Zoraki örgüt, zorlama üyelik ithamı [Zaman Gazetesi davasında sona gelindi -1]

YORUM | MEHMET YILDIZ

Zaman Gazetesi davasında sona gelindi. 5 Nisan’da üçüncü duruşması yapılan yargılamada savcılık mütalaasını sundu. Sanıkların bir kısmı 27-30 Nisan’da bir kısmı da 10-11 Mayıs tarihleri arasında karar duruşması için mahkeme önünde olacak. Geçen yıl 20 Nisan’da iddianameyi kabul eden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti üç duruşmanın üçünde de farklı isimlerden teşekkül etti. Halbuki mahkeme heyetinde bir üyenin bile değişmesi durumunda yargılama baştan başlaması lazım. Ama belli ki heyetin acelesi var, 15 bin sayfaya yakın dosyayı okumak kolay değil. Bu yüzden baştan başlayıp davayı uzatmak istemiyorlar. Duruşma savcısı Cem Üstündağ’ın mahkemeye sunduğu mütalaa fazlasıyla aceleye gelmiş görünüyor. Çünkü 50 sayfalık mütalaada yüzlerce yazım yanlışının olmasının başka türlü izahı yok. Ya da savcı beyimizin Türkçe ile problemi var.

Biz savcılık mütalaasındaki imla ve yazım hatası dışındaki yanlışları ele alacağız.

Son duruşmada mahkeme sanıkları iki gruba ayırdı. Birinci grup Zaman yazarları, ikinci grup bazı Zaman yöneticileri ve çalışanlarından oluşuyor. Savcı Cem Üstündağ, Zaman yazarlarından Lale Kemal ve Nuriye Akman için ‘örgüt üyesi olmamakla beraber örgüte yardım’ yapmaktan, kalan herkes için Silahlı terör örgütü üyeliğinden (TCK 314/2) ceza istemiş. Ayrıca 9 gazeteci için Anayasayı ihlal suçundan (TCK 309) müebbet hapis cezası talep etmiş.

ŞAHİN ALPAY TALİMAT MI ALMIŞ?

Yazdığı yazılar nedeniyle 20 ay tutuklu kalan Şahin Alpay için önce Anayasa Mahkemesi, sonra da AİHM’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Bu durum Savcı beyi pek etkilememiş görünüyor. AYM’nin iki defa ihlal kararı vermesi, ancak ikincisinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin lütfedip tahliye kararı vermesi Şahin Alpay’ı müebbet hapis isteminden kurtaramamış. Belli ki savcı AYM ve AİHM’e rağmen 74 yaşındaki Şahin Hoca’yı tekrar içeri tıkmakta kararlı.

Geçtiğimiz günlerde sonuçlanan 28 Şubat davasında, müebbet hapis cezası alan 65 yaş üstü sanıklar için yaş ve sağlık durumları gerekçe gösterilerek adli kontrol uygulanmasına karar verildi. 28 Şubat döneminin ‘mağdurları’ o gün kendilerine sahip çıkan Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan, Şahin Alpay gibi gazetecileri yaşına başına bakmaksızın zindanda çürütürken, bugün iktidarda olan o ‘mağdurların’ gadredenlere ayrıcalıklı muamele yapıyor olması kaderin cilvesi.

Şahin Alpay için yapılan suçlamalardan biri, ‘her ne kadar tüm aşamalarda örgüt üyesi olmadığını savunmuş ise de çalıştığı uzun yıllar boyunca en küçük bir eleştiri yazısı dahi yazmamış’ olması! Yani sadece yazdığı değil yazmadığı yazıları nedeniyle de suçlanmakta Şahin Alpay. Mütalaanın sonraki sayfalarında diğer yazarlara da bu suçlama yöneltilmektedir.

Savcıya göre ‘tüm bu anlatılanlar söz konusu yazıların tek bir kaynaktan yani örgüt elebaşının emir ve talimatı doğrultusunda yazıldığını hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya koymakta’ imiş. Peki savcının bu iddiasının kuşkuya yer bırakmayacak bir delili var mı? Yok. Gülen, Alpay’a hangi tarihte ne talimat vermiş, talimatı alan Alpay ne yazmış. Bunların cevabı yok.

Bu talimat takıntısı ya bütün savcılarda var ya da bütün iddianame ve mütalaalar aynı kaynaktan çıkıyor. Gülen cemaatinin medya kurumlarına ilk saldırı, 14 Aralık 2014’te Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca’nın gözaltına alınmasıydı. O gün de savcının ısrarla sorduğu sorulardan biri yazarların yazılarını kaleme alırken Fethullah Gülen’den talimat alıp almadıklarıydı. O gün ve sonraki dönemde savcıların en ‘muteber’ kaynağı Hüseyin Gülerce’nin, kameralar önünde yemin ederek hiçbir zaman talimat almadığını söylemesine rağmen davanın/davaları her aşamasında böyle bir talimat varmış gibi hareket etmeye devam ettiler. Geçmişte her fırsatta Gülen Hareketi’nin sözcüsü gibi davranmaktan çekinmeyen Hüseyin Gülerce’nin bile yazılarında talimat almadığını söylemesi yetmez mi? Talimatla soruşturma açan, talimatla iddianame yazan, talimatla mütalaa veren, talimatla karar verenlerin aksini düşünmesi de zor tabii.

Bırakın son ana kadar Zaman’da yazanları, geçmişte Zaman’da yazıp da bugün iktidar medyasında havuzun tadını çıkaranlardan bir tanesi bile ‘Gülen bana şu konuda talimat verdi’ diyebildi mi? Hayır. Neymiş efendim, ‘sanık tüm yorumlarını Fetullahçı perspektif üzerinden yapmış’mış, ‘örgütsel tavrından bir an için bile vazgeçmemiş’miş.

KESİNLEŞMİŞ YARGI KARARI NEREDE?

Yine Savcı Cem Üstündağ’a göre, ‘Fetullahçı terör örgütünün amacının Türkiye Cumhuriyeti Devletinin anayasal sistemini cebir ve şiddet kullanmak suretiyle değiştirmek olduğu bugün pek çok kesinleşmiş yargı kararıyla da ifadesini bulan tartışmasız bir gerçek’ miş. Bu kesinleşmiş yargı kararları hangileridir, hangi tarihlerde verilmiştir? Bahsettiği kararlar 4000’e yakın hâkim ve savcıyı meslekten ihraç ederek, yargıyı hizaya getirdikten sonra çıkartılan kararlarsa, o kararlar çıktığı zaman yazarların hepsi de hapisteydi zaten.

Bir diğer suçlama da 14 Aralık 2014’te Zaman’a baskın yaparak Genel Müdür Ekrem Dumanlı’nın gözaltına alınmasını eleştiren yazılar yazmış olmaları. Ekrem Dumanlı hakkında terör örgütü soruşturması başlatıldıktan sonra da Zaman’da yazmaya devam etmeleri.

En taze örnek, Cumhuriyet ve Sözcü gazeteleri. Cumhuriyet Gazetesi’nin yayın yönetmeninin de içinde olduğu 8 kişi terör örgütü üyeliği suçlamasıyla 500 güne yakın  tutuklu kaldı. Sözcü’nün patronu ve üç çalışan aynı şekilde suçlanıyor. Şu güne kadar ‘neden hala orada çalışıyorsunuz’ diyerek hiçbir Cumhuriyet ve Sözcü çalışanı bundan dolayı soruşturma geçirdiğini duymadık. Bırakın onu, savcıların örgüt üyeliği için ileri sürdüğü kriterlere göre bütün Zaman çalışanı ve yazarları suçlanabilecekken binlerce kişi içinden sadece 30-40 kişinin suçlanması da ortada objektif bir kriter olmadığını gösteriyor.

Aslında karar çoktan yazılmış da mahkemeye gerekçe uydurmak görevi verilmiş sadece. Zavallı hakimler… farkında değiller ki devran döndüğünde, bugün kendilerine talimat verenler kenara çekilip ‘biz vermedik işte bu hakimler karar verdi’ diyerek buruşturup önümüze atıverecekler hepsini birden.

 

(Devam edecek…)

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin