gerçeği de hemen belirtelim:

Rabbimizin kıyam, rükû, secde, tekbir, tesbih, hamd, şükür, zikir, ibadet, salih amel, takva ile ilgili emirleriyle en başta kast ettiği ibadet, yine namazdır ve bunların sayısı yüzlercedir. Yani Allah kıyamı, rükûu, secdeyi emrediyorsa kast ettiği ibadet öncelikle namazdır. Kendisini zikretmemizi, nimetlerine şükretmemizi, tesbih ve tazim etmemizi istiyorsa, yine kast ettiği büyük ölçüde namazdır.

İbadeti emreden tüm ayetlerde en büyük hisse namazındır. Çünkü salih amelin başı namazdır.

Takva, yani Allah’a karşı gelmekten sakınmak, günahlardan kaçınmak, önce namaz kılmakla olur.

Söz gelişi, Bakara Suresinin ikinci ayetinde, Kur’an’ı muttakiler (Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakınanlar) için bir yol gösterici olarak nitelendiren Rabbimiz, onların ilk özelliklerinin imandan sonra namaz olduğunu belirterek, onları kabir ve Cehennem azabından kurtulmak ve Cennete girmekle müjdeliyor.

Demek ki, takva ile ilgili tüm ayetlerin hedefi öncelikle iman ve namazdır. İman eden kardeşlerimiz, namazlarını dosdoğru kılmadan asla takvaya eremez, muttaki olamazlar.

Namaz, duanın kabulüne vesiledir

Rabbimiz kendisinden yardım istenirken bile önce namaz kılınmasını ister:

“Beni (iman ve ibadetlerle) zikredin ki, ben de sizi (lütuf ve ikramla) anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin. Ey iman edenler! Allah’tan sabır ve namazla yardım isteyin. Muhakkak ki, Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara Suresi: 152-153)

Bu ayetlerden anlıyoruz ki, gerçek zikir ve şükür namaz olduğu gibi, Allah katında kredimizin ve itibarımızın artmasının en önemli vesilesi de, hakkıyla namaz kılmaktır. Üstelik Rabbimizin ihsan ettiği nimetlere ilave olarak ekstra isteklerimiz varsa, onları da ancak namaz kılarak istemeliyiz.

Oysa Müslümanların çoğu namaz kılmadığı hâlde dua eder ve bir de “Niçin dualarım kabul olmuyor?” diye sitem eder. Elbette namaz kılmayanların dua etmemesini söylemiyoruz, ancak kaliteli duanın namazla olacağını ifade ediyoruz.

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) kılıp bizlere de tavsiye ettiği kuşluk, teheccüd, evvabin, hacet, yağmur, istihare, hafıza ve tevbe namazları da birer “dua namazı” değil midir?

Namaz, gerçek müminin özelliğidir

Enfal Suresinin başında ise, gerçek mümin olmanın şartları arasında namaz vardır. İşte bizleri derin düşüncelere sevk edecek ayetler:

“Müminler ancak o kimselerdir ki, Allah’ın adı anıldığı zaman kalpleri titrer, kendilerine Onun ayetleri okunduğunda imanları ziyadeleşir ve onlar yalnız Rablerine tevekkül ederler. Onlar namazlarını dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden bağışta bulunurlar. İşte onlar gerçek müminlerin ta kendisidir. Onlar için Rableri katında yüksek derecelerle günahlardan bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır.” (Enfal: 2-4)

Rabbimiz namaz kılmayanı gerçek mümin saymadığına göre, namazı terk edersek ahirette bizi hangi bahane kurtarabilir?

Bizlere ilk ayetinde “kurtuluş müjdesi” veren Müminûn Suresinin ilk on ayetinde ise iki yerde namazdan bahsedilir. Kabir ve cehennem azabından kurtulup Cennete kavuşan müminlerin birkaç özellikleri içinde ilk sayılan “huşû içinde namaz kılmak”tır. Aynı surenin 9. ayetinde ise “namazı devamlı ve şartlarına uygun olarak vaktinde kılmak” sayılır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Müminûn Suresinden bahsederken, “Şu anda bana on ayet indi; kim bu ayetlerin gereğini yaparsa Cennete girecektir” buyurmuştur.

Namazı huşu ile kılma gayreti içinde olmazsak, Cennet hülyaları kurabilir miyiz?

Namaz Allah’ın en sevdiği ibadettir

Kur’an’daki tesbihi emreden ayetlerin de öncelikli maksadı, yine namazdır. Nitekim “Ey iman edenler! Allah’ı çok zikredin. Sabah akşam Onu tesbih edin.” (Ahzab: 41-42) ayetini açıklayan âlimler, “sabah akşam tesbih etmenin” sabah ve akşam namazları olduğunu belirtmişlerdir.

Hz. Musa’ya (a.s.) yapılan şu emir ise hepimiz için geçerlidir:

“Şüphe yok ki ben Allah’ım. Benden başka hiçbir ilâh yoktur. O hâlde bana ibadet et ve beni anmak için namaz kıl.” (Taha Suresi: 14)

Tüm bu ayetler karşısında düşünelim: Her şeyi yaratan, her şeyin varlığını kudret elinde tutan, her şeyi idâre eden Allah’tır. En basit bir âmirin emri karşısında hemen boyun eğen biz insanların, Kainatın Yaratıcısının bunca emir ve ısrarı karşısında tir tir titrememiz gerekmez mi?

Okulda öğretmenimiz, işyerinde müdürümüz, askerde komutanımız bir iş emrettiğinde derhal yapıp, onların sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmak isterken, nasıl olur da Rabbimizin bu emirlerine karşı ilgisiz kalabiliriz?

Nasıl olur da, her şeyi elinde tutan Zât-ı Zülcelâle sanki kafa tutar gibi, sanki meydan okur gibi, sanki “Sen ne emredersen emret, benim daha önemli işlerim var” dercesine, namaz kılmadan durabiliriz?

Kur’an ısrarla müminin, Müslümanın, muttakinin birinci şartını namaz olarak görürken, bizler nasıl olur da “Müslümanlığın namazsız olabileceğini” kabul edebiliriz?

Namaz Cenneti kazandırdığı gibi namaz kılmamak da Cehenneme götürür. Bu hususta Rabbimiz şöyle buyurur:

“Herkes kendi kazandığının karşılığını görür. Ancak defteri sağından verilenler müstesnadır; onlar kazandıklarından kat kat fazlasıyla mükâfatlandırılır. Onlar Cennettedirler. Mücrimlere, ‘Sizi Sakar Cehennemine sokan nedir?’ diye sorarlar. Onlar da, ‘Biz namaz kılanlardan değildik’ derler.” (Müddessir: 38-43)

Ayrıca namaz, imandan sonra en önemli ibadettir. Kâinatta ve İslâmda, imandan sonra en büyük hakikat, namazdır. Rabbimiz bu konuda şöyle buyuruyor:

“İman eden kullarıma söyle: Namazı dosdoğru kılsınlar ve ne alış verişin, ne de dostluğun olmadığı gün gelmeden önce, gizli ve açık şekilde, kendilerine ihsan ettiğimiz rızıklardan, nimetlerden bağışta bulunsunlar.” (İbrahim: 31)

Emredersin Rabbimiz! İşittik ve can ü gönülden itaat ediyoruz.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

3 YORUMLAR

  1. Ey Güzel ALLAHIM bize doğru sözlü insanları rehber eyle. Kitabın KUARAN 1 tane olduğu halde bu yazıyı yazan yazar yüzden fazla ayette namazdan bahsediliyor derken gooogle sorgusunda ise başka web siteleri 99 _87_ 86 gibi değişik rakamlar bahsedildiğini veriyorlar. (1 kurandan 4 farklı rakam çıkıyor)Öyleyse biz kime hangisine inanacağız. Kimler kezzab. Yine 137 ayetinde TEFEKKÜRDEN bahsedildiği söyleniyor. Tefekkür sağlıklı bir akıl ile yapılır bunlar bizim aklımızla dalga geçiyorlar. Doğru islamı ve yolu bulmak için günde 5 den fazla da TEFEKKÜR etmemiz lazım.Yoksa DİN BEZİRGANLARIN oyuncağı olmaya devam edecek.

  2. hakikati arayan adam rumuzlu kardeşe tavsiyemdir: Lütfen alın elinize de biraz tefsir usulü ve fıkıh usulü okuyun! Böylece aynı ayetten nasıl farklı hükümler çıkarılabilirmiş, bunun örneklerini görür ve sorunuzun ya da takıntınızın cevabını bulursunuz… O bezirgan, bu bezirgan, filan diyerek insanları yaftalamayın. Kendi ilmi kifayetsizliğinizi cahil kalmakla ödemiş bulunuyorken, üzerine bir de bu cehaleti ilim zannetme dalaletini ekleyip de, derin çukurlara yuvarlanmayın.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin