Maç tekrar oynansa…

[Tarık Toros, yazdı – TarikToros]

Spor tartışmalarında sık kurulan cümledir, “Bu maç 10 kere oynansa skor değişmez.” İki takımdan birinin diğerine karşı ezici üstünlüğünü ifade etmek için kurulan cümledir bu. Peki, Pazar günkü referandum için aynı cümleyi kurabilir misiniz? Yani, bu pazar yine referandum yapılsa, yine aynı sonuç çıkar mı? Cevabı duyar gibiyim.

PAKET OYLAR

Saray tarafı bunu çok iyi bildiği için, daha sonuçlar kesinleşmeden ortaya çıkıp “Atı alan Üsküdar’ı geçti” dedi. Çok mühimdir bu çıkış. Siyasal iktidar, birkaç saat içinde adeta oldu-bittiye getirerek referandum tartışmalarını bitirmeyi amaçladı. Bu telaş, tartışmaları bitirmediği gibi büyüttü. Yüzler asıktı. Evet oyları istenen seviyede değildi. Belki de, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) yasaları çiğneyerek iktidara altın tepside sunduğu mühürsüz oylarla sonuç “hayır”dan “evet”e evrilmişti. Cumhurbaşkanı dışında kimse ama kimse sonuçtan mutlu değildi. Dört büyük ilde kaybedilen bir referandum bu. İç Anadolu ve Karadeniz’e sıkışmış bir parti var. Üç yıldır yakılıp yıkılan Doğu, Güneydoğu’daki “evet” oylarının izahı mümkün değil. Seri halde “evet” oyu basılan oy pusulaları ile ilgili videolar, mide bulandırıyor. Ve YSK, “paket oylarla” ilgili tüm şaibelere kulak tıkıyor.

oy spot

ÖYLE GEREKMİŞ

Yasalara rağmen, mühürsüz oy pusulalarının neden geçerli kabul edildiği sorusuna “Öyle gerekti” diyen YSK Başkanı, demokrasinin en temel ve kutsal unsuru sandık güvenliği açısından büyük utançtır. O YSK ki; müthiş dokunulmazlığı, geçiş üstünlüğü var. Kararlarının temyizi yok. Ortalama 2-3 senede bir seçim yapıyor, onu da yüzüne gözüne bulaştırıyor. “Hayır ve Ötesi” platformunun tespitleri içinde var: 1 Kasım 2015 seçimlerinde muhalefet partilerine ihmal edilmeyecek ölçüde oy çıkan sandıklardan 5 tane bile “hayır” oyu çıkmamış! Tulum “evet” oyu kullanılan sandıkların yüzde 30’unda seçmenlerin tamamı eksiksiz oy kullanmış! En az 7 bin sandıkta seçmen sayısından fazla oy çıkmış!

MAHALLESİNDE BİLE KAYBETTİ

Başa dönelim, bu maç 10 kere oynansa sandıktan “evet” çıkmaz! Saray, bunu çok iyi biliyor. Büyük şehirlerde kaybetmişsiniz. İstanbul ve Ankara 15 sene sonra size “hayır” demiş. Referandum gecesi ilk konuştuğunuz yer olan Sarıyer’de yüzde 60 “hayır” kazanmış. İstanbul’da oturduğunuz ev, oy kullandığınız okulun bağlı olduğu Üsküdar’da kaybetmişsiniz! Mutlu olabilir misiniz? Tartışmalardan rahatsız olup ortalığı sakinleştirmek için meydanlara çıkıp “Atı alan Üsküdar’ı geçti” diye konuştular. Hâlbuki Üsküdar’ı bile geçememişlerdi.

GEÇMİŞ GEÇMİŞTE KALDI

Gününde zamanında söylediğim için rahatım. Türkiye, 15 Temmuz 2016’dan sonra Saray’ın önüne koyduğu her şeyi onayladı. Saray’a üç-dört ay yetiyordu, o zamanı lehine kullandı ve tek adamlık yolunun taşları böyle döşendi. Muhalefet partileri, sivil toplum, medya, iş dünyası ve bürokrasi, ne isteniyorsa yaptı. Tek örnek vereyim: Muhalefet, zaten bekleme odasına alınmış Meclis’i boykot etse, Anayasa görüşmelerine katılmasa, davet edildiğinde Saray’a çıkmasaydı ne kaybederdi? Hiç bir şey kaybetmezdi. Bilakis, Anayasa değişikliği Meclis’ten ruhsuz ve topal biçimde geçerdi, kimsenin içine sinmezdi. Parlamento’daki müzakereleri hatırlayanınız var mı? Geçti, gitti. Zaten birinci tur görüşmelerde direniş oldu, ikinci turda CHP onu da bıraktı. Şimdi CHP Genel Başkanı “referandum sonucunu tanımıyorum” demiş. Hâlbuki pazar gecesi, “Milletin kararına saygılıyız” lafıyla havlu atmıştı. İki gün sonra “tanımıyorum” demenin kıymeti olacak mı? Sanmam. Kaldı ki, bu noktadan sonra “Ben oynamıyorum” demenin de bir anlamı yok. Onu 7-8 ay önce yapacaktınız. Geçti gitti.

oy spot 1

PEKİ, ŞİMDİ NE YAPILMALI?

Referandum bıçak sırtı sonuçlandı. Çok değil medyanın bir kısmı azıcık bastırsa, muhalefet partileri az daha asılsa sonuç başka türlü çıkardı. Ama olmadı. Bugün HDP tutuklu zaten, diğer muhalefet partileri ise Meclis zemininde bir şey yapamaz. Tıkalı orası. Etki uyandırmak istiyorsa yapacağı yegâne şey kaldı: Parlamento’dan istifa edip sine-i millete dönmek yani ülkeyi seçime zorlamak. Tümüyle Ankara’dan korkan patronların kontrolündeki medyaya gelince, “Eldekini yitirmemek için” vermedikleri taviz kalmadı. Lakin korkunun ecele faydası yok. İtibarları sıfır. Belki, azıcık dik durarak bu memleket için faydalı bir iş yapabilirler, ama umut yok söyleyeyim. Böyle gider. Sosyal ağlar, önümüzdeki süreçte belirleyici olacak. İnternetin fişini çekemezler! Ya çekerlerse diye korkmayın, bugün internetin fişini çekmek ülkenin fişini çekmek demektir. O karanlıktan hayır çıkmaz.

ERKEN SEÇİM OLUR MU?

AKP’de büyük erozyon var. Parti, onca bastırmaya, devlet ve medya olanaklarına rağmen 1 Kasım’daki yüzde 49.5’un çok altında. Korku rejimi ile anca bu kadar oluyor, onu da anladılar. Oranı yükseltmeleri mümkün değil, iniş kaçınılmaz. 2011 seçimlerinden bu yana hiçbir vaatlerini tutmadılar. Bilakis, işler hep kötüye gitti. Yapılan hiç iyi bir şey de yok (köprü-tünel demeyin, bozuşuruz.) Haliyle, MHP ve HDP’nin barajın altında olduğu, iki partili bir parlamentoyu görürlerse, seçime giderler. Değilse beklerler. Saray, MHP’yi ürkütmeden, 2019’a kadar böyle yürümek isteyecektir.

DÜNYA TANIMIYOR

Referandumu dünya tanımıyor. Türkiye sağlıklı seçim yapamayacağını da göstermiş oldu. Ankara’nın meşruiyeti ilk defa yüksek sesle sorgulanıyor. Artarak devam edecek. Saray, içeride sert önlemler alacaktır. OHAL her defasında uzatılacak. Yeni KHK’lar gelebilir. 50 binin üzerinde OHAL tutuklusu var, bir o kadar daha tutuklama yapabilirler, o derece gözlerini karartmışlar. Baskı ve sindirme artacak. Bunlar, bitişin ve tükenmenin kaçınılmaz sonucu olarak yaşanacak. Bariyerlere çarpa çarpa iniyorlar. Müsterih olun.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Yaklaşık son 3 yıldır bu adamlar bitiyor deniyor. Tam tersi . Tüm seçimleri kazandılar. Ve daha da güçlendiler. Şimdi inişe geçmişler sözünüze nasıl inanalım. Teşekkür ederim.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin