AİHM’in AYM Üyesi Kararı: Hakimleri haksız yere tutuyorsunuz!

YORUM | RAMAZAN F. GÜZEL

Türkiye’de “bağımsız yargı” olgusunu değerlendirdiğimiz yazı dizimiz devam ederken AİHM’den, eski AYM üyesi Alparslan Altan hakkında ihlal kararı geldi. Bu karar çok önemliydi, zira Türkiye’deki Yüksek Yargı’nın ve Anayasa’nın sembolü olan Anayasa Mahkemesi’ne ve bir üyesine yapılan bu keyfi/ zorbaca uygulamayla ilgili uluslararası mahkemece –geç de olsa- hükme varılmış olmakla, diğer yargı mensupları için de tazmin yolu açılmış oldu.

Evet, bu karar bir kısmı halen içeride rehin tutulmakta olan apar topar ihraç edilmiş ve tutuklanmış binlerce yargı mensubu için emsal teşkil edecektir. Dolayısıyla da “bağımsız yargı” yazımızın devamında bir parantez açıp bu kararı kısaca değerlendirmek istiyoruz.

TÜRKİYE MAHKUM ve OLMAYA DEVAM EDECEK

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), “15 Temmuz darbe kurgusu”nun ardından tutuklanan Anayasa Mahkemesi’nin eski Başkanvekili ve üyelerinden Alparslan Altan’ın 2017 yılında yapmış olduğu başvuruyu, 2 yılın ardından –nihayet- karara bağlamış oldu ve Türkiye’nin insan hakları ihlalinde bulunduğuna hükmetti.

AİHM’in geçtiğimiz salı günü karara bağladığı dosya ile ilgili olarak Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “özgürlük ve güvenlik hakkı” ile ilgili 5. maddesinin 1. fıkrasını ihlal ettiğine hükmedildi ve “Türkiye’nin bu ihlal dolayısıyla 10 bin euro tazminat ödemesi”ne karar verildi. AİHM’in ilgili dairesi, bu kararı 6’ya karşı 1 oy ile almıştı.

Avrupa Konseyi geçtiğimiz hafta da “AİHM’den üye ülkelerle ilgili çıkan kararların gereklerinin uygulanmasını takiple ilgili yıllık raporu”nu kamuoyuna açıklamıştı. Bu rapordan, AİHM’in 2018 yılında Türkiye aleyhine karara çıkan 372 dava münasebetiyle Türkiye’yi yaklaşık 1,5 milyon euro tazminat ödemeye mahkum etmiş olduğu anlaşılıyordu. 2017 yılında Türkiye aleyhine çıkan maddi tazminat kararı 11 milyon 580 bin civarındaydı.

2018 yılında üye ülkelerle ilgili toplam 2 bin 705 davanın sonuçlandırıldığı belirtilen raporda, en çok aleyhe tazminat noktasında Türkiye, Romanya ve Rusya’dan sonra 372 dava ile üçüncü sırada yer almıştı. Avrupa Konseyi raporuna göre, geçen yıl sonu itibarıyla Türkiye aleyhine karar çıkan bin 287 dava hala sonuçlandırılmayı bekliyor.

AİHM’in 2018 adli yıl çalışmalarıyla ilgili Strasbourg’da kamuoyuna açıklanan rapora göre ise Türkiye, düşünce ve ifade özgürlüğünden en fazla mahkum olan ülke! Türkiye’nin 40 davada, ifade ve düşünce özgürlüğünün korunmasıyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. maddesini ihlal ettiğine hükmedilmişti. AİHS’nin adil yargılama hakkıyla ilgili 6. maddesinin farklı fıkralarından ihlalde Türkiye, Rusya’dan sonra (53 mahkumiyetle) ikinci sırada…

Eski AYM üyesi Altan kararından sonra anlaşılan o ki Türkiye daha çok mahkumiyetler görecek ve birinciliği çok uzun süre kimselere kaptırmayacak.

ALPARSLAN ALTAN DAVASI SÜRECİ

Eski AYM üyesi Alparslan Altan’ın Türkiye’nin mahkumiyetine kadar giden AİHM süreci kısaca şöyleydi:

– A.Altan,  Ankara savcılığı tarafından açılan soruşturma sonucu 16 Temmuz 2016 tarihinde tutuklandı.

– Anayasa Mahkemesi, 4 Ağustos 2016 taihli oturumunda Altan’ın üyelikten ihracı yönünde karar aldı.

– Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 6 Mart’ta aldığı kararla Alparslan Altan’a 11 yıl 3 ay hapis cezası verdi. (Yargıtay heyetinin oy birliğiyle aldığı kararda, “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak”tan Alparslan Altan’a, “örgütteki konumu, örgütte kaldığı süre ve kastının yoğunluğu” denilip alt sınırdan uzaklaşılarak, önce 9 yıl hapis cezası verilmiş, TMK’ya göre cezası yarı oranında artırılarak 13 yıl 6 aya çıkarılmış, duruşmalardaki iyi hali nedeniyle TCK’nin 62. maddesindeki indirim uygulanarak, ceza 11 yıl 3 ay olarak belirlenmişti.)

– Altan, bunun ardından Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını kullanmış, Türkiye’deki savunmasında ve AİHM’e yaptığı başvuruda suçlamaları kabul etmemiş,  isnat olunan suça ilişkin somut delillerin bulunmadığını ifade etmişti.

– AİHM son olarak geçtiğimiz Salı günü Anayasa Mahkemesi’nin eski Başkanvekili ve üyelerinden Alparslan Altan’ın 2017 yılında yapmış olduğu başvuruya dair kararını açıkladı ve Türkiye’nin insan hakları ihlalinde bulunduğuna hükmetti.

DİĞER HAKİMLER İÇİN DE EMSAL

Hatırlarsanız, “15 Temmuz 2016 darbe kurgusu”na müteakiben hemen aynı gece yarısı düzenlenmiş tutuklamalarla 2 AYM üyesi, 140 Yargıtay üyesi, 48 Danıştay üyesi ile 2745 adli-idari hakim ve savcı hakkında gözaltı kararları çıkarılmıştı. İşte Altan, o 2 AYM üyesinden birisi idi.

Yaklaşık 5000 hakim ve savcı -haklarında somut hiçbir delil olmadan- darbe ile ilgili hiçbir ilgileri de bulunmamasına rağmen bir gecede yakalanıp tutuklanmışlardı. Dokunulmazlıkları da bulunan bu yargı mensuplarının bir kısmı hücrelerde aklını kaybetti, hayatlarından olanlar da oldu!

Cumhurbaşkanı’na hakaret ettikleri iddia edilenler hakkında iki günde iddianame hazırlayanlar, hücrede tuttukları hakimler hakkında -aradan iki yıl geçmesine rağmen- iddianame bile düzenlenmemişlerdi. Çünkü ortada hiçbir delil yoktu, sadece fişleme raportları vardı ve bunlar üzerinden bu kadar yargı mensubuna cezalar verilmeye başlanmıştı.

Bu noktada AİHM’in Alparslan Altan kararı çok önemli. Zira, insan hakları profesörü Kerem Altıparmak’ın ifadesiyle; Altan’ın dokunulmazlığı kaldırılmaksızın suçüstü hali nedeniyle tutuklanması ve yargılanması “yasal açıdan öngörülemez” olarak ifade edilmiştir.

Altan hakkında AYM Genel Kurulu karar vermeksizin soruşturma ve kovuşturma yürütülmüş olmasını AİHM “kabul edilemez” bulmuştur. Böyle yapılmakla Atan hakkında “tutukluluk” yanı sıra yargılamanın kendisi de sakatlanmış olmaktadır.

Alparslan Altan, darbe gecesi delilsiz olarak hemen tutuklanmış, sonradan deliller uydurulup peyderpey dosyasına konmaya başlanmıştı.  Majestelerinin Anayasa Mahkemesi de bu “delillere” (?) dayanarak tutuklamayı meşru sayıp geçmişti.

Prof. Altıparmak’ın sorduğu gibi soralım bu noktada biz de:

“Peki ilk tutuklama kararını veren hakim müneccim miydi?” Daha deliller bulunmadan nasıl darbeden ve örgüt üyeliğinden tutuklamışlardı..? Gazeteci Ahmet Dönmez’in ortaya çıkardığı tutanaklardan da anlaşıldığı gibi, listeler çok önceden hazırlanmış, darbe olmadan olacaklar sıralanmış ve yargı mensuplarının tutuklama işlemlerine start verilmişti.

Binaenaleyh, AİHM’in Altan kararı, diğer hakim savcılar için de emsal teşkil edecek olup, onların da itirazları halinde yapılmış olan tutukluluk ve yargılamaya dair bütün işlemlerle ilgili olarak Türkiye tazmimatlara mahkum edilecektir.

Mirabeau’un da dediği gibi, “Adalet topaldır, ağır yürür fakat gideceği yere er geç varır.”

Türkiye de hak ihlalleri ile ilgili olarak kötü bir sınav vermekte… İçhukuk sistemi yanısıra, AİHM gibi uluslararası mahkemeler de er geç bu hukuksuzluklara dur diyecek, zulümler işleyenlere, Türkiye’deki zalimlere de bir gün gereken cezaları vereceklerdir. Mazlumlar da kısmen zararlarını tazmin edecektir ama bütün bu yaşananlar, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve hukuk devleti olması yolunda acı bir bedel olarak tarihe geçecektir!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin