Bir provokatör Danimarka’yı ateşe atıyor!

ÖZEL HABER | HASAN CÜCÜK

Danimarka yine adım adım bir krizin içine çekiliyor. Bu kez başrolde Rasmus Paludan var. Adı kimse için birşey ifade etmeyen biriydi. Youtuber olarak ünlendi. Sonra İslam ve müslümanlara ağır hakaretleriyle gündeme geldi. Popüleritesi artınca Stam Kurs (Sıkı Yön) adını verdiği bir parti kurdu. Gittiği yerlerde Kur’an-ı Kerim yakarak ’gösteri’ yapıyor. Geçen yıl 53 yerde ’sirk gösterisini’ yaptı. Son günlerde ülke gündemine oturan isim oldu. İfade özgürlüğüne sığınıp, provokasyona devam ediyor. Kutsala hakaretin suç olmaktan çıktığı Danimarka adım adım yeni bir Karikatür Krizi yolunda ilerlerken, bu kez toplumun değişik kesimlerinden Paludan’a oldukça sert tepkiler geliyor. Müslümanlar mı? Onlar hala tepki göstermeyi bilmemeye devam ediyor.

Her şey 30 Eylül 2005’te Jyllands Posten gazetesinin Peygamberimiz Hz. Muhammed’i (sas) tasvir eden 12 karikatüristin çizimlerini yayımlamasıyla başladı. Çocuk kitapları hazırlayan bir çizerin Peygamber Efendimiz’in tasvirlerini çizmeye cesaret edemediğini açıklamasıyla gündeme gelen ‘otosansür’ tartışmalarından sonra gazete, 40 çizere başvurarak Peygamber Efendimiz’in tasvirlerini çizmesini istedi. Bu isteğe Claus Siedel, Kurt Westergaard, Lars Refn, Jens Julius, Annette Carlsen, Bob Katzenelson, Füuchsel, Peder Bundgaard, Abild Sirensen, Poul Erik Poulsen, Arne Sörensen, Rasmus Sand Höyer olumlu cevap vererek Peygamberimiz’in tasvirlerini çizdi. Söz konusu tasvirler sanattan ziyade ‘hakaret ve alay eden’ özellikler taşıyordu. Gazete, karikatürcülerin çizdiği tasvirlerin tamamını kültür sayfasında “Muhammed’in yüzleri” başlığıyla yayınladı. Tabii ki bu yayınlar ülkede yaşayan 300 bin Müslüman’ın sert tepkisiyle karşılaştı.

Olay soğumaya yüz tutmuştu ki, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 11 Müslüman ülkenin büyükelçileri dönemin başbakanı Anders Fogh Rasmussen’e mektupla müracaat ederek olaydan Müslümanların rencide edildiğini belirtip gazetenin özür dilemesini isteyince olayın seyri değişti. Mektubun içeriği kamuoyuna açıklanmezken, Rasmussen’in verdiği cevap ince bir taktikle basına sızdırıldı. Büyükelçilerin talebini yazılı olarak cevaplayan Başbakan Rasmussen, Danimarka’da basının özgür olduğunu ve kimsenin müdahalesinin söz konusu olmadığını belirtip, şikayet adresinin yargı olduğunu ifade etti. Bu gelişmeler üzerine tepki dalgası yurt dışına yayıldı. Afganistan’dan Nijerya’ya, Endenozye’dan Tunus’a kadar İslam coğrafyasında Danimarka öfkenin hedefi oldu. Danimarka ürünlerine boykot başladı. Gösterilerde onlarca kişi hayatını kaybetti.

Danimarka şimdi Karikatür Krizi’nin benzeriyle karşı karşıya. Bu kez başrolde Rasmus Paludan var. Eline aldığı Kur’an-ı Kerim’i yakarak gösteri yapıyor. Tabi kurduğu hakaret cümleleri eşliğinde. Kendini ’İslam eleştirmeni’ olarak tanımlıyor ama ırkçı, ayrımcı biri olduğu konusunda toplum hemfikir. Bir videosunda siyahilere hakaret ettiğinden dolayı tecilli 14 gün hapis cezası aldı. Irkçılığı tescilli yani.

İslam ve müslümanlara hakaretine ’ifade özgürlüğü’ kılıf oluyor. Mevcut hükümet, kutsala hakarete cezayı yasalardan kaldırttığı için rahat davranıyor. Ne yaparsa yapsın cezai karşılığı olmadığı için hakarette sınır tanımıyor.

Peki geçen yıl 53 ’gösteri’ yapan Rasmus Paludan neden son günlerde gündemin bir numaralısı oldu. Sebebi basit; son günlerde gösterisinin adresi Müslünanların yoğun yaşadığı yerler oldu. Önceki hafta Kopenhag’ın Norrebro semtindeki gösterisi bölgeyi savaş alanına çevirdi. Paludan’un gösterisine karşıt bir gösteri ile cevap vermek isteyenler ortalığı savaş alanına çevirdi. Çöp konteynerlerini ateşe verdiler, polise kaldırım taşları ve soplarla saldırdılar. Sonuç; 23 gözaltı.

Rasmus Paludan’ın bir provokatör olduğunda herkes hemfikir. Danimarka Başbakanı Lars Lökke Rasmussen ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Bu şahıs anlamsızca eylemlerde bulunarak halk arasına fitne sokmaya çalışıyor. Sizlerden istirham ediyorum, kendisine şiddetle karşılık vererek prim yapmasına izin vermeyin” dedi. Paludan’a tek destek aşırı sağcı göçmen karşıtı Danimarka Halk Partisi’nden (DF) geldi. DF’e göre ifade özgürlüğü sınırları içinde Paludan’ın yaptığı. DF’in sıkıntısı başka tabi. En geç 17 Haziran’da seçimlerin yapılması gerektiği Danimarka’da bu partinin oyları her gün eriyor. Son seçimde yüzde 21 olan oy oranları şuan yüzde 13 seviyesine inmiş durumda. Durumdan vazife çıkarıp, Paludan’a destek vererek oy devşirme yoluna gidiyor. Güzel olan ise Danimarkalılar, sağduyulu yaklaşıp ne Rasmus Paludan’a ne de DF’e prim veriyor.

Tüm bunlar olurken ülkede yaşayan 300 bin müslüman ne yapıyor? Hiçbir şey! Onlarca dernek ve kuruluş var. Ne Paludan karşıtı gösteri yapanlara sağduyulu davranmasını telkin ediyor ne de yapılanın saygısızlık olduğunu ifade edip kutsalına sahip çıkıyor. Meydan da birçok ülkede terör listesinde olan Hizb’ut Tahrir’e kalıyor. Paludan’ın ’sirkine’, Parlamento önünde Cuma namazı kılarak karşılık verdiklerini sanıp, İslam ve müslüman karşıtlarının ekmeğine yağ sürdüler.

Norrebro’da meydana gelen olaylardan sonra Danimarka polisi inisiyatifi ele alarak Paludan’ın yapmak istediği gösterileri ’güvenlik gerekçesiyle’ yasakladı. Ancak bu durum şimdilik. Polisin, bu yasağı sürekli hale getirmesi zor. Rasmus Paludan’ı koruma tedbirleri kapsamında devletin kasasından bu güne kadar 6 milyon kron (800 bin Euro) ödenek verildiği açıklanırken, Danimarkalılar bu gereksiz harcamaya sosyal medyada adeta isyan etti.

Rasmus Paludan’a en sert tepki eski milli futbolcu Stig Töfting’den geldi. Töfting, statlardaki ırkçı ve cinsiyetçi tezahüratlara tüm toplumun karşı çıktığının altını çizerek, ’Fakat aptal bir palyaço Kur’an-ı Kerim’i yakıp, yerlere atınca ifade özgürlüğü diyoruz. Çizgiyi çoktan aşan bu şarlatana artık dur deme zamanı geldi’ dedi. Çok sayıda ünlü isim Töfting’e destek verdi.

Rasmus Paludan, toplumu geren bir provokatör. Bu konuda Başbakan Lars Lökke Rasmussen dahil toplumun büyük kesimi hemfikir. Kanunlardaki boşluğu kullanıp, sinir uçlarına dokunan Paludan’u yokluğu mahkum etmek kadar, müslüman gençlerin eylemlerinin de barışçı olmasını sağlamak gerekiyor. Bu konuda sorumluluk müslümanların kurduğu dernek ve kuruluşlarda. Ne yazık ki; onların böyle bir derdi yok. Umarım, Danimarka bir palyaço provokatörün yüzünden yeni bir ‘Karikatür Krizi’ yaşamaz.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin