Butik Devlet

Yorum | Naci Karadağ

Damat kadrosundan devleti yönetenlerden olan Berat Albayrak kısa süre önce şöyle demişti: “Maden sahalarını, sektörün ve pazarın, katma değerli ürün elde edeceği yeni bir modeli başlatıyoruz. Biz ham kromları ham bakır, ham altınları ihraç ediyoruz ancak 10 katına bize geri dönüyor. Bu model, hem yatırımcı dostu hem ülkeye, istihdama ve sektörün büyümesine katkılı hem de ortaya konan katma değerle Türkiye’nin cari açığına ilaç olacak bir süreç olmalı. Maden yönetmeliğini 30 Eylül’den önce hayata geçireceğiz.”

Bunu söylediği günlerde ülke yaklaşık 15 senedir kayınpederinin yönetimindeydi. Albayrak tüm AKP’lilerin temel karakteristiğine dönüşmüş olan bahanesini de hemen bu cümlelerden sonra sıraladı. Ona göre madenciliğin ülkede perişan olma sebebi Cemaat’ti. İhaleleri Cemaat istediği gibi yönlendiriyor, maden çıkarılmasını Cemaat personeli engelliyormuş!

Aradan aylar geçti ve şimdi Kasım ayının sonuna geldik. Aradan geçen süre zarfında neredeyse her ay bir değişiklik yapıldı yönetmeliklerde. Dün yine mikrofonun başına geçti Damat Berat. Ve şöyle dedi: “Madencilik işlemlerinin kamu tarafından hızlı ve etkin şekilde yürütülmesi, bürokrasinin azaltılması ve işlemlerin elektronik ortamda gerçekleştirilmesi amacıyla yaptığımız değişiklikler 2018 sonuna kadar hayata geçirilecek!”

Aslında maden sektörü sadece sıradan bir örnek.

Yeni Türkiye’de işler artık böyle yürüyor. Bir tür ‘Butik Devlet’ sistemi yürürlükte.

GÜNÜBİRLİK, NOKTA ATIŞI KANUN VE YÖNETMELİKLER

Diyelim ki Erdoğan bir dostuyla muhabbet ederken, “Nedir bu TEOG ya, eskiden TEOG mu vardı?” içerikli muhabbet ediyorlar, Cumhurbaşkanı hemen yandaş medya mikrofonlarına “Mesela ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG’un kaldırılması lazım. Biz TEOG’la mı geldik? Ne TEOG vardı, ne bir şey vardı. Okursun, sene içinde notların bellidir, bu notlarınla beraber yürürsün. Gelirsin üniversite sırasına, orada da girersin üniversite imtihanlarına” gibi laflar sıralıyor.

Sonra hop ertesi gün tüm havuzun manşeti aynı: “TEOG zulmüne son!”

Çok değil birkaç yıl önce bu sınavı kendilerinin koyduğunu bile unutuyorlar ya da milletin unuttuğunu varsayıyorlar!

Aslında sadece Resmî Gazete’yi takip ederek Türkiye’de işlerin artık nasıl ‘keyfemâyeşâ’ gittiğini anlamak mümkün

Neredeyse kanunlar ve yönetmelikler artık nokta atışı ile belirleniyor ve hemen hepsi günlük. Yani iki gün sonrayı düşünerek yapılan hiçbir icraat kalmamış durumda. Bu sebeple eğitim sistemi hallaç pamuğunu geçti bir kedi grubunun darmadağın ettiği yün yumağına dönüştü. Bundan sonra da çözümü zor gibi, eğitim sisteminin girdiği türbülansı çözüp bu ülkede çağdaş, aklı başında bir modele dönüştürebilene kesinlikle Nobel verilmelidir.

Bir ülke düşünün ki ihale kanununu 10 senede 162 sefer değiştiriyor. Bir senede 16 kere, her ay farklı kanun çıkarılıyor. Özel hastaneler yönetmeliği 14 kez, eğitimde yönetici atama yönetmeliği 7 kez değiştirildi.

Okul servisi yönetmeliği neredeyse her sene değiştiriliyor

Aile hekimliği tüm gün yasası o kadar esnetildi oynandı ki şimdi kimse işin aslını bilmiyor bilenler de takmıyor herkes kafasına göre takılıyor.

ADRESE TESLİM İŞLER

Değişiklikle kalsalar yine iyi. Bir de adrese teslim işler var.

Örneğin…

Adnan Menderes Üniversitesi tarafından ilan edilen Sağlık Hizmetleri Bölümü Yaşlı Bakımı Programı kadrosuna “Sosyoloji veya Felsefe Bölümü Lisans Mezunu Olmak. Lisans Mezuniyetinden Sonra İlgili Alanların Birinde En Az 3 (üç) Yıl Deneyimli Olmak ve Yükseköğretim Kurumlarında Ders Verme Deneyimine Sahip Olmak” şartı arandı.

Yaşlı bakımı kadrosuna sosyoloji ve felsefeci almak!

Rize’de bulunan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi adına bir ilan yayınlandı. Öyle bir ilandı ki akademi tarihinde ibretle yerini aldı. Basın İlan Kurumu aracılığı ulusal bir gazetede yer alan ilanda, Tıp, Mühendislik, Fen Edebiyat Fakültesine 1’er, Su Ürünleri Fakültesine ise 2 doçent; İlahiyat Fakültesine ise 1 Yrd. Doç. alınacağı kişi isimleriyle ilan edildi. İlanda, kriterler yerine doğrudan alınacak akademisyenlerin isimleri yer alıyordu.

İlanı verenler hiç başkaları yorulmasın diye doğrudan işe alacağı kişilerin isimlerini yazmışlardı.

Yer Cumhuriyet Üniversitesi…

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde adeta kişiye özel ısmarlama yayınlanan ilanda öyle bir şart isteniyordu ki, ülkede sadece bir kişi o özelliğe sahipti: “İkiz açıklar ve feldstein-horioka hipotezi üzerine çalışmış olmak”

Başka bir örnek:

Bu kez Artvin Yusufeli ilçesi. TEDAŞ’a 15 işçi alınacak. Yerel gazetede yayınlanan ilan şöyle diyor: “İlgilenenlerin AK Parti İlçe Başkanı Muharrem Aytekin’e başvurmaları rica olunur!” Bu skandal ilan üzerine açıklama yapan ilçe başkanı, ‘İlana AK Parti İlçe Başkanı yazmasak daha doğru olurdu’ demişti.

Zeytin yönetmeliği değiştiriliyor önceki değişikliği durduruyor sonra birileri bu durdurmayı durduruyor ardından durdurulan durdurma kararına dail başka bir mahkeme durdurma kararı alıyor. Bunların neden ve kimin için yapıldığını yazmaya gerek yok sanırım.

KANUN TAKMAMA HASTALIĞI

Bir de aksi durum var. Mevzuatı kendilerine uydurmayanların mevzuat, yönetmelik, hatta kanun ve yargı kararlarını tabiri caizse ‘takmamaları!’

Misal: Danıştay yaz saati uygulaması kararını iptal ediyor ve bizzat damat bakan “Bu kararı uygulamaz, bildiğimizi yaparız” diyor.

Yargıtay, ota çöpe terörist denmesine karşı durabilmek, hala hukuktan bir nebze söz edebilmek adına bir nebze uygulamayız terör örgütü üyeliğiyle ilgili bir karar alıyor, bizzat Ankara Cumhuriyet Savcısı, “Biz bu kararı dikkate almaz, kendi işimize bakarız” diyebiliyor!

Kime güvenerek bunu dediğini biliyoruz elbette…

Ülke günübirlik ve kişiye özel yönetmelik, kanun ve kararnamelerle yönetilmeye başlanınca, herkes adamını bulmaya, torpil ile bir yerlere tutunmaya çabalıyor doğal olarak.

Devlet bakanı yakın zaman önce, YÖK rektörleri seçimine gerek yok, zira gereksiz gerilim oluşturuyor, diyerek bunu iptal edeceklerini duyurmuştu.

Cumhurreisi’nin yakında belediye seçimlerine de gerek yok diyeceği konuşuluyor.

Yeni Türkiye dedikleri şey büyük ölçüde butik devlet sanırım.

Her şeyi bir patronun belirlediği, küçük yemleri de patrona en yakın olanların topladığı bir sistem.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin