Mazbata tiyatrosunun sonu

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Mazbata tiyatrosu bitti ve Ekrem  İmamoğlu’nun nihayet İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu ilan edildi. Erdoğan başkanlığı İmamoğlu’na vereceğini, 1 Nisan günü sabah 3.30’da AKP Genel Merkezinde yaptığı konuşmanın satır aralarında söylemişti zaten. Ondan sonra konuyla ilgili yaptığı bütün konuşmalardaki satır aralarında seçimi İmamoğlu’nun kazandığını beyan da etmişti.

1 Nisan günü AKP Genel Merkezi’ndeki balkonuna ‘Sen Ağlama Üzülme’ şarkısı eşliğinde gelen Recep T. Erdoğan ‘İtirazlarımızı yapacağız, netice alırız, alamayız önemli değil, niye şunu da unutmamak lazım kardeşlerim her olanda hayır vardır. Halkımız büyükşehiri verse dahi ilçeleri gene Ak Partiye vermiş’ diye konuşmuştu. Daha sonra ki günlerde de buna benzer konuşmalar yaptı. ‘Ekrem İmamoğlu başkan olsa bile belediye meclisinde çoğunluk olmadıkları için topal ördek olacak’ demişti.

İtirazlar, mızırdamalar ve mazbatayı verme süresini uzatma çabalarının arkasında; tabana bunu hazmettirmek, muhalefetin seçimlerden zaferle çıkma enerjisini kırıp erken seçim taleplerini durdurmak ve belediyede temizlik yapabilmek için fırsat oluşturma, düşünceleri vardı. Bu nedenle mazbata tiyatrosunu mümkün olduğunca uzattılar.

Biraz komplocu bir düşünce olacak ama ben yine de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni bu kadar kolay vermesini garipsiyorum. Yani devletin bütün mekanizmalarını kontrol eden (en azından öyle bir görüntü veriyor) bir adamın 13 bin oyla İstanbul gibi bir yerin belediyesini vermesi bana çok garip geliyor. Yani normal de birkaç puanı kimsenin ruhu duymadan kolaylıkla çalabilirlerdi, 16 Nisan 2017 Referandumunda, 24 Haziran 2018 genel seçimlerinde şapkadan tavşan çıkaranların bu seçimlerde hiçbir şey yapmamış ya da yapamamış olmasını anlamak bir hayli zor. Yani CHP’nin sandıkları bekledik de çaldırmadık sözü bana çok açıklayıcı gelmiyor. Bu durum; İstanbul ve Ankara belediyelerini kaybetmeye arka tarafta bir pazarlığın sebep olduğunu düşündürtüyor.

Ama troller ve medyadaki tetikçilerde büyük bir panik havasını gözlemlemek mümkün. Bilindiği gibi Recep T. Erdoğan bugüne kadar yola çıktığı herkesi yolda sattı. Siyasetten tutun da medyaya, oradan iş dünyasına bütün yol arkadaşım dediklerini yolda bıraktı. Sadece hizmet hareketini değil, Abdullah Gül’den Ahmet Davutoğlu’na, Akif Beki’den Mustafa Karaalioğlu’na, Erol Olçok’tan, Mehmet Altan’a, Hasan Cemal’den Ali Babacan’a.

Şimdi sıra troller ve tetikçilerde. Onları da satmış gibi görünüyor, onlardaki panik sanıyorum bundan kaynaklanıyor. Bundan sonra İstanbul, Ankara, Adana, Antalya gibi büyükşehir Belediyeleri tarafından beslenen on binlerce trolün işsiz kalmasının yanı sıra her gün binlerce gazetenin parasını ödeyen belediyelerde olmayacak. Alt kademe trol ve tetikçiler satılığa çıkarıldı bile.

Bu AKP’nin trol ve tetikçileri için kötü haber ama, büyükşehirleri CHP’nin kazanması bu parti tabanı için çok iyi bir haber. Türkiye için iyi bir haber midir ondan da emin değilim. Bu belediyeler CHP ve tabanının gazını alıp uzun bir süre uykuya dalmasına sebep olabilir AKP’nin yediği kent rantlarının bir kısmını şimdi CHP yiyecek, ondan arta kalan yerden de biraz İYİ Parti’nin aç kurtları beslenecek.

CHP yöneticilerinin buradan Türkiye’de iktidar olma yürüyüşü başlatacaklarını hiç zannetmiyorum. Mevcut düzenden CHP ve İYİ partinin çok da rahatsız olduğu sanmıyorum. CHP belediyeler üzerinden bol bol Atatürk posterleri, heykelleri yaptırıp, bazı okullara ve binalara da Atatürk ismini verdiği zaman parti yönetimi ve tabanı için ülkedeki bütün sorunlar bitmiş olacak. Bazı solcu sanatçılara konserler verdirip, bazı tiyatrolara da destek olursa ülkenin bütün problemleri bitmiş çağdaş muasır medeniyetler seviyesindeki yerimizi korumuş olacağız.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin