HDP’nin ‘Zenci Kürtlerle’ sorunu devam ediyor

HDP | Foto: AFP

Yorum | Ebubekir Işık

Hemen başından belirtelim.  ‘Zenci Kürtler’ metaforu HDP’nin kuruluşundan bugüne bir takım ideolojik rezervlerden ötürü bir türlü ve tam olarak desteğini alamadığı muhafazakar Kürtleri resmetmesi açısından kullanımını makul bulduk. Yoksa hakikaten biyolojik anlamda zenci Kürtler var mıdır – yok mudur.. bu konuda bir iddiamız yok.

HDP 2013 yılı sonunda kurulduğunda kuruluş gayesi olan Türkiyelileşme  konsepti gereği Türkiye siyasal gerçeği ve renkliliğini yansıtacak bir parti olarak siyaset yapma iddiasındaydı. Demirtaş’ın müthiş performansı ve kapsayıcı dili ile de 2015’te yüzde 13 gibi tarihi bir seçim zaferi kazanmıştı. Fakat, özellikle 2015 Kasım seçimlerinden bu tarafa HDP’nin sistem partileri tarafından kendisine uygulanan ‘sakıncalı’ yaklaşımını benzer şekilde bölgede ki HDP’li olmayan muhafazakar Kürtlere ve hatta kendi içinde bulunan bir takım muhafazakar isimlere karşı uyguladığının altını çizmek durumundayız.

HDP ‘Zenci Kürtlerle’ ittifak yapmayacaksa kiminle yapacak?

Tüm eleştirilerimiz mahfuz kalmak şartıyla AKP-MHP ortaklığında kurulan cumhur ittifakı ve CHP-İyi Parti- Saadet Partisi-Demokrat Parti birlikteliği ile oluşturulan Millet İttifakı seçimlere dair son hazırlıklarını yaparken, HDP en doğal seçmen kitlesi olan muhafazakar Kürtlere (zenci Kürtlere) gidip niçin destek talebinde bulunmadığına dair şu ana kadar HDP’den sadır olmuş makul bir ifadeye rastlamadığımız ortada.

****

Daha açık bir ifade ile belirtmek gerekirse son günlerde ‘Kürdistani seçim ittifakı’ olarak adlandırılan ve PAK (Kürdistan Özgürlük Partisi), PSK (Kürdistan Sosyalist Partisi), PDK-T (Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi), PDK Bakur, Azadi Hareketi’nden oluşan ittifakın HDP için hiçbir anlam ifade etmemesi, HDP’nin ideolojik bir körlük ya da saplantı içersinde olduğunun önemli bir işareti olarak ifade edilebilir. Bu bağlamdan hareketle, ‘bu partiler ve seçmenleri Kürdistan siyasal realitesinin küçükte olsa birer gerçeği değiller mi?’ sorusu bugün itibariyle  HDP’li yöneticilerin cevaplaması gereken en önemli sorulardan biri.

Ya Hüda-Par?

Varsayalım ki bu partilerin bir kısmı Barzani’ye yakınlığından ötürü cazip gelmedi ve getirebilecekleri seçmen desteği de HDP’nin beklentilerini karşılamıyor. Peki ya Hüda-Par? HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın son günlerde ceza evinden yazdığı mektupta Hüda-Par dahil Kürdistani tüm partilerle oturup görüşülmesi ve seçim ittifakı noktasında nabız yoklanması ‘talimatı’ vermesine rağmen, niçin HDP Hüda-Par ile görüşmeyi ağzına bile almıyor?

***

Gelin bu sorunun cevabını HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı M. Şerif Camcı’dan alalım; ‘’Hüda-Par ile seçim ittifakı zor… Bunun tarihsel bir arka planı var, yaşananlar ve halk üzerinde bıraktığı derin etkiler, travmalar var. Bunları yok saymadan siyaset hareket etmemeli.  Bunun hassasiyetiyle belki bazı şeyler istenilen şekilde yürümüyor olabilir. Bundan dolayı belli sıkıntıları görmek gerekiyor ve bunun öyle ha deyince olabilecek bir konu olmadığının bilinmesini istiyoruz. Halkımızın da bu konuda böyle düşündüğünü biliyoruz… Bizim Hüda-Par ile belli sıkıntılarımız olsa da seçmenleriyle ilgili herhangi bir sorunumuz yok’’.

***

Hüda-Par ile alakalı radikal İslami söylem ve şiddet ile olan ilişkisine dair tüm eleştiriler mahfuz kalmak kaydıyla, Hüda-Par’ın bugün itibariyle Kürdistan’da Kürt siyaseti açısından bir ‘ana muhalefet’ rolü olduğunu teslim etmemiz gerekmekte. Kaldı ki, son yapılan seçim anketlerinde HDP’nin yüzde 9-10 bandında dolaştığı bilinen bir gerçek. Hüda-Par ile yapılacak bir ittifakın HDP’yi yüzde 10 barajının kolaylıkla üzerine çıkaracağı son derece açık. Aksi takdirde ve HDP’nin yüzde 10 barajının altında kalması durumunda, 41 kadar milletvekili koltuğunun cumhur ittifakına gidebileceği riski varlığını seçim gününe kadar devam edecek.

HDP’nin ideolojik Saplantısı ‘Zenci Kürtleri’ de küstürüyor

HDP’nin özelikle radikal-sol bileşenleri tarafından Kürt seçmen realitesini yansıtmayan ve hatta bu realiteye aykırı ideolojik bir yöne evrildiği ve bu durumun HDP’nin Kürdistan mozaiği gerçeğini ıskalamasına sebep olduğu son günlerde iyice ortaya çıkmış durumda. Hatta öyle ki, HDP içinde son derece önemli siyasal renklerden olan Altan Tan, Mehmet Ali Aslan, Hüda Kaya ve Osman Baydemir gibi isimlerin küstürüldüğü ve bu sebeple Altan Tan’ın 24 Haziran seçimlerinde HDP’den milletvekili adayı olmayacağı da kesinleşmiş durumda.

HDP gibi Kürt siyasal hareketi geleneği ve pragmatizmi üzerine inşa edilmiş olan bir partinin yer yer Erdoğan’ın başkanlık sistemi ile alakalı teklifini dahi  ‘değerlendirebiliriz’ şeklinde göğsünde yumuşatabilen bir hareketin Kürdistan’da ki muhafazakar Kürt realitesini sakıncalı bulması, bu kocaman seçmen kitlesine yakınlaşmayı aklından bile geçirmemesi anlaşılır bir şey değil. HDP’nin bu tavrından ötürü 24 Haziran seçimlerinde içinden çıktığı bu coğrafyadan katmerli bir sille yeme ihtimali hiçte düşük değil.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin